-
1 yarmak
شرمشقفطر -
2 yarmak
1. شرم [شَرَمَ]Anlamı: ikiye ayırmak2. شق [شَقَّ]Anlamı: ikiye ayırmak3. فطر [فَطَرَ]Anlamı: ikiye ayırmak -
3 çıtlatmak
1. بج [بَجَّ]Anlamı: bir şeyden çıt sesi çıkarmak, ayırmak, yarmak2. جرح [جَرَحَ]Anlamı: bir şeyden çıt sesi çıkarmak, ayırmak, yarmak3. صدع [صَدَّعَ]Anlamı: bir şeyden çıt sesi çıkarmak, ayırmak, yarmak4. صدع [صَدَعَ]Anlamı: bir şeyden çıt sesi çıkarmak, ayırmak, yarmak5. صير [صِير]Anlamı: bir şeyden çıt sesi çıkarmak, ayırmak, yarmak6. فتق [فَتَّقَ]Anlamı: bir şeyden çıt sesi çıkarmak, ayırmak, yarmak7. فتق [فَتَقَ]Anlamı: bir şeyden çıt sesi çıkarmak, ayırmak, yarmak8. فرى [فَرَّى]Anlamı: bir şeyden çıt sesi çıkarmak, ayırmak, yarmak9. فزر [فَزَرَ]Anlamı: bir şeyden çıt sesi çıkarmak, ayırmak, yarmak10. فصم [فَصَمَ]Anlamı: bir şeyden çıt sesi çıkarmak, ayırmak, yarmak11. فطر [فَطَّرَ]Anlamı: bir şeyden çıt sesi çıkarmak, ayırmak, yarmak12. فلج [فَلَجَ]Anlamı: bir şeyden çıt sesi çıkarmak, ayırmak, yarmak13. فلق [فَلَقَ]Anlamı: bir şeyden çıt sesi çıkarmak, ayırmak, yarmak14. فلق [فَلَّقَ]Anlamı: bir şeyden çıt sesi çıkarmak, ayırmak, yarmak15. مزق [مَزَّقَ]Anlamı: bir şeyden çıt sesi çıkarmak, ayırmak, yarmak -
4 balta
1. بلطة [بَلْطَة]Anlamı: kesmek, yarmak gibi işlerde kullanılan ağaç saplı demir araç2. صاقور [صاقُور]Anlamı: kesmek, yarmak gibi işlerde kullanılan ağaç saplı demir araç3. طبر [طَبَر]Anlamı: kesmek, yarmak gibi işlerde kullanılan ağaç saplı demir araç4. فأس [فَأْس]Anlamı: kesmek, yarmak gibi işlerde kullanılan ağaç saplı demir araç5. معزق [مِعْزَق]Anlamı: kesmek, yarmak gibi işlerde kullanılan ağaç saplı demir araç6. معول [مِعْوَل]Anlamı: kesmek, yarmak gibi işlerde kullanılan ağaç saplı demir araç7. مقلب [مِقْلَب]Anlamı: kesmek, yarmak gibi işlerde kullanılan ağaç saplı demir araç8. منقار [مِنْقار]Anlamı: kesmek, yarmak gibi işlerde kullanılan ağaç saplı demir araç -
5 yarma
-
6 yarılmak
انشق [اِنْشَقَّ]Anlamı: yarmak işi yapılmak
См. также в других словарях:
yarmak — yarmak, bir şeyl keserek zorla yarmak, parçalamak; yere s ınır çizmek, I, 399, 437; II I, 33, 57. 58 para I, 20. 22. 35, 75, 130, 131, 142,143, 168, 175, 180 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
yarmak — i, ar 1) Uzunlamasına bölüp ayırmak Odunu yarmak. 2) Buğday, arpa vb. tahıl tanelerini değirmende kırmak 3) Derin yara açmak Aralarına girmemiş olsaydı boğaz boğaza dövüşecekler, birbirlerinin başını gözünü yaracaklardı. R. N. Güntekin 4) Yarık… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yarmak — az ayırmak, teşkik eylemek sikke, beyaz para, altun, yamu … Çağatay Osmanlı Sözlük
ablukayı yarmak — kuşatılan bölgeyi zor kullanarak yarıp geçmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
çemberi yarmak — bir veya birkaç noktayı delerek kuşatmadan kurtulmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kılı kırk yarmak — titiz ve ayrıntılı bir biçimde incelemek, önemle üstünde durmak Senin gibi kılı kırk yaran bir kıza name beğendirme başarısından dolayı sevgiliniz beyefendiyi kutlarım. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafa göz yarmak — beceriksizlik göstermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
başını gözünü yarmak — bir işi kötü yapmak, bir işi istenildiği gibi yapmamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
FEL' — Yarmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HAR' — Yarmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HARR — Yarmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük