-
1 arkadan
-
2 arkadan arkaya
hintenherum; ( gizlice) heimlich -
3 arka
1. subst Rücken m; Rückseite f; Fortsetzung f (einer Erzählung usw); Rückenlehne f; fig Beschützer m; Rück- (Seite, Wand); Hinter- (Tür, Rad);arka koltuk AUTO Rücksitz m;arka arkaya hintereinander;arka arkaya vermek sich gegenseitig unterstützen;arka çıkmak Unterstützung geben;arka kapıdan çıkmak Schule ohne Abschluss verlassen;b- ne arka olmak jemandem eine Stütze sein;arka plan Hintergrund m;arka üstü yatmak auf dem Rücken liegen;b-ne arka vermek j- m Hilfe leisten;arkada hinten;arkada kalanlar (die) Hinterbliebenen; (die) Zurückgelassenen;arkada kalmak in den Hintergrund treten; zurückliegen (Zeit, Lage);arkadan von hinten;arkadan arkaya fig hinter dem Rücken;bş-in arkası alınmak einer Sache (D) ein Ende setzen;arkası gelmek fig weitergehen;arkası kesilmek aufgebraucht werden/sein; versiegen;bş-in arkasına düşmek etwas eifrig verfolgen;b-nin arkasına düşmek jemandem auf den Fersen sein;b-nin arkasında dolaşmak sich jemandem anzunähern versuchen;-in arkasından hinter … her, nach (zeitlich);b-nin arkasından konuşmak hinter jemandes Rücken reden;-in arkasını bırakmak nicht mehr verfolgen, loslassen;-in arkasını bırakmamak nicht ablassen von;arkaya bırakmak (auf später) verschieben2. Ortssubstantiv: -in arkasına hinter A;dolabın arkasına hinter den Schrank (stellen usw);-in arkasında hinter D;dolabın arkasında hinter dem Schrank (stehen usw);-in arkasından hinter D … hervor (kommen usw) -
4 arkada
-
5 arka
I s1) Hinterseite f, Rückseite f\arkada müzik çalıyordu im Hintergrund spielte die Musik\arkaya geçmek ( kuyrukta) sich hinten anstellenbir şeyi \arkada bırakmak etw hinter sich lassen; ( ölen kimseye göre) etw hinterlassenevin \arkasında bahçe var hinter dem Haus ist ein Garten, auf der Rückseite des Hauses befindet sich ein GartenMuğla'nın üç kilometre \arkasında drei Kilometer hinter Muðlabirine \arka çevirmek jdm den Rücken zukehrenbirine \arka olmak jdm den Rücken stärkenbirini \arkadan vurmak ( fig) jdm in den Rücken fallenbirinin \arkasından hinter jds Rückenbir şeyin \arkasını getirememek etw nicht bis zum Ende führen können\arkasından koşmak hinterherlaufenbir işin \arkasına düşmek [o takılmak] eine Sache verfolgen, sich hinter eine Sache klemmenbirinin \arkasına düşmek jdn verfolgen5) Rückenlehne f\arkasındaki giysiler çok eskiydi die Kleidung, die er (am Körper) trug, war sehr alt\arka bulmak sich Rückendeckung schaffen\arkası ol(ma) mak (keine) Rückendeckung habenbirine \arka olmak jdm Rückendeckung geben -
6 bindirmek
I vt1) ( binmesini sağlamak) einsteigen lassen (-e in)2) ( oturtmak) setzen (-e auf)çocuğunu atlıkarıncaya bindirdi er ließ sein Kind mit dem Karussell fahrenfiyatın üstüne 10 lira daha \bindirmek auf den Preis noch 10 Lira zuschlagenbir taşıt ötekine arkadan bindirdi ein Fahrzeug fuhr auf ein anderes von hinten auf -
7 iskele
iskele s1) Landesteg m, Anlegesteg m\iskele, arkadan bakıldığında bir geminin sol tarafıdır das Backbord ist die linke Seite eines Schiffes, von hinten gesehenalabanda \iskele etmek das Steuer nach Backbord herumwerfen\iskele almak ablegen\iskeleyi kaldırmak das Gerüst wegnehmen, abrüsten -
