-
1 bir yere
adv. someplace, somewhere, anywhere -
2 bir yere
зы пакIэ -
3 bir yere
a) somewhere, someplace b) anywhere -
4 bir yere kadar
up to some extend -
5 bir yere adını veren kimse
n. eponym -
6 bir yere dayanmak
xwe pesartin -
7 bir yere zorla tıkılmak
firisîn -
8 bir yere çok uzak
пэчыжь -
9 bir yere kadar
so far -
10 başka bir yere
adv. somewhere else* * *to another place -
11 arabayı yolumun üstünde bir yere bırakabilir miyim
May I drop the car off at my destinationTurkish-English dictionary > arabayı yolumun üstünde bir yere bırakabilir miyim
-
12 ayrı bir yere
adv. apart -
13 gizli bir yere saklamak
v. cache -
14 güvenli bir yere gizlemek
v. stash, stash away -
15 herhangi bir yere
adv. anywhere, whithersoever -
16 iyi bir yere saklamak
v. stash away, stash -
17 kutsal bir yere koymak
v. enshrine -
18 rahatlayabileceğim bir yere gitmek istiyorum
I would like to go somewhere to relax.Turkish-English dictionary > rahatlayabileceğim bir yere gitmek istiyorum
-
19 uygun bir yere yerleştirmek
v. niche -
20 bastırılarak bir yere sokulmak
firisîn
См. также в других словарях:
canını (bir yere) dar atmak — bir tehlikeden güçlükle kurtularak bir yere sığınmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir köşeye atmak — (bir şeyi) gerektiğinde kullanılmak için bir yere koymak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafayı (bir yere) vurmak — 1) hastalanıp yatağa düşmek 2) uyumak için yatmak Ahmet de bize varır varmaz kafayı yere vurdu. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
başını bir yere bağlamak — birini bir işe yerleştirmek, işsizlikten, başıboşluktan kurtarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yere yönelim — is., bit. b. Bitkilerde kök ve sapların, yer çekimi etkisi ile belli bir doğrultu almaları özelliği, yere doğrulum, jeotropizma … Çağatay Osmanlı Sözlük
yere batasıca (veya yere batsın) — yok olsun anlamında bir ilenme sözü … Çağatay Osmanlı Sözlük
yere sermek — 1) kötü bir duruma sokmak, yenmek Sen beni yere seren darbenin ne olduğunu anlıyor musun? Ö. Seyfettin 2) vurup öldürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yere vurmak — 1) kötü bir duruma sokmak Bu askerlik oyununda yere vurduğu adama, kaideye uygun olan hareketi muhafaza ediyor. H. E. Adıvar 2) yenmek, alt etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
soluğu (bir yerde) almak — bir yere hemen gitmek veya sığınmak Ben, Falih in tavsiyesi üzerine o gün saat üçe doğru soluğu başyaver Celal in yanında almıştım. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir arpa boyu (gitmek veya yol almak) — çok az (gitmek veya yol almak) Süfli gayeler, kütleleri ya oldukları yere mıhlayan ve bir arpa boyu ileri götürmeyen sefil isteklerdir. S. Ayverdi … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir o yana, bir bu yana — rastgele, birçok yere, çeşitli yönlere … Çağatay Osmanlı Sözlük