-
1 إياد
erke; güç; takat -
2 أياد
-
3 إياد
vigueur -
4 إياد
إيَاد: ما يُوَيّدُ بِهِ الشّيْءُ -
5 إياد
إيَاد: قُوّةforce, power, might, strength -
6 إياد
إِيَاد1. erkeAnlamı: ış başarma gücü, enerji2. takatAnlamı: güç, kuvvet3. güçAnlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet -
7 اياد
dzieło; rozwój; stworzenie; tworzenie; twór; utworzenie; wywoływanie; wzrost -
8 vigueur
إيادباسحولعافيةقوتمنةنشاط -
9 wywoływanie
اياد ; توسعه ; نيايشواژه نامه لهستانی فارسی (Dictionary Farsi-Polish) > wywoływanie
-
10 gras
I adj1 aliment دهني [duh׳nijː]2 adipeux سمين [sa׳miːn]3 sale متسخ بالشحم ['mutːasix biʃ'ːaћm]◊avoir les mains grasses — أيادٍ متّسخة بالشحم
4 faire la grasse matinée يستيقظ متأخّرا [jas'tajqiðʼ muta'ʔaxːiran]II n mدهن ['duhn] m* * *I adj1 aliment دهني [duh׳nijː]2 adipeux سمين [sa׳miːn]3 sale متسخ بالشحم ['mutːasix biʃ'ːaћm]◊avoir les mains grasses — أيادٍ متّسخة بالشحم
4 faire la grasse matinée يستيقظ متأخّرا [jas'tajqiðʼ muta'ʔaxːiran]II n mدهن ['duhn] m -
11 grasse
1 aliment دهني [duh׳nijː]2 adipeux سمين [sa׳miːn]3 sale متسخ بالشحم ['mutːasix biʃ'ːaћm]◊avoir les mains grasses — أيادٍ متّسخة بالشحم
4 faire la grasse matinée يستيقظ متأخّرا [jas'tajqiðʼ muta'ʔaxːiran]* * *1 aliment دهني [duh׳nijː]2 adipeux سمين [sa׳miːn]3 sale متسخ بالشحم ['mutːasix biʃ'ːaћm]◊avoir les mains grasses — أيادٍ متّسخة بالشحم
4 faire la grasse matinée يستيقظ متأخّرا [jas'tajqiðʼ muta'ʔaxːiran] -
12 يد
يَدٌأَيْدٍ أَيَادٍ2) передняя нога (у животных)3) ручка, рукоятка; يد الفأس топорище4) благодеяние (чаще во мн. الايادي) доп. الايادي البيضاء заслуги; صاحب الايادي البيضاء благодетель; اسدى اليه يدا جديدة оказать кому-л. ещё одно благодеяние; * الايدي العاملة или اليد العاملة рабочие руки; يد الجوزاء астр. альфа Фиона (Бетельгейзе) ; ساعة يد ручные (наручные) часы; شغل يد рукоделие; عربة يد ручная тележка; فى متناول يده у кого-л. под рукой; مدّ يد المساعدة протянуть руку помощи;... رفع يده على поднять руку на…; وقع فى يده попасть кому-л. в руки; بين يديْه перед ним; مثل (قدّام) بين يديْه см. مثل; доп. ضرب وجهه بيديْه бить себя по лицу от огорчения; تحت يده в его распоряжении, у него; تعلّم على يد الاستاذ учиться под руководством профессора; على يد الاطبّاء при содействии врачей;... له يد فى он замешан в…, он причастен к…; الظروف لا يدَ له فيها не зависящие от кого-л. обстоятельства; доп.... كان له اليد الطولى فى ему принадлежит большая заслуга в…; صاحب اليد الطولَى а) щедрый; б) много сделавший (для чего-л.) ; اخذ بيده а) поддерживать кого-л., помогать кому-л. ; б) держать кого-л. за руку; يد بيضاء добро, милость; يده ضاقت он обеднел; يده خفيفة он нечист на руку; يده طويلة а) способный; б) вороватый; يده قصيرة неспособный; يده مفتوحة он щедр;يده ناشفة он скуп; يمشى يد من وراء ويد من قدّام нар. он ушёл ни с чем;... وضع يده على овладеть чем-л. ; وضع الجمهور يده على قلبه затаив дыхание публика ожидала; لم يضع يده على خدّه он не бездействовал, он не сидел сложа руки; هم على يد واحدة они заодно; عملوا يدا واحدة действовать рука об руку;... يجب ان نكون يدا واحدة وقلبا واحدا وضميرا واحدا لكي (حتّى мы должны действовать заодно, чтобы…;... اصبحوا يدا واحدة ولسانا واحدا في они тесно сплотились…; يضربون يدا بيد ويقولون لا حول ولا قوّة الّا بالله العظيم они только разводят руками и ничего не предпринимают; ذهبوا (تفرّقوا) ايدي سبا они рассеялись, разошлись по разным странам; خسر كلّ ما ملكت يداه он потерял всё, что имел; يأخذ باليد اليمنى ما كان يعطيه باليد اليسرى он даёт одной рукой, а другой забирает; سقط فى يده страд. он не знал, что делать; он был припёрт к стене; لا افعله يد الدهر никогда я этого не сделаю; اختطفته يد المنون скончаться* * *
а=pl. = أيدٍ
pl. = أياد
