-
1 лежать
yatmak; ait olmak* * *1) врз yatmakлежа́ть в посте́ли — yatakta olmak
лежа́ть в больни́це — hastanede yatmak
лежа́ть с гри́ппом — gripten yatmak
лежа́ть в моги́ле — mezarda yatmak
това́р лежи́т на скла́де — mal depoda yatıyor
кни́га лежи́т на столе́ — kitap masadadır / masada duruyor
го́род лежи́т на берегу́ мо́ря — şehir deniz kenarındadır
2) перен. (ait) olmakотве́тственность за э́то лежи́т на вас — bunun sorumlusu sizsiniz
на нем лежи́т не́сколько обя́занностей — birkaç görevle yükümlüdür
••лежа́ть в разва́линах — harabeler içinde olmak
лежа́ть под сукно́м — hasıraltı edilmiş olmak
лежа́ть на боку́ / на печи́ прост. — minder çürütmek
не лежи́т у меня́ душа́ к э́той рабо́те — bu işe bir türlü ısınamadım
-
2 ложиться
yatmak,uzanmak* * *несов.; сов. - лечь, врзyatmak; uzanmakложи́ться на зе́млю — yere yatmak / uzanmak
ложи́ться в больни́цу — разг. hastaneye yatmak
ложи́ться спать — yatağa girmek, yatmak
посе́вы легли́ — ekinler yattı
су́дно легло́ на ле́вый борт — gemi sola yattı
кора́бль лёг на но́вый курс — разг., мор. gemi rota değiştirdi
••на мо́ре лёг тума́н — denize sis çöktü
зима́ легла́ ра́но — kış erken girdi
отве́тственность ля́жет на тебя́ — sorumlusu sen olacaksın
э́то бре́мя легло́ на него́ — bu yük onun sırtına bindi
-
3 залечь
yatmak* * *сов.1) yatmakзале́чь в зи́мнюю спя́чку — kış uykusuna yatmak
2) воен. siperlenmekзале́чь в заса́ду — pusuya yatmak
-
4 заваливаться
düşmek; yatmak; yıkılmak,çökmek* * *несов.; сов. - зава́ливать1) düşmekкни́га завали́лась за шкаф — kitap dolabın arkasına düştü
2) разг. ( запрокидываться) düşmek; yatmakзава́ливаться наза́д — arkaya düşmek
зава́ливаться на́ бок — yana yatmak
4) перен., прост. ( на экзамене) çakmak; takmak••я́блок там - завали́сь — orada elmanın bini bir paraya; orada elmadan geçilmiyor
-
5 валяться
1) ( кататься) yuvarlanmak; ağnamak ( о животных)2) разг. ( долго лежать) leş gibi yatmakваля́ться с гри́ппом прост. — gripten yatmak
3) разг. ( в беспорядке - о вещах) yerlerde sürünmek••валя́ться в нога́х у кого-л. — birinin ayaklarına kapanmak
на доро́ге / улице не валя́ется — sokakta bulunmaz
-
6 пласт
м, врзtabaka, katman, katпласт сне́га — kar tabakası
у́гольный пласт — геол. kömür tabakası / katmanı
ра́зные пласты́ населе́ния — değişik nüfus tabakaları
••лежа́ть пластом — bir yere pestil gibi serilmiş kalmak; yatak yorgan yatmak, kalıp gibi yatmak ( о больном)
-
7 полечь
сов.1) разг. ( лечь - о многих) yatmak2) ( быть убитым) şehit düşmek ölmek3) ( о растениях) yatmakпосе́вы полегли́ от дождя́ — yağmur ekinleri yatırdı
-
8 валиться
düşmek,yıkılmak* * *несов.; сов. - свали́ться, повали́тьсяdüşmek ( падать); yıkılmak ( обрушиваться)вали́ться на́бок / на борт — yan yatmak ( о судне)
••вали́ться с ног (от усталости) — ayakta duracak hali kalmamak
-
9 вымокать
ıslanmak* * *несов.; сов. - вы́мокнуть1) тк. сов. ıslanmak2) (о льне и т. п.) suda yatmak -
10 высиживать
kalmak* * *несов.; сов. - вы́сидеть1) разг. (какое-л. время) kalmak2) в соч.выси́живать птенцо́в — kuluçkaya yatmak
вы́сидеть птенцо́в — civciv çıkarmak
-
11 грипповать
разг.gripli olmak; gripten yatmak -
12 грунт
toprak,dip; astar boyası* * *млежа́ть на грунте (о подлодке) — deniz dibinde yatmak
вы́нутый грунт — hafriyat / inşaat toprağı
2) жив. astar boyası -
13 движение
hareket,devinim,ilerleme; trafik,gidiş geliş* * *с1) врз hareket; devinim; ilerlemeбы́стрым движе́нием руки́ — çabuk bir el hareketiyle
лежа́ть без движе́ния — hareketsiz yatmak
приходи́ть в движе́ние — harekete gelmek
приводи́ть в движе́ние — hareket ettirmek, devindirmek; harekete getirmek (тж. оживлять)
междунаро́дное коммунисти́ческое движе́ние — перен. uluslararası komünist hareket
фо́рмы движе́ния мате́рии — филос. maddenin hareket biçimleri
движе́ние цен — эк. fiyat hareketleri
движе́ние народонаселе́ния — nüfus hareketleri
э́тот рома́н совсе́м лишён движе́ния — лит. bu romanda hiç hareket yok
у́личное движе́ние — trafik
откры́ть движе́ние поездо́в на желе́зной доро́ге — demiryolunu trafiğe açmak
расписа́ние движе́ния поездо́в — tren tarifesi
слу́жба движе́ния — ж.-д. hareket dairesi
••во́льные движе́ния — спорт. serbest hareketler
-
14 жить
yaşamak; geçinmek; oturmak,ikamet etmek* * *1) врз yaşamakры́ба живёт в воде́ — balık suda yaşar
дуб живёт до́лго — meşenin ömrü uzun olur
жить холостяко́м — bekar yaşamak
жить сча́стливо — mutlu yaşamak, mutlu bir hayat sürmek
па́мять о нём в наро́де бу́дет жить ве́чно — onun anısını halk her zaman canlı tutacaktır
да до́лго ли ему́ жить-то оста́лось?! — kaç günlük ömrü kaldı ki?!
