-
1 kayırmak
kayırmak v/t beschützen, sich annehmen G; begünstigen, protegieren -
2 kayırmak
vt begünstigen -
3 arka
I s1) Hinterseite f, Rückseite f\arkada müzik çalıyordu im Hintergrund spielte die Musik\arkaya geçmek ( kuyrukta) sich hinten anstellenbir şeyi \arkada bırakmak etw hinter sich lassen; ( ölen kimseye göre) etw hinterlassenevin \arkasında bahçe var hinter dem Haus ist ein Garten, auf der Rückseite des Hauses befindet sich ein GartenMuğla'nın üç kilometre \arkasında drei Kilometer hinter Muðlabirine \arka çevirmek jdm den Rücken zukehrenbirine \arka olmak jdm den Rücken stärkenbirini \arkadan vurmak ( fig) jdm in den Rücken fallenbirinin \arkasından hinter jds Rückenbir şeyin \arkasını getirememek etw nicht bis zum Ende führen können\arkasından koşmak hinterherlaufenbir işin \arkasına düşmek [o takılmak] eine Sache verfolgen, sich hinter eine Sache klemmenbirinin \arkasına düşmek jdn verfolgen5) Rückenlehne f\arkasındaki giysiler çok eskiydi die Kleidung, die er (am Körper) trug, war sehr alt\arka bulmak sich Rückendeckung schaffen\arkası ol(ma) mak (keine) Rückendeckung habenbirine \arka olmak jdm Rückendeckung geben -
4 kayırma
См. также в других словарях:
kayırmak — i 1) Koruyarak başarısını sağlamak, elinden tutmak, himmet etmek Bizi kayıran, arayan yok. H. R. Gürpınar 2) Birini, başkalarının veya işin zararı pahasına tutmak, birine haksız yere kolaylıklar sağlamak, iltimas etmek Güzelle yüceltirim… … Çağatay Osmanlı Sözlük
iltimas etmek (veya geçmek) — kayırmak, korumak Sanırım ki öğretmenler bana iltimas geçiyorlardı. A. Erhat … Çağatay Osmanlı Sözlük
sahabetçi çıkmak — kayırmak, arka çıkmak Kahpenin gözlerine mi tutulmuş ne, sahabetçi çıkıyor. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
kadgurmak — kayırmak; kaygıya düşmek, kaygılanmak. II, 192, 193; III, 193. 194bkz: kay gurmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
kaygurmak — kayırmak, kaygılanmak II, 193; III, 193, 194bkz: kadgurmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
MÜBALAT — Kayırmak. * Dikkat etmek. İtina göstermek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
gözetmek — i 1) Korumak, bakmak, özen göstermek, himaye etmek Büyük kardeşler küçükleri gözetir. 2) Önem vermek, göz önünde bulundurmak, ayrı tutmak 3) nsz Kollamak, beklemek Fırsat gözetmek. Uygun bir zaman gözetmek. 4) Bir sonuca giderken bütün ayrıntı ve … Çağatay Osmanlı Sözlük
kayırma — is. Kayırmak işi, koruma, himmet, iltimas … Çağatay Osmanlı Sözlük
vasıta — is., Ar. vāsiṭa 1) Araç Millî birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek geliştirmek millî ülkümüzdür. Atatürk 2) Aracı Geçim bakımından da aynı yolu tutanlar vardır; memur kayırmak, mümkünse vasıta olmak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
himaye etmek — korumak, kayırmak, gözetmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
inayet etmek (veya eylemek) — iyilik ve yardım etmek, kayırmak, lütfetmek … Çağatay Osmanlı Sözlük