1) рука
2) передняя лапа
3) ручка, рукоятка
-
13 goiterogenic
(goitrogenic)اياد كنندهتورمغدهتيروئيد (درقي.) ، ايجاد كننده گواتر -
14 erke
أزرإمكانإيادأيداستطاعةاقتداربأستمكنحولحيلطائلطائلةطاقةطوقطولقابليةقبلقدرةمراسمرةمقدرةمكنةمنة -
15 güç
أزرإمكانإيادأيداستطاعةاقتداربأستمكنجبرحولزورشاقشدةشوكةصبرصعبطائلطائلةطاقةطوقطولعسرعسيرعويصقابليةقبلقدرةمتعذرمتعسرمراسمرةمستصعبمعقدمقدرةمقدورمكنةمنةمنعةنكير -
16 takat
إمكانإياداقتدارتمكنحولطائلطاقةقبلقدرةمقدرة -
17 erke
1. أزر [أَزْر]Anlamı: ış başarma gücü, enerji2. إمكان [إِمْكان]Anlamı: ış başarma gücü, enerji3. إياد [إِيَاد]Anlamı: ış başarma gücü, enerji4. أيد [أَيْد]Anlamı: ış başarma gücü, enerji5. استطاعة [اِسْتِطَاعَة]Anlamı: ış başarma gücü, enerji6. اقتدار [اِقْتِدار]Anlamı: ış başarma gücü, enerji7. بأس [بَأْس]Anlamı: ış başarma gücü, enerji8. تمكن [تَمَكُّن]Anlamı: ış başarma gücü, enerji9. حول [حَوْل]Anlamı: ış başarma gücü, enerji10. حيل [حَيْل]Anlamı: ış başarma gücü, enerji11. طائل [طائِل]Anlamı: ış başarma gücü, enerji12. طائلة [طائِلَة]Anlamı: ış başarma gücü, enerji13. طاقة [طاقَة]Anlamı: ış başarma gücü, enerji14. طوق [طَوْق]Anlamı: ış başarma gücü, enerji15. طول [طَوْل]Anlamı: ış başarma gücü, enerji16. قابلية [قابِلِيَّة]Anlamı: ış başarma gücü, enerji17. قبل [قِبَل]Anlamı: ış başarma gücü, enerji18. قدرة [قُدْرَة]Anlamı: ış başarma gücü, enerji19. مراس [مِرَاس]Anlamı: ış başarma gücü, enerji20. مرة [مِرَّة]Anlamı: ış başarma gücü, enerji21. مقدرة [مَقْدِرَة]Anlamı: ış başarma gücü, enerji22. مكنة [مُكْنَة]Anlamı: ış başarma gücü, enerji23. منة [مُنَّة]Anlamı: ış başarma gücü, enerji -
18 güç
1. أزر [أَزْر]Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet2. إمكان [إِمْكان]Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet3. إياد [إِيَاد]Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet4. أيد [أَيْد]Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet5. استطاعة [اِسْتِطَاعَة]Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet6. اقتدار [اِقْتِدار]Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet7. بأس [بَأْس]Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet8. تمكن [تَمَكُّن]Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet9. جبر [جَبْر]Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet10. حول [حَوْل]Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet11. زور [زُور]Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet12. شاق [شاقّ]Anlamı: ağır ve yorucu emekle yapılan, müşkül13. شدة [شِدَّة]Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet14. شوكة [شَوْكَة]Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet15. صبر [صَبْر]Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet16. صعب [صَعْب]Anlamı: ağır ve yorucu emekle yapılan, müşkül17. طائل [طائِل]Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet18. طائلة [طائِلَة]Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet19. طاقة [طاقَة]Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet20. طوق [طَوْق]Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet21. طول [طَوْل]Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet22. عسر [عَسِر]Anlamı: ağır ve yorucu emekle yapılan, müşkül23. عسير [عَسِير]Anlamı: ağır ve yorucu emekle yapılan, müşkül24. قابلية [قابِلِيَّة]Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet25. قبل [قِبَل]Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet26. قدرة [قُدْرَة]Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet27. متعذر [مُتَعَذِّر]Anlamı: ağır ve yorucu emekle yapılan, müşkül28. متعسر [مُتَعَسِّر]Anlamı: ağır ve yorucu emekle yapılan, müşkül29. مراس [مِرَاس]Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet30. مرة [مِرَّة]Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet31. مستصعب [مُسْتَصْعَب]Anlamı: ağır ve yorucu emekle yapılan, müşkül32. معقد [مُعَقَّد]Anlamı: ağır ve yorucu emekle yapılan, müşkül33. مقدرة [مَقْدِرَة]Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet34. مقدور [مَقْدُور]Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet35. مكنة [مُكْنَة]Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet36. منعة [مَنْعَة]Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet37. منة [مُنَّة]Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet38. نكير [نَكِير]Anlamı: ağır ve yorucu emekle yapılan, müşkül39. عويص [عَوِيص]Anlamı: ağır ve yorucu emekle yapılan, müşkül -
19 takat
1. إمكان [إِمْكان]Anlamı: güç, kuvvet2. إياد [إِيَاد]Anlamı: güç, kuvvet3. اقتدار [اِقْتِدار]Anlamı: güç, kuvvet4. تمكن [تَمَكُّن]Anlamı: güç, kuvvet5. حول [حَوْل]Anlamı: güç, kuvvet6. طائل [طائِل]Anlamı: güç, kuvvet7. طاقة [طاقَة]Anlamı: güç, kuvvet8. قبل [قِبَل]Anlamı: güç, kuvvet9. قدرة [قُدْرَة]Anlamı: güç, kuvvet10. مقدرة [مَقْدِرَة]Anlamı: güç, kuvvet -
20 dzieło
استحكامات ; افرينش ; اياد ; چاپ ; خلقت ; زيست ; شغل ; طبع ; عمل ; عملكرد ; كار ; كارخانه ; نوشتجات ; وظيفه
- 1
- 2
См. также в других словарях:
إياد — معجم اللغة العربية المعاصرة إياد [مفرد]: مصدر آدَ … Arabic modern dictionary
Iyad Allaoui — Pour les articles homonymes, voir Alaoui. Iyad Allawi اياد علاوي … Wikipédia en Français
حرق — حرق: الحَرَقُ، بالتحريك: النار. يقال: في حَرَقِ الله؛ قال: شدّاً سَريعاً مِثلَ إضرامِ الحَرَقْ وقد تَحرَّقَتْ، والتحريقُ: تأْثيرها في الشيء. الأَزهري: والحَرَقُ من حَرَق النار. وفي الحديث: الحَرَقُ والغَرَقُ والشَّرَقُ شهادة. ابن الأَعرابي: حرَقُ … Lisan Al Arab. Arabic explanatory dictionary
Ayad Allawi — A yad Allawi Prime Minister of Iraq In office 28 May 2004 – 7 April 2005 President Paul Bremer Ghazi Mashal Ajil al Yawer (Acting) … Wikipedia
Salah Khalaf — Salah Mesbah Khalaf (Arabic صلاح خلف), also known as Abu Iyad (Arabic أبو إياد) (born 1933 ndash; January 14, 1991) was deputy chief and head of intelligence for the Palestine Liberation Organization, and the second most senior official of Fatah… … Wikipedia
Eyad Alrababah — Born in Palestine, Eyad Mustafa Alrababah ( ar. اياد مصطفى الربّاح) was a Jordanian citizen arrested following the September 11, 2001 Terrorist Attack. A computer technician, he had lived in West Paterson, New Jersey until 2000, then moved to… … Wikipedia
Bilady, Bilady, Bilady — بلادي بلادي بلادي English: My country, my country, my country Bilady, Bilady, Bilady The flag of Egypt … Wikipedia
Iyad Jamal Al-Din — (in Arabic : إياد جمال الدين) is an Iraqi minister of parliament. An islamic state secularist, he advocates the separation of church and state. He is quoted as saying:: We are like a bird born in a cage America broke the cage open, but the bird… … Wikipedia
Eyad Ismoil — Infobox Criminal subject name = Eyad Ismoil image size = image caption = date of birth = circa 1971 place of birth = Kuwait date of death = place of death = alias = conviction = Conspiracy penalty = 240 years status = In prison occupation =… … Wikipedia
Ayad Sadir — Football player infobox playername = Ayad Sadir nickname = fullname = Ayad Sadir Al Sadoun dateofbirth = birth date and age|1988|4|3 countryofbirth = flagicon|IRQ Iraq currentclub = flagicon|Iraq Najaf FC clubnumber = position = Defender… … Wikipedia
Abu Iyad — Salah Mesbah Khalaf (arabisch صلاح خلف Salah Chalaf, DMG Ṣalāḥ Ḫalaf), auch bekannt als Abu Iyad ( أبو إياد, DMG Abū Iyād; * 1933 in Jaffa; † 14. Januar 1991 in Tunis) war 1991 zweiter Chef und Chef der Spionage der PLO und der … Deutsch Wikipedia