ты у меня́ бу́дешь жить как короле́ва — seni kraliçeler gibi yaşatacağım
он без тебя́ жить не мо́жет! — sensiz edemez / yapamaz!
они́ пло́хо живу́т (ме́жду собо́й) — aralarında geçim yok
с сосе́дями он живёт дру́жно — komşularıyla iyi geçiniyor
2) в соч.он жил нау́кой — kendini bilime vermiş gidiyordu
я им (одни́м) живу́ — beni yaşatan, tek
3) (чем, на что) geçinmekжить на зарпла́ту — ücreti / maaşı ile geçinmek
жить свои́м трудо́м — emeğiyle geçinmek / yaşamak
они́ э́тим живу́т — onların geçimi bu yüzden
жить ста́ло трудне́е — geçim zorlaştı
го́род жил торго́влей / за счёт торго́вли — şehir ticaretten geçinirdi
4) yaşamak; oturmak, ikamet etmek; kalmakжить в дере́вне — köyde yaşamak
жить в гости́нице — otelde kalmak
жить в студе́нческом общежи́тии — öğrenci yurdunda yatmak / kalmak
жить в бара́ке — barakada barınmak / oturmak
где вы сейча́с живёте? (постоянно) — şimdi nerede oturuyorsunuz / ikamet ediyorsunuz?
два дня я жил у знако́мых — iki gün tanıdıklarda yattım
5) разг. ( сожительствовать) düşüp kalkmak6) уст.она́ жила́ у них в служа́нках / прислу́гах — onların kapısında hizmetçilik etmişti
••он приказа́л до́лго жить — sizlere ömür
-
15 забытьё
dalgınlık* * *с( беспамятство) dalgınlıkлежа́ть в забытьи́ — dalgın yatmak
больно́й был в забытьи́ — hasta dalmıştı / dalmış bulunuyordu
-
16 засада
-
17 засесть
kapanmak (eve); oturmak; saplanmak* * *сов., разг.1) kapanmakзасе́сть в кре́пости — kaleye kapanmak
он на неде́лю засе́л до́ма — bir hafta için evine kapandı
2) oturmakзасе́сть за рабо́ту — (uzun sürecek) işe koyulmak
е́сли она́ зася́дет вяза́ть, ско́ро не ко́нчит — örgü örmeye oturursa çabuk bitirmez
3) в соч.засе́сть в заса́ду — pusuya yatmak
4) ( застрять) saplanmak, saplanıp kalmak -
18 кататься
patinaj yapmak* * *1) ( катиться) yuvarlanmak2) ( с боку на бок) ağnamak (о лошади и т. п.)3) gezmekката́ться на ло́дке — kayıkla gezmek / dolaşmak
ката́ться на карусе́ли — atlıkarıncaya / dolaba binmek
ката́ться на са́нках — kızak kaymak
ката́ться на конька́х — patinaj yapmak
••ката́ться со́ смеху — gülmekten kırılmak
ката́ться по́ полу от сме́ха — gülmekten yerlere yatmak
-
19 крен
мсу́дно лежи́т на гру́нте с кре́ном в 60 гра́дусов — gemi 60 bir meyille yatıyor
-
20 крениться
несов.; сов. - накрени́ться
См. также в других словарях:
yatmak — I, 36, 233, 243, 386; I I, 313; III, 42, 378 yaymak, sermek, II, 313bkz: yadmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
yatmak — nsz, ar 1) Bir yere veya bir şeyin üzerine boylu boyunca uzanmak Dörtnal giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak. N. Hikmet 2) Uyumak veya dinlenmek için yatağa girmek 3) Yatay veya yataya yakın bir duruma gelmek, eğilmek Rüzgârdan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
korkulu rüya (veya düş) görmektense uyanık yatmak evladır (veya yeğdir) — tehlikeli bir işe girişmektense o işin sağlayacağı kazançtan vazgeçmek daha iyidir anlamında kullanılan bir söz O, çok kere, korkulu rüya görmektense uyanık yatmak evladır, diye sabaha kadar uyumamaya çalışır. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
sırtüstü yatmak — 1) sırtı yere gelmek üzere yatmak Sırtüstü yatıp gözlerinizi kara bir bezle bağlayın. H. Taner 2) mec. çalışmadan rahat bir yaşam sürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kuluçkaya oturmak (veya yatmak) — genellikle dişi kuş yavru çıkarmak için yumurtaların üzerine yatmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
serilip yatmak — rahat bir biçimde yatmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yatak yorgan (veya döşek) yatmak — yorgan döşek yatmak Gerçekten yatak yorgan, kolu boynu sargılar içinde, pestil gibi yatıyordu. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
uykuya yatmak — uyumak için yatmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
üstüne yatmak — hakkı yokken bir şeyi kendine mal etmek, bir şeyi alıp vermemek Bunlar eşeğin büsbütün üstüne mi yatmak istiyorlar? M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
uñra yatmak — sırt üstü yatmak III, 378bkz: tuñra tü şmek … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
tımba yatmak — hemen yatmak … Beypazari ağzindan sözcükler