-
1 birdenbire
plötzlich, mit einem Mal\birdenbire kapı/pencere açıldı plötzlich ging die Tür/das Fenster auf -
2 birdenbire
birdenbire [-'dɛn-] auf einmal, plötzlich -
3 açılmak
vi2) aufgehen, sich öffnen; ( mağazalar) aufmachenaçıl susam, açıl! Sesam, öffne dich!birdenbire kapı/pencere açıldı plötzlich ging die Tür/das Fenster aufdışa/içe doğru \açılmak sich nach außen/innen öffnendükkânlar saat dokuzda açılır die Geschäfte machen um neun Uhr aufşalter dokuz buçukta açıldı der Schalter machte um halb zehn auf3) ( renk için) hell(er) werden5) ( gemi)engin denizlere \açılmak aufs offene Meer hinausfahren7) ( kuruluşlar için) die Pforten (wieder) öffnen8) expandierenfazla açıldığı için battı weil er zu sehr expandiert hat, hat er Konkurs gemachtayakkabısı açıldı seine Schuhe haben sich geweitet13) birine \açılmak sich jdm anvertrauen [o offenbaren] -
4 alkış
alkış sApplaus m, Beifall m\alkış toplamak Beifall erntenbirdenbire öyle bir \alkış koptu ki, ... plötzlich brach ein solcher Beifall aus, dass...bitmek bilmeyen \alkış nicht enden wollender Beifall -
5 ayaklanmak
vi1) aufstehenbirdenbire herkes ayaklandı plötzlich sprangen alle aufköy ayaklandığı zaman... wenn das Dorf aufsteht,... -
6 dalmak
-
7 fevrî
voreilig, vorschnell; ( birdenbire) plötzlich -
8 fücceten
→ birdenbire plötzlich -
9 gümbedek
-
10 ha
ha [xa]Abk. von1) \ha gayret! na los!\ha şöyle! na also!2) (sl) ( evet) na klarII konj1) \ha ben gelmişim \ha o es ist egal ob ich komme oder er\ha bugün \ha yarın (entweder) heute oder morgen2) ( neredeyse)\ha geldi \ha gelecek gleich wird er kommenyürü \ha yürü, yol bitmiyor man geht und geht, der Weg nimmt kein Ende4) ( hiç durmadan)\ha babam atıştırıyordu er aß und aß3. [xa:] interj1) ( şaşma anlatır)amma güzel \ha! ach, wie schön!, Mann, ist das schön!öyle oldu \ha! ach, so ist das!2) ( uyarmak için)sakın \ha! nicht doch!3) ( dikkati çekmek için)\ha bilmiş ol, ... ach ja, du solltest wissen,...\ha sen bana kitap getirecektin ach ja, du wolltest mir ein Buch (mit) bringen4) ( birdenbire anlamak)\ha... ach so,..., ach ja,...sen de geldin \ha? du bist auch gekommen, ja [o was] ? -
11 kesilmek
vidış dünya ile ilişiği kesilmiş olmak von der Außenwelt abgeschnitten sein2) ( gücü kalmamak) keine Kraft mehr habenbirdenbire kesildi plötzlich verließen ihm die Kräftehoşafının yağı \kesilmek ( fig) mit seinem Latein am Ende sein, am Ende seines Lateins sein5) ( olmak) werdenbuz/canavar \kesilmek zu Eis/zur Bestie werdenkıpkırmızı \kesilmek knallrot werden6) vergi kesildikten sonra nach Abzug der Steuern -
12 parlamak
-
13 yüz yüze
\yüz yüze gelmek sich begegnen; ( birdenbire) sich plötzlich gegenüberstehen
См. также в других словарях:
birdenbire — zf. Ansızın Birdenbire bulunduğumuz odanın kapısı açılıverdi. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
FEC'ET — Birdenbire … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
damdan düşer gibi (veya düşercesine) — birdenbire ve yersiz olarak Damdan düşer gibi birdenbire söyleyecek, açacak olursam itiraz eder. M. Yesari … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüreği yerinden oynamak — birdenbire heyecanlanmak veya korkmak Odanın içinde birdenbire kızılca kıyamet kopmasın mı zavallı halamın yüreği yerinden oynamış. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
feveran etmek — birdenbire öfkelenmek, köpürmek, parlamak Beni dinlemeden öyle feveran etme ... hiddetlenme! E. E. Talu … Çağatay Osmanlı Sözlük
gök delinmek — birdenbire çok ve hızlı yağmur yağmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kahkaha tufanı kopmak — birdenbire toplu olarak kahkaha atmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yağmur boşanmak — birdenbire çok yağmur yağmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
zemberek gibi — birdenbire, aniden Halim zemberek gibi boşanıyor, sağa bir omuz, sola bir omuz, kalabalığı yarıp Korkut un karşısına dikiliyor. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
zınk diye durmak — birdenbire durmak Askerî bir cip, Camekân Sokağı nı sarsıla sarsıla geçti, apartmanın kapısı önünde zınk diye durdu. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
alkış kopmak — birdenbire güçlü bir biçimde el çırpılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük