-
1 selber
kendi (si) -
2 selbst
kendi (si) -
3 eigen
kendiözel -
4 eigenhändig
kendi eliyle -
5 eigen
1) ( zugehörig) kendi;etw mit \eigenen Augen gesehen haben bir şeyi kendi gözüyle görmüş olmak;etw sein E\eigen nennen ( geh) bir şeye kendisinin demek;in \eigener Person asaleten, kendi adına hareket ederekeine \eigene Meinung haben kendine özgü bir düşüncesi olmak;sein \eigener Herr sein kendi başına buyruk olmak, kendi kanatlarıyla uçmak;ich habe es aus \eigener Tasche bezahlt ben onu kendi cebimden ödedimmit dem ihm \eigenen Zynismus kendine özgü bir kinizmle4) ( wunderlich) tuhaf -
6 Mann
1) erkek; ( Erwachsener) adam;ein junger/gestandener \Mann genç/kelli felli bir adam;ein \Mann, ein Wort sözünün eri;\Mann gegen \Mann kämpfen teke tek dövüşmek;\Mann über Bord! naut denize adam düştü!;alle \Mann an Deck! naut bütün eller güverteye!;der \Mann auf der Straße ( fig) sokaktaki adam;ein \Mann des Volkes halk adamı;ein gemachter \Mann sein ( fam) köşeyi dönmüş olmak;letzter \Mann son adam;etw an den \Mann bringen ( fam) bir şeyi satmak;seinen \Mann stehen kendi göbeğini kendi kesmek, kendi kanatlarıyla uçmak;von \Mann zu \Mann erkek erkeğe;mein lieber \Mann! ( fam) canım efendim!;\Mann, oh \Mann! ( fam) vay canına!;mach schnell, \Mann! ( fam) çabuk ol, be adam!;den toten \Mann machen ( fam) suyun üstünde ölü numarası yapmak2) (Ehe\Mann) koca, eş;ihr verstorbener/erster \Mann ölen/ilk kocası [o eşi] -
7 Bein
Bein n <Beins; Beine> bacak; (Stuhlbein, Tischbein) ayak; (Hosenbein) paça;jemandem ein Bein stellen b-ne çelme takmak;sich (D) die Beine vertreten (biraz) yürüyüş yapmak;sich auf die Beine machen yola koyulmak; kalkmak;fam jemandem Beine machen b-ni sıkıştırmak; işe koşmak;wieder auf den Beinen sein tekrar ayağa kalkmak;fig auf eigenen Beinen stehen kendi geçimini kendi kazanmak -
8 Selbstmedikation
-
9 selbstständig
1. adj bağımsız; beruflich a serbest, müstakil;sich selbstständig machen kendi işini kurmak2. adv kendi başına;selbstständig denken serbest/özgür düşünmek -
10 Selbstversorger
Selbstversorger m <Selbstversorgers; Selbstversorger> kendi tükettiğini üreten; fam kendi kendine yeten -
11 vor
vor [foːɐ]1. präp (D) Lage -in önünde, weiter -in ilerisinde; (außerhalb) -in dışında; zeitlich, Reihenfolge -den önce; (in Gegenwart von) karşısında, yanında; (aufgrund von) -den (dolayı);vor allem her şeyden önce, özellikle;vor Angst korkudan;vor einer Stunde bir saat önce;es ist 5 vor 12 (saat) on ikiye beş var;um 5 vor 12 on ikiye beş kala;etwas vor sich (D) haben bş-i daha yapacak vs olmak2. präp (A) Richtung -in önüne, weiter -in ilerisine; (außerhalb) -in dışına; (zu) yanına, karşısına;vor sich hin kendi kendine, kendi başına3. adv: vor und zurück ileri geri;Freiwillige vor! gönüllüler (bir adım) öne! -
12 Vorteil
die Vor- und Nachteile -in olumlu ve olumsuz yanları, avantajı ve dezavantajı;im Vorteil sein ( gegenüber -e karşı) avantajlı olmak;auf seinen eigenen Vorteil bedacht sein kendi avantajını düşünmek;Vorteil ziehen aus -den kendi çıkarını sağlamak -
13 beziehen
beziehen*I vtdas Bett neu \beziehen yatağın çarşaflarını değiştirmek3) ( Einkommen) almak;Ohrfeige/Prügel \beziehen ( fam) tokat/dayak yemeketw auf sich \beziehen bir şeyi kendi üstüne yormak;diese Bemerkung brauchst du nicht auf dich zu \beziehen bu sözü kendi üstüne yormana gerek yok, bu söze alınmana gerek yok6) ( Posten) almakII vrsich \beziehen -
14 eigennützig
eigennützig ['aıgənnʏtsıç]II adv kendi yararına -
15 für
1) ( zugunsten von) için;\für dich/mich senin/benim için;kann ich noch etw \für Sie tun? sizin için bir şeyler daha yapabilir miyim?;ich bin \für deine Idee düşüncenden yanayım;ich bin \für den Frieden barıştan yanayımsich \für etw entscheiden bir şey için karar vermek;\für sich ( allein) tek başına;das F\für und Wider lehte ve aleyhte2) ( im Verhältnis zu)er ist sehr groß \für sein Alter yaşına göre boyu çok uzun;das ist eine Sache \für sich bu kendi çapında bir iş, bu başlı başına bir iş3) ( zeitlich) için;\für einige Wochen birkaç haftalığına [o hafta için];ich gehe \für zwei Jahre ins Ausland iki yıllığına [o yıl için] yurt dışına gidiyorum;\für immer ilelebet;\fürs Erste ilk başta4) Jahr \für Jahr yıldan yıla;Tag \für Tag her Allahın günü;Schritt \für Schritt adım adım;Wort \für Wort kelimesi kelimesine5) ( wegen) için;ich \für meine Person benim için, bana göre, kendi payıma6) ( zum Zweck) için;ein Mittel \für Kopfschmerzen ( fam) baş ağrısı için ilaç;\für nichts und wieder nichts boşu boşuna7) ( anstelle von) yerine;ich bin \für ihn eingesprungen onun yerine geçtim;was verlangen Sie \für den Anzug? elbiseye ne istiyorsunuz?8) ( mit Fragepronomen)was \für eine Frage ist das? bu ne biçim soru?;was \für ein Pilz ist das? bu ne mantarı?;was \für eine komische Idee! ne komik bir düşünce!;aus was \für Gründen auch immer her ne sebepten olursa olsun -
16 Grab
-
17 Rechnung
1) ( das Rechnen) hesap(lama)2) (Ab\Rechnung) hesap; (Waren\Rechnung) hesap pusulası, fatura; (Proforma\Rechnung) fatura; ( im Restaurant, Hotel\Rechnung) adisyon, hesap;die \Rechnung begleichen hesabı kapamak [o temizlemek], faturayı ödemek;mit jdm eine alte \Rechnung begleichen ( fig) biriyle eski bir hesabı kapamak;jdm die \Rechnung für etw präsentieren bir şeyin faturasını birine çıkarmak [o ödetmek], birinden bir şeyin hesabını sormak;eine \Rechnung ausstellen fatura kesmek;eine \Rechnung über 1000 Euro 1000 euroluk bir hesap [o fatura];die \Rechnung, bitte! hesabı lütfen!;jdm etw in \Rechnung stellen birinin hesabına bir şeyi yazmak;auf eigene \Rechnung kendi hesabına;das geht auf meine \Rechnung bunu benim hesabıma yazın;die \Rechnung ohne den Wirt machen ( fig) kendi kendine gelin güvey olmak;er hatte die \Rechnung ohne den Wirt gemacht ( fig) evdeki hesabı çarşıya uymadı -
18 schaufeln
-
19 Selbstbestimmung
-
20 Selbstbetrug
kein pl öz aldatı, kendi kendi kandırma
См. также в других словарях:
kendi- — *kendi , *kendiz germ.?, stark. Femininum (i): nhd. Geschlecht; ne. descent; Rekontruktionsbasis: an.; Etymologie: s. ing. *g̑en (1), *g̑enə , *g̑nē , *g̑nō … Germanisches Wörterbuch
kendi — zm. 1) İyelik ekleri alarak kişilerin öz varlığını anlatmaya yarayan dönüşlülük zamiri, zat Kendi ülkemizde kendimizi yok edeceklerdi. R. E. Ünaydın 2) Kişiler üzerinde direnilerek durulduğunu anlatan bir söz Kendisi gelsin. Kendimiz görmeliyiz.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Kendi Villas and Spa — (Kalibaru,Индонезия) Категория отеля: 2 звездочный отель Адрес: Jl Putri Gunung … Каталог отелей
kendi leyline — kendi haline, kendi isteği gibi, dalgınca … Beypazari ağzindan sözcükler
Kendi Oiwa — (jap. 大岩 ケンヂ, Ōiwa Kenji; * 1978 in der Präfektur Gunma, Japan) ist ein japanischer Manga Zeichner. Sein Redakteur fand ihn durchnässt in der Nähe von Ochanomizu auf der Straße und kaufte ihm einen Kaffee. Daraufhin arbeitete er für den Kadokawa… … Deutsch Wikipedia
kendi derdine düşmek — kendi sorunu sebebiyle başka şeyle ilgilenememek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kendi düşen ağlamaz — kendi zararına kendisi neden olanın yakınmaya hakkı olmaz anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
kendi kendine — zf. 1) Kimseye danışmaksızın, kimseyle ilgisi, ilişkisi olmadan 2) Yalnız başına Kendi kendine, dağ başında bir can yaşayabiliyor musun? H. R. Gürpınar 3) Kendisine Ona âşık olduğunu kendi kendine itiraf edemedi. P. Safa 4) Başkasının yardımı ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kendi adına — zf. Yalnız kendi için, kendi hesabına … Çağatay Osmanlı Sözlük
kendi hesabına — zf. 1) Kendine göre, kendince Bana göre, dedim. Filozof, sen kendi hesabına hayvaniyeti kabul ediyorsan tebrik ederiz. Ö. Seyfettin 2) Kendi adına … Çağatay Osmanlı Sözlük
kendi payına — zf. Kendi adına, kendine göre Kendi payıma aşkı bilmeyen, tanımayan insandan korkarım. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük