-
21 anpassen
an|passenetw einer Sache \anpassen bir şeyi diğer bir şeye uydurmak [o uyarlamak]II vrsich \anpassen uymak (an -e), adapte olmak (an -e), intibak etmek (an -e) -
22 aussöhnen
aus|söhnen ['auszø:nən]I vtjdn mit jdm \aussöhnen bir kimseyi diğer bir kimse ile barıştırmakII vrsich \aussöhnen barışmak ( mit ile) -
23 ausspielen
aus|spielenI vt1) ( Karte) oynamak, çıkmak;seinen letzten Trumpf \ausspielen ( fig) son kozunu oynamak3) ( aufwiegeln)jdn gegen jdn \ausspielen birine fit vermek [o sokmak], bir kimseyle diğer bir kimseyi birbirine düşürmek;wer spielt aus? kim oynuyor? -
24 beide
(her) iki;ihr \beiden ikiniz;ihr habt \beide Recht ikiniz de haklısınız;wie geht es euch \beiden? ikiniz nasılsınız?;alle \beide (her) ikisi de;die \beiden anderen diğer ikisi;ihre \beiden Schwestern iki kız kardeşi;einer von \beiden ikisinden biri;keiner von \beiden ikisi de değil;wir \beide ikimiz (de);\beides ikisi de;\beide Mal her iki defasında, iki defasında da -
25 demgegenüber
demgegenüber ['---'--] advbuna karşılık (olarak); ( andererseits) öte yandan, diğer taraftan -
26 hingegen
-
27 Mitangeklagte
jur diğer sanık -
28 Miterbe
diğer mirasçı, birlikte mirasçı -
29 sonst
1) ( außerdem) ayrıca, başka;war \sonst noch jemand da? başka kimse var mıydı orada?;\sonst nichts başka bir şey yok;\sonst was ( fam) başka şey;\sonst noch Fragen? başka soru(nuz) var mı?;du bist doch \sonst nicht so normalen böyle değilsin ki;es ist alles wie \sonst her şey eskisi gibi;es war wie \sonst her zamanki gibiydi;mehr als \sonst normalden fazla4) ( andernfalls) yoksa, olmazsa, aksi hâlde, aksi takdirde, sonra;was/wer/wie denn \sonst? ( fam) yoksa ne/kim/nasıl?;sei pünktlich, \sonst gibt es Schelte! geç kalma, yoksa [o sonra] azar işitirsin!5) ( unbestimmt)\sonst wer ( fam) başka biri;er bildet sich ein, \sonst wer zu sein ( etwas Besonderes) kendini bir şey sanıyor -
30 stellen
stellen ['ʃtɛlən]I vt1) (hin\stellen) koymak ( auf -e); (auf\stellen) dik koymak ( auf -e), dikmek; (hinein\stellen) koymak (in -e), yerleştirmek (in -e);Bedingungen \stellen şartlar koymak [o koşmak];der Hund stellt die Ohren köpek kulaklarını dikti;etw an die Wand \stellen bir şeyi duvara dayamak;dieses Foto wirkt gestellt bu fotoğraf poz verilip çekilmiş gibi2) ( regulieren) ayarlamak;stell das Radio leiser/lauter radyonun sesini kıs/aç;die Uhr \stellen saati ayarlamak;3) (bereit\stellen) etmek, bulundurmak4) ( Verbrecher) tutmakjdn zur Rede \stellen birini hesaba çekmek, birinden hesap sormak;einen Antrag auf etw \stellen bir şey için istemde bulunmak;eine Sache über eine andere \stellen bir şeyi diğer bir şeyin üzerine koymak;jdn vor Gericht \stellen birini mahkemeye vermek;etw in Frage \stellen bir şeyin doğruluğundan şüphe etmek;etw in Rechnung \stellen bir şeyi hesaba yazmak;etw in Abrede \stellen bir şeyi yadsımak [o inkâr etmek];etw unter Quarantäne \stellen bir şeyi karantinaya almak;auf sich selbst gestellt sein kendi başının çaresine bakmak;jds Geduld auf die Probe \stellen birinin sabrını tüketmek;hohe Anforderungen an jdn \stellen bir kimseden çok şey istemek;eine These in den Raum \stellen bir tezi ortaya atmakII vrsich \stellen1) (sich hin\stellen) dikilmek;sich auf die Hinterpfoten \stellen arka ayakları üzerine kalkmak;sich auf Zehenspitzen \stellen ayak parmaklarının ucuna basarak dikilmek2) ( vortäuschen)sich taub/unwissend \stellen duymazlıktan/bilmezlikten gelmek;sich dumm \stellen aptallığa vurmak3) ( der Polizei) teslim olmak4) ( nicht ausweichen)sich gegen etw \stellen bir şeye karşı pozisyon almak;sich hinter jdn \stellen birine arka çıkmak -
