-
1 tatsız
tatsız tuzsuz abgeschmackt, abgedroschen -
2 tatsız
-
3 ucuz
ucuz atlatmak (oder kurtulmak) leichten Kaufes davonkommen;ucuz pahalı ohne auf den Preis zu sehen;-e ucuza çıkmak jemanden wenig kosten -
4 kabak
\kabak tadı vermek ( fig) o ( fam) ( usanç vermek) anöden; ( tatsız gelmeye başlamak) unangenehm werdenII adj1) ( dazlak) kahl3) ( ham) unreif -
5 yavan
См. также в других словарях:
tatsız — sf. 1) Tadı iyi olmayan, lezzetsiz 2) Tadı olmayan, sası 3) zf. Hoşa gitmeyen bir biçimde Her şey, herkes boş, abes, çirkin, münasebetsiz, tatsız görünür. A. Ş. Hisar 4) mec. Hoşa gitmeyen, can sıkan O akşamki tatsız olaya benim de canım sıkıldı … Çağatay Osmanlı Sözlük
tatsız tuzsuz — sf. Çok tatsız Tatsız tuzsuz bir boşluk, sessizlik sürüp gider. B. Felek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ucuz etin yahnisi yavan (veya tatsız) olur — ucuza mal olan şeyler niteliksizdir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
saman gibi — tatsız, yavan Saman gibi bir yaşamdı günlük yaşamım ama her şey dışarıdan bakılınca hiç de kötü değildi. E. Bener … Çağatay Osmanlı Sözlük
yankşak — tatsız, geveze, ağzı yayvan … Çağatay Osmanlı Sözlük
MELÎH — Tatsız tuzsuz yemek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SAMİT — Tatsız bayat süt. * Tuzsuz ekmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TEGANNUS — Tatsız olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kepeklenmek — nsz 1) Başta kepek oluşmak 2) Elma, susuz ve tatsız duruma gelmek Bu elma kepeklenmiş, çok tatsız … Çağatay Osmanlı Sözlük
tuzsuz — sf. 1) Tuzu olmayan veya tuzu az olan 2) mec. Tatsız şakalar yapan (kimse) Birleşik Sözler tatsız tuzsuz … Çağatay Osmanlı Sözlük
cayış — is. Cayma işi veya biçimi Yüreğinde, gevşek bir isteksizlik, cayışa benzeyen tatsız bir gerileme vardı. C. Uçuk … Çağatay Osmanlı Sözlük