-
41 kusur
kusur sağır/hafif \kusur jur grobes/leichtes Verschuldenkendi/başkasının \kusuru eigenes/fremdes Verschuldenbenim \kusurum olmadan oldu es ist ohne mein Verschulden passiert2) Mangel mbir şeye \kusur bulmak etw bemängeln3) Fehler m, Makel m\kusura bakmayın! ( affedersiniz) verzeihen Sie!, entschuldigen Sie!\kusurlarını kabul etmek zu seinen Fehlern stehenbu, senin \kusurun değildi das war nicht dein Fehlerbirinin \kusurlarını yüzüne vurmak ( fig) jdm den Spiegel vorhalten, jdn über seine Fehler aufklärenbirinin \kusuruna bakmamak jdm etw nachsehen -
42 liyakat
1) Würdigkeit f\liyakat göstermek sich bewähren, sich verdient machenher birimiz kendi \liyakatimize göre, üzerimize bir vazife almalıyız jeder von uns sollte nach seiner Fähigkeit eine Aufgabe übernehmen -
43 mırıldanmak
vi1) vor sich hin murmeln2) vor sich hin summen -
44 öz
özI s1) Selbst nt1) leiblich\öz oğlum mein leiblicher Sohn -
45 sıkmak
vtbirinin elini \sıkmak jdm die Hand drücken [o schütteln]birinin gırtlağını \sıkmak jdm die Kehle zudrückenbirinin/kendi kafasına bir kurşun \sıkmak jdm/sich eine Kugel in den Kopf jagenkemerini \sıkmak ( fig) den Gürtel enger schnallen2) ( meyve) auspressen3) ( yumruğunu) ballen4) ( püskürtmek) spritzen5) ( vida) anziehenbir şeyin vidasını \sıkmak etw fester schrauben -
46 şahsen
\şahsen işitmedim ich habe es selbst nicht gehört2) ( dış görünüşü ile) vom Sehenbirbirimizi \şahsen tanırız wir kennen uns vom Sehen -
47 yansımak
vi reflektieren, widerspiegelncamda yansıyan kendi görüntüsünü seyretmek sein Spiegelbild auf der Scheibe betrachten -
48 yarar
1) sağlığa \yarar der Gesundheit dienendII sbirine \yararı olmak jdm von Nutzen seinbu, senin kendi \yararınadır es liegt in deinem eigenen Interessekamu \yararına im Interesse der Allgemeinheitbir şeyden \yarar sağlamak Profit aus etw schlagen/ziehen...in \yarar ve zararları die Vor- und Nachteile von... -
49 yormak
1. vt ermüden, müde machen, anstrengenkafa \yormak ( fam) sich den Kopf zerbrechenbir şeyi kendi üstüne \yormak etw auf sich beziehenrüya \yormak Träume deuten
См. также в других словарях:
kendi- — *kendi , *kendiz germ.?, stark. Femininum (i): nhd. Geschlecht; ne. descent; Rekontruktionsbasis: an.; Etymologie: s. ing. *g̑en (1), *g̑enə , *g̑nē , *g̑nō … Germanisches Wörterbuch
kendi — zm. 1) İyelik ekleri alarak kişilerin öz varlığını anlatmaya yarayan dönüşlülük zamiri, zat Kendi ülkemizde kendimizi yok edeceklerdi. R. E. Ünaydın 2) Kişiler üzerinde direnilerek durulduğunu anlatan bir söz Kendisi gelsin. Kendimiz görmeliyiz.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Kendi Villas and Spa — (Kalibaru,Индонезия) Категория отеля: 2 звездочный отель Адрес: Jl Putri Gunung … Каталог отелей
kendi leyline — kendi haline, kendi isteği gibi, dalgınca … Beypazari ağzindan sözcükler
Kendi Oiwa — (jap. 大岩 ケンヂ, Ōiwa Kenji; * 1978 in der Präfektur Gunma, Japan) ist ein japanischer Manga Zeichner. Sein Redakteur fand ihn durchnässt in der Nähe von Ochanomizu auf der Straße und kaufte ihm einen Kaffee. Daraufhin arbeitete er für den Kadokawa… … Deutsch Wikipedia
kendi derdine düşmek — kendi sorunu sebebiyle başka şeyle ilgilenememek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kendi düşen ağlamaz — kendi zararına kendisi neden olanın yakınmaya hakkı olmaz anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
kendi kendine — zf. 1) Kimseye danışmaksızın, kimseyle ilgisi, ilişkisi olmadan 2) Yalnız başına Kendi kendine, dağ başında bir can yaşayabiliyor musun? H. R. Gürpınar 3) Kendisine Ona âşık olduğunu kendi kendine itiraf edemedi. P. Safa 4) Başkasının yardımı ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kendi adına — zf. Yalnız kendi için, kendi hesabına … Çağatay Osmanlı Sözlük
kendi hesabına — zf. 1) Kendine göre, kendince Bana göre, dedim. Filozof, sen kendi hesabına hayvaniyeti kabul ediyorsan tebrik ederiz. Ö. Seyfettin 2) Kendi adına … Çağatay Osmanlı Sözlük
kendi payına — zf. Kendi adına, kendine göre Kendi payıma aşkı bilmeyen, tanımayan insandan korkarım. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük