-
1 spalten
spalten <spaltet, spaltete, gespalteno gespaltet> ['ʃpaltən]I vtII vrsich \spalten bölünmek, ayrılmak -
2 aufschlagen
Seite 10 aufschlagen 10’uncu sayfayı açmak;sich (D) das Knie aufschlagen dizini (çarpıp) yarmak;seinen Wohnsitz in X aufschlagen X’e yerleşmek -
3 durchbrechen
-
4 hacken
-
5 spalten
spalten <spaltete, gespalten, h>1. v/t yarmak, ayırmak; Staat bölmek2. v/r: sich spalten ayrılmak, bölünmek -
6 aufschlitzen
auf|schlitzen ['aʊfʃlıtsən]vt deşmek, yarmak -
7 aufspalten
auf|spaltenvt1) yarmakdie Partei hat sich in Gruppen aufgespalten parti gruplara bölündü [o ayrıldı] -
8 Blockade
-
9 brechen
brechen <bricht, brach, gebrochen> ['brɛçən]I vimir bricht das Herz ( fig) kalbim kırıldı;auf Biegen und B\brechen ( fam) ne yapıp edipII vt1) ( durchbrechen) kırmak;in Stücke \brechen parçalamak;den Waffenstillstand \brechen ateşkesi bozmak;das Eis ist gebrochen ( fig) buzlar çözüldüdie Ehe \brechen zina işlemek;sein Wort \brechen sözünü tutmamakIII vrsich \brechen1) ( Licht) kırılmak2) ( Wellen) kırılmak -
10 durchbrechen
-
11 durchschlagen
durch|schlagen1. irr1) ( Sicherung) atmak2) ( Feuchtigkeit) geçmek3) ( Eigenschaft) kendini göstermekII vt1) ( entzweischlagen) yarmak3) ( Wand) gedik açmak (-e)III vrsich \durchschlagen ( durchkommen) geçinip gitmek -
12 durchstoßen
durch|stoßen1. irr -
13 Haarspalterei
( pej) kılı kırk yarma;\Haarspalterei betreiben kılı kırk yarmak -
14 Hals
jdm um den \Hals fallen birinin boynuna sarılmak;sich jdm an den \Hals werfen ( fam) birinin başına ekşimek;aus vollem \Hals avazı çıktığı kadar;das Wort blieb ihm im \Hals(e) stecken sözü boğazında düğümlendi;er hat viel am \Hals ( fam) işi başından aşkın;bis zum \Hals in Schulden stecken boğazına [o gırtlağına] kadar borç içinde olmak;bleib mir mit deinen Problemen vom \Hals! ( fam) sorunlarınla başımı ağrıtma!;das hängt mir zum \Hals heraus ( fam) bundan bıktım, usandım artık;einen Frosch im \Hals haben ( fam) boğazı gıcıklanmak, gıcık tutmak;einen Kloß im \Hals haben ( fam) boğazına bir yumruk tıkanmak [o gelip oturmak];etw in den falschen \Hals bekommen ( fam) bir şeyi ters anlamak;sie kann den \Hals nicht vollkriegen ( fam) doymak bilmiyor2) (Flaschen\Hals) boğaz3) ( von Instrument) sap -
15 keilen
keilen ['kaılən]I vt2) ( drängen) sıkıştırmakII vrsich \keilen1) ( hindurchdrängen) itiş kakış ilerlemek -
16 schlitzen
-
17 zerspalten
-
18 zersplittern
zersplittern*I vi sein ( Fensterscheibe) tuzla buz olmak ( Knochen, Holz); yarılmak; ( fig) parçalanmak, parçalara bölünmek; ( sich verteilen) dağılmak; ( Partei) büyük partiden kopup ayrılmak -
19 aufschneiden
keserek açmakyarmak -
20 durchbrechen
ikiye ayırmakyarmak
- 1
- 2
См. также в других словарях:
yarmak — yarmak, bir şeyl keserek zorla yarmak, parçalamak; yere s ınır çizmek, I, 399, 437; II I, 33, 57. 58 para I, 20. 22. 35, 75, 130, 131, 142,143, 168, 175, 180 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
yarmak — i, ar 1) Uzunlamasına bölüp ayırmak Odunu yarmak. 2) Buğday, arpa vb. tahıl tanelerini değirmende kırmak 3) Derin yara açmak Aralarına girmemiş olsaydı boğaz boğaza dövüşecekler, birbirlerinin başını gözünü yaracaklardı. R. N. Güntekin 4) Yarık… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yarmak — az ayırmak, teşkik eylemek sikke, beyaz para, altun, yamu … Çağatay Osmanlı Sözlük
ablukayı yarmak — kuşatılan bölgeyi zor kullanarak yarıp geçmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
çemberi yarmak — bir veya birkaç noktayı delerek kuşatmadan kurtulmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kılı kırk yarmak — titiz ve ayrıntılı bir biçimde incelemek, önemle üstünde durmak Senin gibi kılı kırk yaran bir kıza name beğendirme başarısından dolayı sevgiliniz beyefendiyi kutlarım. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafa göz yarmak — beceriksizlik göstermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
başını gözünü yarmak — bir işi kötü yapmak, bir işi istenildiği gibi yapmamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
FEL' — Yarmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HAR' — Yarmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HARR — Yarmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük