-
1 Fuß
Fuß m <Fußes; Füße> ayak;zu Fuß yürüyerek; yayan; yaya (olarak);zu Fuß erreichbar yürüyerek gidilebilir (uzaklıkta);zu Fuß gehen yürüyerek gitmek;gut zu Fuß sein yürüyüşü iyi olmak;auf eigenen Füßen stehen kendi ekmeğini kazanmak;Fuß fassen tutunmak, yerleşmek;auf freiem Fuß serbest (bırakılmış);fam kalte Füße bekommen yüzgeri etmek;am Fuß des Berges dağın eteğinde -
2 eher
komm doch ein paar Minuten \eher birkaç dakika önce gel;je \eher du kommst, ... ne kadar erken gelirsen...;je \eher, desto besser ne kadar erken olursa o kadar iyi olur2) ( lieber)ich würde \eher zu Fuß gehen, als den Bus zu nehmen otobüsle gitmektense yayan gitmeyi tercih ederim3) ( vielmehr) daha çok, daha ziyade -
3 Fuß
1) ayak;am \Fuß des Berges dağın eteğinde;zu \Fuß gehen yürüyerek [o yayan] gitmek;gut zu \Fuß sein ayağına çabuk olmak;von Kopf bis \Fuß baştan aşağı;auf großem \Fuß leben bol keseden yaşamak;auf eigenen Füßen stehen ( fig) kendi yağıyla kavrulmak;mit jdm auf gutem \Fuße stehen biri ile iyi anlaşmak;\Fuß fassen ayak uydurmak;jdn auf freien \Fuß setzen birini serbest bırakmak2) ( einer Säule) kaide -
4 gehen
gehen <geht, ging, gegangen> ['ge:ən]zu Fuß \gehen yayan gitmek;ich gehe jetzt zum Arzt şimdi doktora gidiyorum;es geht immer geradeaus dümdüz gider;aufs Gymnasium/in die Schule \gehen liseye/okula gitmek;sie ging zum Film sinemaya gitti;ins Bett \gehen yatağa yatmak;tanzen/schwimmen/schlafen \gehen dansa/yüzmeye/yatmaya gitmek;an Land \gehen karaya çıkmak;an die Arbeit \gehen iş başı yapmak;das geht zu weit bu fazla oldu;darum geht es mir nicht bu beni ilgilendirmez;wie geht's? nasılsın?;es geht mir gut iyiyim;lass es dir gut \gehen! kendine iyi bak!; ( bleib gesund und fröhlich) şen ve esen kal!;sie ließen es sich dat gut \gehen keyiflerini baktılar;wie \gehen die Geschäfte? işler nasıl gidiyor?;mir ist es genauso gegangen bana da aynı şey oldu;ich hörte, wie die Tür ging kapının kapanışını duydum;so geht das nicht weiter bu böyle devam edemez;das geht über meine Kräfte buna benim gücüm yetmez;mir geht nichts über meinen Urlaub iznimin üstüne bir şey yoktur;das geht in die Tausende bu, binlere varır;in Stücke \gehen parçalanmak;mit der Zeit \gehen zamana uymak;er ist von uns gegangen ( geh) o bizden gitti;das Essen geht auf mich yemeğin hesabını ben ödüyorum;das Fenster geht aufs Meer pencere denize bakıyor;wenn es nach mir ginge, ... bana kalsa,...;gehst du noch mit ihm? ( fam) onunla hâlâ çıkıyor musun?;wo sie geht und steht ( fam) nereye giderse gitsinvor sich \gehen ( fam), olmakdie Uhr geht ( falsch) saat yanlış gidiyor;gut \gehen iyi gitmek [o işlemek];ich zeige dir, wie das geht bunun nasıl işlediğini sana göstereyim;hoffentlich geht das gut! inşallah iyi gider;wenn alles gut geht, ... her şey yolunda giderse...4) ( sich gut verkaufen) satılmak;gut \gehend iyi satılan5) ( Wind) esmekdas geht nicht in meinen Kopf bunu aklım almıyor8) ( andauern) devam etmek9) ( möglich sein) olmak;es wird schon \gehen olures geht um mich/dich/uns söz konusu benim/sensin/biziz;worum geht's denn? söz konusu nedir ki?danach kann man nicht \gehen buna göre gidilmezsich \gehen lassen kendini koyuvermekII vt2) ( fam)sie ist gegangen worden işten atıldı -
5 zu
zu [tsu:]I präp\zu Hause evde;das Museum \zu Speyer Speyer Müzesi;Herzog \zu X X arşidükü;\zu beiden Seiten iki tarafta [o yanda];\zu seiner Rechten sağ tarafında;sie kommt \zu mir o bana geliyor;er geht \zum Bahnhof/\zur Post istasyona/postaneye gidiyor;es fiel \zu Boden yere düştü;\zu jdm hinsehen birine bakmak;das Zimmer liegt \zur Straße hin oda sokağa bakıyor2) (hin\zu, da\zu)er setzte sich \zu den anderen ötekilerin yanına oturdu;nehmen Sie Wein \zum Essen? yemeğin yanında şarap alır mısınız?3) ( zeitlich)\zu jener Zeit o zamanlar;ich kündige \zum 1. Mai 1 Mayıs'ta istifa ediyorum;\zu Anfang başta;\zu Ostern/Weihnachten Paskalya'da/Noel'de;\zum ersten Mal ilk defa olarak;\zu Mittag/Abend essen öğle/akşam yemeği yemek\zum Teil kısmen;in Kisten \zu (je) hundert Stück yüzerlik kasalarda;\zum halben Preis yarı fiyatına;das Kilo \zu drei Euro kilosu üç eurodan5) ( Art und Weise)\zu Recht haklı olarak;\zu Fuß yayan\zum Glück şansa;\zu allem Unglück bütün şanssızlıkların üstüne;ein Stift \zum Schreiben yazmak için bir kalem;\zur Unterhaltung eğlence için;es ist \zum Weinen ağlanacak durum;etwas \zum Essen/Lesen mitnehmen yanına yiyecek/okuyacak bir şey almak;kommst du \zum Frühstück/Abendessen? kahvaltıya/akşam yemeğine geliyor musun?;jdm \zum Geburtstag gratulieren birinin yaş gününü kutlamak7) ( Verhältnis)die Chancen stehen eins \zu zehn bire on şans var;eins \zu null für Galatasaray Galatasaray için bir sıfır8) ( in Bezug auf) ile ilgili olarak, hakkında, üzerine;\zu dieser Frage möchte ich Folgendes sagen:... bu sorun hakkında [o ile ilgili olarak] şunu söylemek isterim:...9) ( Verwandlung)das Wasser wurde \zu Eis sudan buz olduII adv1) ( allzu) pek, fazla(sıyla);\zu sehr pek çok, çok fazla;\zu viel gereğinden [o yeterinden] fazla; ( übertrieben) aşırı;\zu schnell aşırı hızla2) ( Richtung) -e doğru;nach Süden \zu güneye doğru4) ( zeitlich)ab und \zu arada sırada;von Zeit \zu Zeit zaman zaman1) ( mit Infinitiv)es ist schön, neue Leute kennen \zu lernen yeni insanlar tanımak güzel oluyor;es ist leicht \zu finden onu bulmak kolaydır2) ( mit Partizip Präsens)die \zu erledigende Arbeit bitirilmesi gereken iş -
6 strahlend
görkemliparlakışın yayanışıyan
См. также в других словарях:
yayan — sf. 1) Yaya yürüyen Genç atlı ve yayan ihtiyar uzaktan uzağa seslendiler. Y. K. Beyatlı 2) mec. Bilgisiz Arkadaş bu konuda pek yayan görünüyor. 3) zf. Yürüyerek, yaya Ben oraya kadar yayan gidemem, gurbetten memlekete yayan dönülmezdi. Ö.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yayan yapıldak — zf. Yayan ve yalın ayak, yapıldak Hemşehrim, bu geç saat nereye yayan yapıldak? A. Sayar … Çağatay Osmanlı Sözlük
yadag — yayan, yaya III, 28bkz: yadag yaya, yayan I, 381bkz: yadag … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
piyadelemek — yayan gitmek, suarisiz yürümek … Çağatay Osmanlı Sözlük
MEŞYEN — Yayan olarak, yürüyerek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
RECALE — Yayan yürümek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TENAZÜL — Yayan olarak vuruşmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Imperio Mogol de la India — Se ha sugerido que este artículo o sección sea fusionado con Imperio mogol (discusión). Una vez que hayas realizado la fusión de artículos, pide la fusión de historiales aquí. Imperio Mogol de la India o Imperio Mongol de la India o Gran Mogol.… … Wikipedia Español
Merantau (film) — Merantau Directed by Gareth Evans Produced by Ario Sagantoro Written by Gareth Evans Starring Iko Uwais Sisca Jessica … Wikipedia
yürümek — nsz 1) Adım atarak ilerlemek, gitmek Kafası yerde, kamburunu çıkarmış, yürüyordu. H. Taner 2) e Karada veya suda, herhangi bir yöne doğru sürekli olarak yer değiştirmek Buz dağları güneye yürümüş. 3) Çocuk ayakları üzerinde gezecek duruma gelmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
mürəvvic — ə. rəvac verən, yayan, gözlədən. Mürəvviciəfkar fikirləri yayan (qəzet, məcmuə və s. haqqında) … Klassik Azərbaycan ədəbiyyatında islənən ərəb və fars sözləri lüğəti