-
1 düşman
düşman allg Feind m, -in f, Gegner m, -in f; feindlich; fam Verbraucher m, -in f, Esser m, -in f, Trinker m, -in f, z.B. ekmek düşmanı starke(r) Brotesser, Brotverbraucher m, -in f;düşman ağzı Verleumdung f; feindselige(r) Ton;amansız düşman Todfeind m;-in düşmanı kesilmek A als Feind betrachten -
2 düşman
I s Feind(in) m(f)birini kendine \düşman etmek sich jdn zum Feind machen, jdn anfeindenII adj feindlich\düşman ordusu das feindliche Heer -
3 düşman
враг (м)* * *1) врз. враг, проти́вникdüşman eline düşmek — попа́сть в ру́ки проти́вника
düşman gemi — вра́жеское су́дно
düşmanı önlemek — упреди́ть проти́вника
amansız düşman — смерте́льный / лю́тый враг
baş düşman — гла́вный враг
can düşmanı — закля́тый враг
2) разг. тот, кто мно́го потребля́ет (чего-л.)ekmek düşmanı — люби́тель [пое́сть] хле́ба
pilav düşmanı — [большо́й] люби́тель пло́ва
••- düşman başınadüşman düşmana gazel / mevlit / yâsin okumaz — посл. от врага́ добра́ не ждут
- düşman çatlatmak
- düşman kesilmek -
4 dusman
[T düsman, Az düsmän, Tk dushman, from P dushman]: enemyA Concise Gagauz Dictionary with etymologies and Turkish, Azerbaijani and Turkmen cognates > dusman
-
5 düşman
п1) прям., перен. враг-неприя́тель, проти́вникdüşman ağzı — а) клевета́, клеветни́ческие измышле́ния; б) вражде́бный тон
2) разг. тот, кто мно́го потребля́ет (чего-л.) -
6 düşman
-
7 düşman
дошман -
8 düşman
adj. enemy, antagonistic, at enmity with, inimical--------n. enemy, foe, antagonist, adversary, opponent* * *1. enemy 2. foe 3. hostile 4. inimical -
9 düşman et
antagonize -
10 düşman
dijmin--------neyar -
11 düşman
nieprzyjaciel; wróg -
12 düşman
пый, ажэгъогъу, егъу -
13 düşman
εχθρός, αντίθετος, πολέμιος -
14 düşman
خصمخصيمعادعدوغريمقتلمخاصممعادمنازعند -
15 düşman
1. خصم [خَصْم]Anlamı: birinin kötülüğünü isteyen, hasım2. خصيم [خَصِيم]Anlamı: birinin kötülüğünü isteyen, hasım3. عاد [عادٍ]Anlamı: birinin kötülüğünü isteyen, hasım4. عدو [عَدُوّ]Anlamı: birinin kötülüğünü isteyen, hasım5. غريم [غَرِيم]Anlamı: birinin kötülüğünü isteyen, hasım6. قتل [قِتْل]Anlamı: birinin kötülüğünü isteyen, hasım7. مخاصم [مُخَاصِم]Anlamı: birinin kötülüğünü isteyen, hasım8. معاد [مُعَاد]Anlamı: birinin kötülüğünü isteyen, hasım9. منازع [مُنَازِع]Anlamı: birinin kötülüğünü isteyen, hasım10. ند [نِدّ]Anlamı: birinin kötülüğünü isteyen, hasım -
16 düşman
"enemy, foe, adversary, antagonist; hostile, antagonistic" -
17 düşman
1. enemy. 2. one who consumes much (of something): pilav düşmanı a great pilaf eater. - ağzı calumny. (...) - başına. colloq. I wouldn´t wish (it) on my worst enemy. - çatlatmak to spite one´s enemies by parading one´s successes. - olmak/kesilmek /a/ to become an enemy (of). -
18 düşman
düşmən -
19 düşman
nepřátelský; nepřítel -
20 düşman eli
См. также в других словарях:
duşman — DUŞMÁN, Ă, duşmani, e, s.m. şi f., adj. 1. (Persoană) care are o atitudine ostilă, răuvoitoare faţă de ceva sau de cineva, care urăşte ceva sau pe cineva; vrăjmaş. 2. Inamic (1) (în război). [acc. şi: (reg.) dúşman] – Din tc. düşman. Trimis de… … Dicționar Român
düşman — is., Far. duşmān 1) Birinin kötülüğünü isteyen, ondan nefret eden, ona zarar vermeye çalışan kimse, yağı, hasım, dost karşıtı Ben ki dans salonlarına, barlara düşman bir adamımdır. S. F. Abasıyanık 2) Birbirleriyle savaşan devletler ve bu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
düşman (veya düşmanı) kesilmek — düşman olmak, düşman gibi görmek Şu dakika yalnız bu memleketin değil, bütün insanlığın düşmanı kesilmişti. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
düşman başına — durumun kötü olduğunu göstermek için kullanılan bir söz Hele ihtiyarlıkta yatağa düşmek, düşman başına. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
dúšman — a m (ȗ) zastar. sovražnik, zlasti Turek: bojevati se z dušmani / aziatski, turški dušmani … Slovar slovenskega knjižnega jezika
düşman ağzı — is. 1) Düşmanın uydurduğu söz 2) Bir durumu kötü gösteren söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
düşman çatlatmak — iyi durum ve başarılarla düşmanı kıskandırmak veya kızdırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
düşman olmak — kin beslemeye başlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
düşman düşmana gazel (veya Yasin) okumaz — düşmandan ancak kötülük beklenir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
eski dost düşman olmaz, yenisinden vefa gelmez — aralarında ufak tefek dargınlıklar olsa bile eski dostlar birbirlerine düşman olmazlar, yeni kazanılan dostlarla arada henüz sıkı bir bağ oluşmadığı için bu durum söz konusu değildir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
borç vermekle, düşman vurmakla — yok edilir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük