-
121 წევა
f.içmek (sigara vb), çekmek, sürüklemek -
122 itmek
vt1) schiebenbir şeyi birkaç metre \itmek etw um ein paar Meter schieben; ( yerini değiştirmek) etw um ein paar Meter verschieben2) schubsen, stoßen3) ( sürüklemek) (an) treiben (-e zu)4) ( çekmek karşıtı) abstoßen -
123 sürükleme
-
124 abtreiben
ab|treibenI vi2) ( Schwangerschaft abbrechen) çocuk aldırmakII vt1) ( weglenken) sürüklemekein Kind \abtreiben çocuk aldırmak -
125 Abwege
Abwege ['apve:gə]pl;auf \Abwege geraten kötü yola sapmak;jdn auf \Abwege führen birini kötü yola sürüklemek [o saptırmak] -
126 antreiben
an|treibenII vt2) ( anschwemmen) kıyıya atmak, karaya sürüklemek3) ( drängen) sıkıştırmak (zu için);sie trieb ihn zur Eile an onu acele etmesi için sıkıştırdı4) ( veranlassen) neden [o sebep] olmak (zu -e), yol açmak (zu -e) -
127 erfassen
erfassen*vtdie Scheinwerfer eines Wagens erfassten uns ( fig) bir arabanın farları bizi yakaladı2) ( mitreißen) sürüklemek;er wurde von einem Auto erfasst bir otomobil tarafından sürüklendi3) Angst/Zweifel erfasste ihn korkuya/şüpheye kapıldı -
128 mitführen
См. также в других словарях:
sürüklemek — i 1) Bir şeyi yerden kaldırmadan iterek veya çekerek götürmek Prenses koluma girdi, sürüklercesine büfeye götürdü. A. Gündüz 2) Akarsu alıp götürmek Sakarya nehri kırılmış söğüt dallarını, saman çöplerini sürüklüyordu. A. İlhan 3) mec. İstekli… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kötü yola sürüklemek — yasa dışı, uygunsuz veya hoşa gitmeyen bir yaşayış içine sokmak Kız kardeşini kötü yola sürükledi diye babası reddetmişti. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
peşinden sürüklemek — birinin veya birçoklarının arkasından gelmesini sağlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
arkasından sürüklemek — arkasından gelmesini sağlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sürkemek — sürüklemek, imhal etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
sürümek — i 1) Bir şeyi yerden kaldırmaksızın çekerek, iterek götürmek, sürüklemek 2) Hafif bir şeyi sürüklemek Eteğini sürümek. Duvağını sürümek. 3) Herhangi bir sebepten dolayı güçlükle yürümek 4) Bir şeyi peşine takmak, alıp götürmek Diyar diyar beni… … Çağatay Osmanlı Sözlük
afyonlamak — i 1) Afyon vererek uyuşturmak, uyutmak 2) mec. Telkin yoluyla doğru düşünmeyi önleyerek zararlı bir yola sürüklemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
aldatmak — i 1) Beklenmedik bir davranışla yanıltmak Genç kızı aldatmak için dil dökmeye başlamıştır. P. Safa 2) Karşısındakinin dikkatsizliğinden, ilgisizliğinden yararlanarak onun üzerinden kazanç sağlamak Üç defadır bu yezit beni aldatıyor. B. Felek 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
arka — is. 1) Bir şeyin temel tutulan yüzünün tam ters yanı, ön karşıtı Evin arkasında bahçe var. 2) Bir şeyin sırt durumunda olan yüzeyi Çocuğun arkası ağrıyormuş. 3) Geri kalan bölüm, kısım Masalın arkası. Yazının arkası. 4) Art, peş 5) Otururken… … Çağatay Osmanlı Sözlük
azdırmak — i 1) Azmasına sebep olmak Merhem yarayı azdırdı. 2) Azgın duruma getirmek Taş atarak köpeği azdırdı. 3) Şımartmak Yüz verip çocukları azdırdı. 4) Kötü davranış veya alışkanlıklara sürüklemek, yoldan çıkarmak Arkadaşları çocuğu azdırdılar … Çağatay Osmanlı Sözlük
itmek — i, er 1) Bir şeyi güç uygulayarak ileri götürmek Erzak yüklü arabayı arkadan iten iki uşak, sırtı tırmandılar. H. E. Adıvar 2) Kapı, pencere vb.ni güç uygulayarak açmak veya kapamak Yavaşça kapıyı itti, elinde yoğurt bakracıyla girdi. H. E.… … Çağatay Osmanlı Sözlük