31 unterschlagen
unter|schlagendie Beine \unterschlagen bir ayağını diğer ayağının altına almak2) ( verschweigen) gizlemek -
32 wieder
1) ( nochmals) yine, gene, tekrar, yeniden, bir daha;immer \wieder tekrar tekrar, ikide bir;nie \wieder tun bir daha (hiç) yapmamak;schon \wieder şimdi gene;\wieder mal bir kere daha, yine, gene;\wieder anfangen tekrar [o yeniden] başlamak;etw immer \wieder machen bir şeyi tekrar tekrar yapmak;gib ihm das \wieder zurück bunu ona geri ver2) ( andererseits) diğer [o öte] yandan -
33 wiederum
-
34 wogegen
wogegen [vo'ge:gən]I adv1) ( interrogativ) neye karşı;\wogegen hilft das? bu neye karşı iyi gelir?2) ( relativisch) buna karşı -
35 Wort
kelime, sözcük; ( Ausdruck) söz, laf;\Wort für \Wort kelime kelime, kelimesi kelimesine;im wahrsten Sinne des \Wortes kelimenin tam anlamıyla;in \Worten sözle;mir fehlen die \Worte söyleyecek söz bulamıyorum, ne diyeceğimi bilemiyorum;davon ist kein \Wort wahr bunun bir kelimesi bir doğru değil;ein paar \Worte wechseln biraz laflamak;ein offenes/ernstes \Wort mit jdm reden biriyle açık açık/ciddi olarak konuşmak;das \Wort an jdn richten birine sözü yöneltmek;nicht viele \Worte machen fazla laf etmemek;jdn mit leeren \Worten abspeisen birini boş laflarla atlatmak;etw mit keinem \Wort erwähnen bir şeyin sözünü bile etmemek;mit anderen \Worten yani, diğer bir deyişle;ein \Wort gab das andere söz sözü açtı;hast du \Worte? ( fam) buna ne diyebilirsin ki?;das letzte \Wort haben son söz sahibi olmak;das \Wort hat Herr Müller söz sırası Bay Müller'de;das \Wort ergreifen söze başlamak;jdm ins \Wort fallen birinin sözünü kesmek;etw in \Worte fassen bir şeyi sözle ifade etmek;jdm sein \Wort geben birine söz vermek;sein \Wort halten sözünde durmak;sein \Wort brechen sözünde durmamak, verdiği sözden dönmek, verdiği sözü tutmamak;jdn beim \Wort nehmen birinin sözünü senet saymak -
36 andere
başkadiğer -
37 anderer
başkabir dahadiğer bir -
38 anders
başkabaşka türlübir dahadiğer bir -
39 weiter
başkadaha uzakdiğeröteki
- 1
- 2
См. также в других словарях:
diger — dȉger m DEFINICIJA žarg. rij. kopač ETIMOLOGIJA engl. digger … Hrvatski jezični portal
diğer — sf., Far. dīger Başka, özge, öteki, öbür Diğer misafirlerimle meşgul olamadım. Ö. Seyfettin Birleşik Sözler diğerkâm namıdiğer yekdiğeri … Çağatay Osmanlı Sözlük
diger — (F.) [ ﺮﮔد ] diğer, başka … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
diger — di|ger adj., t, digre (stor og omfangsrig); en diger tenor; et digert værk … Dansk ordbog
DİGER — f. Başka, diğer, öteki … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
DİGER-RUZ — f. Diğer gün, başka gün … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
diger — adj ( t, digra) tjock, omfångsrik … Clue 9 Svensk Ordbok
diger — … Useful english dictionary
DİGER-BÂR — f. Başka zaman, başka defa … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
DİGER-BİN — f. Başka kişilerin faydaları için fedakârlıkta bulunan kişi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
DİGER-GUN — f. Değişmiş, başkalaşmış, bozuk … Yeni Lügat Türkçe Sözlük