-
61 кляп
-
62 колотить
-
63 колотиться
-
64 колоть
sokmak* * *I несов.; сов. - кольну́ть, однокр.1) batırmakколо́ть иго́лкой — iğne batırmak
иго́лка коло́ла ей па́льцы — iğne parmaklarına batıyordu
2) (kılıç v.s.) saplayıp vurmakколо́ть штыко́м — süngülemek
3) ( убивать скот) kesmek4) разг. ( делать уколы) iğne yapmak5) sancımakу меня́ коло́ло в боку́ — böğrüm sancıyordu
6) перен. ( язвить) sokmak; iğnelemek••II несов.; сов. - расколо́тьпра́вда глаза́ ко́лет — посл. hakikat acı olur
kırmak; yarmakколо́ть дрова́ — odun yarmak
коло́ть (гре́цкие) оре́хи — ceviz kırmak
-
65 красить
boyamak* * *1) boyamak; boya vurmakкра́сить гу́бы — dudaklarına ruj sürmek; ruj kullanmak
кра́сить щёки — yanaklarına allık sürmek; allık kullanmak
кра́сить но́гти (ла́ком) — разг. tırnaklarını ojelemek
2) açmak; güzelleştirmekэ́ти обо́и совсе́м не кра́сят ко́мнату — bu duvar kağıdı odayı hiç açmadı
-
66 лавировать
1) мор. volta vurmak2) перен. zikzaklar yapmak; manevralar çevirmek -
67 ложечка
ж, в соч.уда́рить под ло́жечку — can evine vurmak
-
68 лоск
parlaklık* * *мнаводи́ть лоск на что-л. — bir şeyi parlatmak; перен. bir şeye cila vurmak
-
69 лязгать
şangırdamak* * *несов.; сов. - ля́згнуть; однокр.şangırdamak; şangırdatmak (чем-л.)ля́згать зуба́ми — dişleri birbirine vurmak
-
70 навьючивать
несов.; сов. - навью́чить(yük) vurmak; yüklemek -
71 натирать
ovmak* * *1) ovmak; keselemek ( мочалкой)натира́ть ру́ки кре́мом — ellerini kremle ovmak
2) vurmakсапо́г натёр мне но́гу — çizme ayağımı vurdu
3) cilalamakнатира́ть парке́т — parkeyi cilalamak
натира́ть о́кна / стёкла до бле́ска — camları pırıl pırıl etmek
4) ( на тёрке) rendelemekнатёртая морко́вь — havuç rendesi
-
72 обезглавить
сов.1) başını kesmek; boynunu vurmak2) перен. başsız bırakmak -
73 обуздывать
несов.; сов. - обузда́тьgem vurmak тж. перен. -
74 опломбировать
сов.kurşunlamak; kurşun mühür vurmak -
75 осёдлывать
несов.; сов. - оседла́ть1) eyerlemek; eyer vurmak2) (садиться верхом на что-л.) ata biner gibi oturmak -
76 острога
-
77 оттенять
несов.; сов. - оттени́ть1) gölge vurmak, gölgelemek2) перен. vurgulamak, belirtmek -
78 отшлифовывать
несов.; сов. - отшлифова́ть1) perdahlamak, parlatmak; taşlamak2) перен. son retuşlarını vurmak, işleyip mükemmelleştirmek -
79 отшучиваться
несов.; сов. - отшути́ться -
80 ошарашить
См. также в других словарях:
vurmak — e, ur 1) Elini veya elinde tuttuğu bir şeyi bir yere hızla çarpmak Masaya vurmak. Birinin başına vurmak. 2) i Ses çıkarmak için bir şeyi başka bir şey üzerine hızlıca çarpmak Kapılarını vurmadan, kartını göstermeden, kademeye aldırmadan odalara… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüze vurmak — yüzüne vurmak Fakat politikada kabahatleri yüze vurmak yoktu. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
kulaktozuna vurmak — kulağın tam üstüne vurmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
prangaya vurmak — ayağına pranga bağlamak, zincire vurmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tekme atmak (veya vurmak) — 1) ayakla bir yere sertçe vurmak Kafama bir tekme vurdular, bir şeyler söylenerek bırakıp gittiler. M. Ş. Esendal 2) çifte atmak 3) ihanet etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tos vurmak — alın veya boynuzla vurmak, süsmek Bir tos vurduğu gibi kapıyı darmadağın ederek fırlıyor … Çağatay Osmanlı Sözlük
kelepçeye vurmak — kelepçe vurmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
voli vurmak — argo vurgun vurmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
vurgunu vurmak — vurgun vurmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
... damgasını vurmak — (birine) biri için kötü bir yargıya varmak Fakat gel gör ki insana aşüfte yahut hırsız damgasını vurmak için bu kâfi değildir. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
dem vurmak — (bir şeyden) bir şeyden söz etmek, konu açmak Amerika nın, er geç savaşa katılacağı ihtimalinden dem vurmak hayli zor bir işti. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük