-
1 korumak
vt1) schützen (-den/-e karşı vor/gegen)2) beschützen, bewahren, behütenAllah korusun! Gott beschütze [o behüte] !3) ( savunmak) verteidigenmevzii \korumak die Stellung haltenmasrafları \korumak die Kosten decken -
2 korumak
-
3 arka
I s1) Hinterseite f, Rückseite f\arkada müzik çalıyordu im Hintergrund spielte die Musik\arkaya geçmek ( kuyrukta) sich hinten anstellenbir şeyi \arkada bırakmak etw hinter sich lassen; ( ölen kimseye göre) etw hinterlassenevin \arkasında bahçe var hinter dem Haus ist ein Garten, auf der Rückseite des Hauses befindet sich ein GartenMuğla'nın üç kilometre \arkasında drei Kilometer hinter Muðlabirine \arka çevirmek jdm den Rücken zukehrenbirine \arka olmak jdm den Rücken stärkenbirini \arkadan vurmak ( fig) jdm in den Rücken fallenbirinin \arkasından hinter jds Rückenbir şeyin \arkasını getirememek etw nicht bis zum Ende führen können\arkasından koşmak hinterherlaufenbir işin \arkasına düşmek [o takılmak] eine Sache verfolgen, sich hinter eine Sache klemmenbirinin \arkasına düşmek jdn verfolgen5) Rückenlehne f\arkasındaki giysiler çok eskiydi die Kleidung, die er (am Körper) trug, war sehr alt\arka bulmak sich Rückendeckung schaffen\arkası ol(ma) mak (keine) Rückendeckung habenbirine \arka olmak jdm Rückendeckung geben -
4 arkalamak
-
5 dayanmak
vi1) sich stützen (-e auf); ( yaslanmak) sich lehnen (-e an)2) ( dayanıklı olmak) strapazierfähig sein, halten3) ( varlığını korumak) standhalten4) ( istinat etmek) sich stützen (-e auf), basieren (-e auf), beruhen (-e auf)olgulara \dayanmak sich auf die Fakten stützen5) ( tutunmak) sich halten (-e gegen); ( karşı koymak) widerstehen (-e) ( mukavemek etmek) Widerstand leisten (-e)6) ( tahammül etmek) aushalten (-e), ertragen (-e), durchhaltendayan! geliyorum! halt durch! ich komme!burada fazla dayanamayacağım hier werde ich es nicht lange aushalten könnengürültüye dayanamamak den Lärm nicht ertragen könnensınırına \dayanmak an seine Grenzen stoßen8) ( bitmeyen iş)bir şey birine \dayanmak etw bei jdm landen -
6 esirgemek
-
7 gözetmek
vt1) achten (auf), aufpassen (auf); ( korumak) beschützen2) ( önem vermek) achten; ( göz önünde bulundurmak) berücksichtigen; ( menfaat) wahrnehmen; ( fırsat) abwartenkendi çıkarını \gözetmek auf den eigenen Vorteil bedacht sein, auf seinen Vorteil bedacht sein3) ( dikkat etmek) beachten -
8 gözlemek
vt1) warten (auf)bir kimsenin/şeyin yolunu \gözlemek nach jdm/etw Ausschau halten2) beobachten, observierenbir kimseyi/şeyi \gözlemek nach jdm/etw spähen3) ( gizlice bakmak) bespitzeln, observieren, spähen (auf)5) ( incelemek) überprüfen -
9 kollamak
-
10 korozyon
-
11 koru
-
12 koruma
koruma s2) Leibwächter m, Bodyguard m; (yakın \koruma) Personenschutz m -
13 mevzi
mevzi <-i> [mevzi:] s\mevzii korumak die Stellung halten -
14 parmaklık
-
15 sakınmak
-
16 saklamak
vt1) behalten2) aufbewahrenparalarını kasada saklıyor er bewahrt sein Geld im Safe auf3) ( görünmesine engel olmak) versteckenbir şeyi birinden \saklamak etw vor jdm geheim haltenAllah saklasın! Gott bewahre!
См. также в других словарях:
korumak — i, den 1) Bir kimseyi veya bir şeyi dış etkilerden, tehlikeden, zor bir durumdan uzak tutmak, esirgemek, muhafaza etmek, vikaye etmek, sıyanet etmek Orasını tozdan, yağmurdan korumak borcumuzdur. O. S. Orhon 2) Güçlü bir kimse veya kuruluş,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
güncelliğini korumak — önemini sürdürmek, yitirmemek Bu sorun hâlâ bütün güncelliğini korumaktadır. S. İleri … Çağatay Osmanlı Sözlük
formunu korumak — 1) gerekli güç ve yeteneği bozmadan sürdürmek 2) diri ve canlı görünmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
emniyet altına almak — korumak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıyanet etmek — korumak … Çağatay Osmanlı Sözlük
vikaye etmek — korumak … Çağatay Osmanlı Sözlük
himaye etmek — korumak, kayırmak, gözetmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
muhafaza altına almak — korumak, saklamak, bir yerde tutmak, kapatmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
mukayyet olmak — korumak, gözetmek İstanbul pek havalandı, balolar, danslar... Kıza mukayyet olamayacağız. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
sahabet etmek — korumak, kayırmak Sen hayırlı bir mal mısın ki Hatice yi sahabet edeceksin. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
zeval vermemek — korumak Allah kimseye zeval vermesin … Çağatay Osmanlı Sözlük