-
1 cereyan
cereyan [-ɑːn] Fließen n; Strom m (a EL); Ablauf m der Ereignisse; Strömung f in der Kunst usw; (Luft)Zug m;cereyan etmek stattfinden; im Gange sein; Gespräche, Kämpfe geführt werden;burası cereyan yapıyor es zieht hier;-e cereyan vermek unter Strom stellen A -
2 cereyan
-
3 cereyan kesilmesi
elek Stromausfall m -
4 akım
-
5 kesilme
-
6 kesilmek
vidış dünya ile ilişiği kesilmiş olmak von der Außenwelt abgeschnitten sein2) ( gücü kalmamak) keine Kraft mehr habenbirdenbire kesildi plötzlich verließen ihm die Kräftehoşafının yağı \kesilmek ( fig) mit seinem Latein am Ende sein, am Ende seines Lateins sein5) ( olmak) werdenbuz/canavar \kesilmek zu Eis/zur Bestie werdenkıpkırmızı \kesilmek knallrot werden6) vergi kesildikten sonra nach Abzug der Steuern
См. также в других словарях:
cereyan — is., Ar. cereyān 1) Bir yöne doğru akma, akış, akıntı Köprünün parmaklığına dayandı, gözlerini Haliç in kapkara sularına, bu suların cereyanına kaptırdı. E. E. Talu 2) Bir şeyin gelişme, olma durumu En iyisi zorlamamak, işi tabii cereyanına… … Çağatay Osmanlı Sözlük
cereyân — (A.) [ نﺎیﺮﺝ ] 1. akış. 2. oluş. 3. akım. ♦ cereyân etmek olmak, gerçekleşmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
cereyan etmek — geçmek, olmak, yapılmak Düzbel de cereyan eden meydan muharebesini İkinci Kılıç Arslan kazandı. Y. K. Beyatlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
CEREYÂN — Akma, akış, gidiş. Hareket. Akıntı. Gezme. Mürûr. Vuku, vâki olma. * Mc: Aynı fikir ve gaye etrafında toplananların meydana getirdikleri faaliyet ve hareket. Bu hareket; dinî, fikrî veya siyasî hareketler gibi birbirlerinden farklı sahalarda… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
cereyan çarpmak — elektrik akımına tutulup etkisinde kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
CEREYÂN-I HEVÂ — Hava akımı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TECRÎ — (Cereyan. dan) Cereyan ediyor, akıyor, gidiyor … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
aklımak — cereyan ve seylan ve seyl etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
akım — is. 1) Akma işi 2) fiz. Hava, su vb. akışkan maddelerin veya elektrik yüklerinin belli bir yönde akışı, yer değiştirmesi, cereyan Gecenin hummalı sessizliği kulaklarında yüksek voltajlı bir elektrik akımı gibi vınlıyordu. A. İlhan Hava akımı. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
akıntı — is. 1) Akma işi Musluğun akıntısı bir türlü kesilemedi. 2) Havanın veya suyun herhangi bir yöne doğru yer değiştirmesi, akım, cereyan Bataklıklardan kurtulduktan sonra, akıntıyı takip ederek bir köye giriyordum. Ö. Seyfettin 3) Eğiklik, eğim,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
amil — is., Ar. ˁāmil Etken, etmen, sebep, faktör Acaba bu cereyan ne gibi tarihî amillerin tesiriyle doğdu. F. Köprülü … Çağatay Osmanlı Sözlük