-
1 oturum
-
2 oturum
oturum Sitzung f; LUFTF Flugstabilität f -
3 açık oturum
Podiumsdiskussion f -
4 açık
\açık vermek Defizit aufweisen, in den roten Zahlen stehenkasa açığı der Fehlbetrag in der Kasseülkenin doktor açığı der Ärztemangel des Landes2) Lücke f3) ( gemi)\açıklarda auf offenem Meeraçığa çıkarmak entlassenyüzündeki ifade sevincini açığa vuruyordu der Ausdruck auf seinem Gesicht verriet seine Freude1) ( kapalı olmayan) offen, geöffnet, auf\açık bırakmak offen lassen, auflassen\açık kapı bırakmak ( fig) sich einen Ausweg offenhalten, sich eine Hintertür offen halten\açık pencere önünde vor dem offenen Fenster\açık şehir pol offene Stadtgözünü \açık tutmak die Augen offen halten2) ( yol) freiyolu \açık olmak freie Bahn habençek \açıktır der Scheck ist nicht gedecktçok \açık bir film ein sehr freizügiger Film5) ( boş) leer, freikâğıtta \açık yer kalmadı es gab keinen leeren [o freien] Platz mehr auf dem Blatt7) ( vazıh) offen\açık konuşma zamanı artık gelmişti die Zeit war nun gekommen, offen zu reden8) aufgeschlossenher çeşit yeniliklere \açık olmak aufgeschlossen sein gegenüber allerlei Neuigkeiten9) ( renk için) hell\açık bir renk eine helle Farbe\açık sarı saçlı bir kadın eine Frau mit hellblondem Haar\açık tenli hellhäutig11) ( sarılmamış) lose12) (kamuya \açık, halka \açık, gizli olmayan) öffentlich\açık duruşma/oturum öffentliche Verhandlung/Sitzung13) \açık farkla önde olmak mit großem Abstand führen1) ( açıkça) offen\açık söylemek offen sagen\açık söylemek gerekirse, ... offen gesagt [o gestanden],...\açık vermek ( fig) sich verraten, sich anmerken lassenhiç \açık vermedi er ließ sich nichts anmerkenbirine \açık olmak jdm offen seinkapım sana her zaman \açıktır meine Tür ist immer für dich offen2) ( dükkân) offen, aufbu dükkân pazarları da \açıktır dieser Laden hat [o ist] auch sonntags offendükkân \açık mı? hat das Geschäft auf?gözlerini \açık tutmak (a. fig) die Augen offen haltenışığı \açık bırakma! lass das Licht nicht an!radyo \açık mı? ist das Radio an? -
5 açmak
I vt1) öffnen, aufmachenbirinin gözünü \açmak ( fig) jdm die Augen öffnen3) ( musluk) aufdrehengözlerini açtı er schlug die Augen aufkapıyı açamıyorum ich kann die Tür nicht aufschließen; ( fam) ich krieg die Tür nicht aufkulaklarını aç! sperr deine Ohren auf!6) ( perde) aufziehen7) ( paket) auspackenateş \açmak das Feuer eröffnen9) ( yeni ülke) erschließen10) ( vücudunun herhangi bir yerini) frei machen, entblößen12) ( mantarlı şişe) entkorken15) jur ( kamu davası) erheben; ( soruşturma) einleiten; ( dosya) anlegen; ( hesap, vasiyetname) eröffnen17) ( iskambil kâğıdı) aufdeckenkollarını \açmak die Arme ausbreiten21) birine yol \açmak jdm den Weg freimachenII vi1) ( çiçek) blühen, aufgehen2) ( hava) auflockern -
6 celse
celse saçık/gizli \celse öffentliche/nicht öffentliche Verhandlung -
7 duruşma
duruşma saçık/gizli \duruşma öffentliche/nicht öffentliche Verhandlung -
8 ertelenmek
vioturum yarına ertelendi die Sitzung wurde auf morgen verschoben2) sich verschiebenhareketimiz iki gün ertelendi unsere Abreise hat sich um zwei Tage verschoben, unsere Abreise verschiebt sich um zwei Tage -
9 gizli
См. также в других словарях:
oturum — is. 1) Bir meclis veya kurulun çözümlenmesi gereken sorunları görüşüp tartışmak için yaptığı toplantı, celse Onun adaylığı konuşulurken, kıdemli doçent olarak ben de oturuma katılmıştım. H. Taner 2) huk. Yasama meclislerinin birleşimlerinden her… … Çağatay Osmanlı Sözlük
oturum — (Cəbrayıl, Salyan) dəfə. – Bayram dayım bir oturuma beş altı fətir ye:r (Salyan) … Azərbaycan dilinin dialektoloji lüğəti
oturum — is. Oturmaq işi, oturma … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
ötürüm — is. Udum. . . Pendir çörəyi iki ötürümdə yedi. S. Rəh … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
oturum — Bir meclis veya kurulun çözümlenmesi gereken sorunları görüşüp tartışmak için yaptığı toplantı, celse … Hukuk Sözlüğü
birleşik oturum — is. 1) İki veya daha çok kurulun bir arada yaptığı oturum 2) esk. Millet Meclisi ile Senato nun birlikte yaptığı oturum … Çağatay Osmanlı Sözlük
açık oturum — is. Güncel, siyasal, sosyal ve bilimsel konuların veya sorunların herkesin izleyebileceği bir biçimde açık olarak tartışıldığı toplantı … Çağatay Osmanlı Sözlük
gizli oturum — is. Genellikle ilgililerden başkasının katılmasına, dinlemesine izin verilmeyen toplantı Konu, Meclis in bir gizli oturumunda ele alınmıştı. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapalı oturum — is., huk. Gizli celse Türkiye Büyük Millet Meclisi ... kapalı oturumlar yapabilir... Anayasa … Çağatay Osmanlı Sözlük
Karo (Sprache in Brasilien) — Karo Gesprochen in Rondônia (Brasilien) Sprecher ca. 200 Linguistische Klassifikation Tupí Sprachen Ramarama Karo … Deutsch Wikipedia
Muzaffer İlhan Erdost — (* 18. September 1932 in Artova) ist ein türkischer Verleger und Publizist. Leben Geboren wurde er als Muzaffer Erdost. Den zusätzlichen Vornamen nahm er nach dem Tod seines jüngeren Bruders İlhan 1980 im Militärgefängnis an. Erdost studierte … Deutsch Wikipedia