8 sancak
\sancak, arkadan bakıldığında bir geminin sağ tarafıdır das Steuerbord ist die rechte Seite eines Schiffes, von hinten gesehen -
9 vurmak
I vt1) erschießen; (av) abschießenbirini arkadan \vurmak ( fig) jdm in den Rücken fallen2) schlagen; ( boynunu) abschlagenbir taşla iki kuş \vurmak ( fam) zwei Fliegen mit einer Klappe schlagen3) spannenbirini boyunduruğa \vurmak jdn ins Joch spannen4) ( ayağını) scheuernyeni ayakkabılar ayağımı vuruyor die neuen Schuhe scheuern5) ( çarpmak) stoßenkafasını köşeye \vurmak mit dem Kopf an eine Ecke stoßen6) ( fam)birinin parasını \vurmak jdn um sein Geld prellenikiyi dörde \vurmak die Zwei mit der Vier multiplizieren8) ( tekme)birine tekme \vurmak jdm einen Fußtritt geben [o versetzen]9) treffenbirini kalbinden \vurmak jdn ins Herz treffenII vi1) schlagen (-e auf) ( fam), hauen (-e auf)masaya \vurmak auf den Tisch schlagen2) schlagen (-e) ( fam), hauen (-e)anne, Hasan bana vurdu! Mama, Hasan hat mich gehauen!3) zuschlagen (-le mit)muşta ile \vurmak mit einem Schlagring zuschlagen4) (an) klopfen5) stoßenbeynimden vurulmuşa döndüm ich war wie vor den Kopf gestoßen6) aptallığa \vurmak sich dumm anstellen
См. также в других словарях:
arkadan arkaya — zf. Gizli gizli, el altından, gizlice, belli etmeden … Çağatay Osmanlı Sözlük
arkadan söylemek — kendisi bulunmadığı bir yerde bir kimseyi çekiştirmek, dedikodusunu yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
arkadan vurmak — bir kimse kendisine güvenen ve inanan birine gizlice kötülük etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
istim arkadan gelsin — islim arkadan gelsin … Çağatay Osmanlı Sözlük
islim arkadan gelsin — önce istenilen iş yapılsın, gereken şartlar sonradan yerine getirilsin anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
yitkurmak — arkadan göndermek, irsal etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
GIYBET — Arkadan çekiştirmek. Hazır olmayan birisinin aleyhine konuşmak. Birisinin gıyabında hoşuna gitmeyen bir şeyi söylemek. (Gıybet odur ki: Gıybet edilen adam hazır olsa idi ve işitse idi, kerâhet edip darılacaktı. Eğer doğru dese; zâten gıybettir.… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HALEFEN — Arkadan gelerek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
REDİF — Arkadan gelen, birisinin ardından giden. * Birbiri ardınca zuhur etmek. * Terhis olup ihtiyata geçen asker. * Edb: Beytin sonunda kafiyeden sonra tekrarlanan kelime … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
arka — is. 1) Bir şeyin temel tutulan yüzünün tam ters yanı, ön karşıtı Evin arkasında bahçe var. 2) Bir şeyin sırt durumunda olan yüzeyi Çocuğun arkası ağrıyormuş. 3) Geri kalan bölüm, kısım Masalın arkası. Yazının arkası. 4) Art, peş 5) Otururken… … Çağatay Osmanlı Sözlük
artçı — is. 1) Geçmiş bir sanat veya edebiyat çığırını sürdüren sanatçı veya hareket 2) ask. Yürüyüş durumunda bulunan bir askerî birliğin güvenliğini sağlamak için arkadan gelmek üzere bırakılan kıta, dümdar 3) sf. Arkadan gelen, sonra olan, öncü… … Çağatay Osmanlı Sözlük