-
1 yarmak
vt1) spalten2) ( abluka) brechen3) aufschlitzenbir bıçakla keçinin karnını yardı mit einem Messer schlitzte er den Bauch der Ziege auf -
2 yarmak
-
3 yarmak
Entzweien, spaltenGeld, Silbergeld, Gold -
4 abluka
abluka [-'lu-] Blockade f;abluka etmek blockieren (-i A);ablukaya almak die Blockade verhängen (-i über A);ablukayı kaldırmak die Blockade aufheben;ablukayı yarmak die Blockade durchbrechen -
5 baş
1. subst Kopf m; LIT Haupt n; fig Chef m, Leiter m; Anfang m der Woche, des Weges usw; Gipfel m, Spitze f des Berges; MAR Bug m; Schnecke f (an der Geige); Grundlage f einer Sache; Vermittlungsgebühr f; Haupt- (Stadt); Chef- (Arzt); Ober- (Befehlshaber);beş baş soğan fünf Zwiebeln;baş ağrısı Kopfschmerzen m/pl;-e baş ağrısı vermek fig jemandem Kopfschmerzen bereiten;-den baş alamamak überlastet sein (mit); fig sich nicht retten können vor D;baş aşağı auf dem Kopf, kopfüber;baş aşağı gelmek Kopf stehen; kein Glück haben;baş aşağı gitmek eine böse Wendung nehmen, fam schief gehen;baş başa allein, unter vier Augen;baş başa vermek sich zusammensetzen (zur Beratung);baş belası Ungemach n; Person Quälgeist m;baş bulmak ÖKON einen Überschuss haben;baş dayanağı AUTO Kopfstütze f;baş döndürücü fig Schwindel erregend;-le baş edememek nicht fertig werden (mit);baş göstermek erscheinen, auftreten; Aufstand ausbrechen;başım, başın, başı usw eine Umschreibung für die Person selbst;-in baş(ını) göz(ünü) yarmak fig radebrechen A;-e baş kaldırmak sich erheben gegen;-den baş kaldırmamak pausenlos sitzen ( oder arbeiten);-e baş ko(y)mak sich einer Sache (D) hingeben;baş köşe Ehrenplatz m;-e baş sallamak einverstanden sein (mit);baş üstüne jawohl!; zu Befehl!; mit Vergnügen!;-e başa çıkmak fertig werden (mit);başa geçmek an die Spitze treten;başı açık barhäuptig;başı bağlı gebunden (z.B. verheiratet);başı belaya girmek (oder düşmek) in Not geraten;baş çekmek der Initiator sein; ein Spiel leiten;başımla beraber sehr gern;başın(ız) sağ olsun! mein Beileid!;başına pro Kopf; allein, für sich;iş başına an die Arbeit;tek başına ganz allein;başına buyruk selbstherrlich;-i başına geçirmek sich (D) aufsetzen (Mütze usw);bş-i b-nin başına geçirmek jemandem eins auf den Kopf geben;-in başına gelmek passieren D (etwas Unangenehmes);vay başıma gelen(ler)! o weh!;bş-i b-nin başına kakmak jemandem etwas unter die Nase reiben;-in başına vurmak Wein jemandem zu Kopf steigen; Gas usw jemanden ganz benommen machen;bu dert benim de başımda fam das ist auch mein Problem;b-nin başından aşmak Arbeit jemandem zu viel sein;b-nin başından geçmek von jemandem erlebt/durchgemacht werden;başını kesmek köpfen A;başını alıp gitmek sich auf und davon machen;-in başını beklemek jemanden, etwas betreuen/bewachen;-in başını ezmek jemanden unschädlich machen;başını ortaya koymak seinen Kopf riskieren;başını taştan taşta vurmak sich (D) den Kopf einrennen; sich (D) die Haare raufen (vor Reue);-e/… için başını vermek kein Opfer scheuen für;başta taşımak große Ehre erweisen;baştan başa von einem Ende zum anderen; durch und durch; ganz;baştan aşağı von Kopf bis Fuß; gänzlich;baştan çıkmak auf die schiefe Bahn geraten; aus der Fassung geraten;baştan savmak sich um nichts kümmern;baştan savar flüchtig; undeutlich;baştan vurulmuş am Kopf verwundetmasanın başına otur! setz dich an den Tisch!;iş başına! ran an die Arbeit!;başında an (D), bei;masa başında çalışıyor sie arbeitet am Tisch;ay başında (am) Anfang des Monats;-in başında durmak dabeistehen; fam überwachen -
6 kıl
kıl Körperhaar n; (Pferde- usw) Haar n; (Tier)Wolle f; BOT Flaumhärchen n; adj hären, Haar-; Rosshaar-;kıl gibi haarfein;kıl payı zafer usw ein hauchdünner Sieg usw;-e kıl payı kalmak: -e kıl payı kaldı fast wäre es gekommen (zu); um Haaresbreite;kılı kıpırdamamak keine Miene verziehen;kılı kırk yarmak haarscharf untersuchen;-in kılına dokunmamak jemandem kein Härchen krümmen -
7 kırk
kırk dereden su getirmek um eine Ausrede nicht verlegen sein;kırk bir buçuk kere maşallah unberufen!; toi, toi, toi!;kırk tarakta bezi olmak viel um die Ohren haben;kırk yılda in vielen Jahren (z.B. erarbeitet);kırk yılda bir alle Jubeljahre einmal;kılı kırk yarmak Haarspalterei betreiben;kırkta bir ein Vierzigstel n -
8 yarar
yarar geeignet (-e für A); Nutzen m, Vorteil m; (öffentliches) Wohl; -
9 yardırmak
-
10 yarılmak
-
11 abluka
abluka sBlockade f\abluka etmek blockieren; ( etrafını çevirmek) umzingeln; ( ablukaya almak) Blockade verhängen\ablukayı kaldırmak/yarmak die Blockade aufheben/brechen -
12 kıl
-
13 kırk
vierzig -
14 yar
-
15 yarılmak
-
16 yarma
См. также в других словарях:
yarmak — yarmak, bir şeyl keserek zorla yarmak, parçalamak; yere s ınır çizmek, I, 399, 437; II I, 33, 57. 58 para I, 20. 22. 35, 75, 130, 131, 142,143, 168, 175, 180 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
yarmak — i, ar 1) Uzunlamasına bölüp ayırmak Odunu yarmak. 2) Buğday, arpa vb. tahıl tanelerini değirmende kırmak 3) Derin yara açmak Aralarına girmemiş olsaydı boğaz boğaza dövüşecekler, birbirlerinin başını gözünü yaracaklardı. R. N. Güntekin 4) Yarık… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yarmak — az ayırmak, teşkik eylemek sikke, beyaz para, altun, yamu … Çağatay Osmanlı Sözlük
ablukayı yarmak — kuşatılan bölgeyi zor kullanarak yarıp geçmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
çemberi yarmak — bir veya birkaç noktayı delerek kuşatmadan kurtulmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kılı kırk yarmak — titiz ve ayrıntılı bir biçimde incelemek, önemle üstünde durmak Senin gibi kılı kırk yaran bir kıza name beğendirme başarısından dolayı sevgiliniz beyefendiyi kutlarım. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafa göz yarmak — beceriksizlik göstermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
başını gözünü yarmak — bir işi kötü yapmak, bir işi istenildiği gibi yapmamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
FEL' — Yarmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HAR' — Yarmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HARR — Yarmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük