Перевод: с турецкого на немецкий

с немецкого на турецкий

soğuk

См. также в других словарях:

  • soguk — I, 503 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • soğuk — sf., ğu 1) Isısı düşük olan, sıcak karşıtı Bu el soğuktu ve titriyordu. P. Safa 2) Üşütecek derecede ısısı olan Güneşli, soğuk bir gündü. S. F. Abasıyanık 3) is. Isının üşütecek kadar az veya düşük olması durumu Karın soğuğu başka bir tür… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • soğuk çalmak — soğuk bitkiye zarar vermek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • soğuk ter dökmek (veya basmak) — korku, heyecan anlarında birden terlemek Safinaz kardeşini düşününce soğuk ter döktü. H. E. Adıvar Hele ansızın alnını, bıyıklarının dibini ve ensesini basan soğuk ter, sinsi bir ölüm korkusunu içine yılan gibi akıtıyor. A. İlhan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • soğuk algınlığı — is., tıp Nezle, anjin, bronşit gibi üşütmeden ileri gelen rahatsızlık Hafif bir soğuk algınlığı sebebiyle dışarı çıkmamaya, oteldeki odamda çalışmaya karar verdim. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • soğuk büfe — is. Bazı toplantılarda, ayakta yenilmek için soğuk yiyecek ve içeceklerle hazırlanmış masa …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • soğuk dalgası — is., meteor. Yoğun olarak soğuk havanın art arda gelmesi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • soğuk harp — is., bi Soğuk savaş …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • soğuk nevale — is. İnsanlara yaklaşmayan, söz veya davranışları soğuk olan sevimsiz kimse …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • soğuk savaş — is. 1) İkinci Dünya Savaşı ndan sonra Doğu ve Batı Bloklarının zaman zaman savaş çıkarma tehditlerinin bütün dünyada yarattığı gerginlik, soğuk harp 2) İki kişi arasında fazla belli edilmeden yaşanan çekişme …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • soğuk şaka — is. Hoş karşılanmayan, yersiz nükte veya sözle yapılan şaka Yoo sütnine, bak böyle soğuk şakalar istemem. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»