Перевод: со всех языков на английский

с английского на все языки

kendi

  • 1 kendi

    "1. self, oneself. 2. own. 3. he; she. 4. in person. -leri 1. themselves. 2. he; she. -m myself. -minki mine. -miz ourselves. -si 1. herself; himself. 2. he; she. -ni ağır satmak to agree to something only after repeated requests. - ağzıyla tutulmak to be proved a liar by one´s own words. -ni alamamak /dan/ not to be able to refrain from, be unable to stop oneself from. - âleminde olmak to keep to oneself; to live in a world of one´s own. -ni alıştırmak /a/ to make oneself get used to. -ni ateşe atmak to court trouble. -ni atmak /a/ to go immediately to, rush to (a place). -ne bağlamak /ı/ to captivate. - başına 1. of one´s own accord. 2. without anyone´s help, single-handedly. -ni beğenmek to be conceited. -ni beğenmiş conceited, arrogant. -ni bırakmak to neglect oneself, let oneself go. -ni bilen/bilir upright and honorable (person). -ni bilmek 1. to be in one´s right mind. 2. to comport oneself properly. 3. (for a person) to have grown up, have reached maturity. -ni bir şey sanmak to give oneself airs, think one is something. -ni (bir yerde) bulmak to find that one has arrived at (a place). -ni bulmak to develop a personality of one´s own. - çalıp kendi oynuyor. colloq. He makes a big fuss about something, but when people want to help him he spurns their aid. - çapında according to his own standards, according to his own way of thinking. -ne çeki düzen vermek 1. to tidy oneself up. 2. to put one´s life and affairs in order. - çıkarı için for his own benefit. -ni dar atmak /a/ to manage to reach (a place) in the nick of time. - derdine düşmek to be completely taken up with one´s own troubles. -ni dev aynasında görmek to overrate oneself vastly. -ni dinlemek to be a hypochondriac. -ni dirhem dirhem satmak to make a great show of reluctance. - düşen ağlamaz. proverb If you get yourself into trouble then you´ve no right to complain. - eliyle himself, with his own hand. -ne etmek to harm oneself. -ni fasulye gibi nimetten saymak to overrate oneself vastly. -nden geçme psych. trance. -nden geçmek 1. to be transported by joy, be ecstatic. 2. to faint. -ne gel. colloq. 1. Come to your senses! 2. Pull yourself together! - gelen that comes one´s way by chance. -ne gelmek 1. to regain consciousness, come to. 2. to pull oneself together, regain one´s self-control. - göbeğini kendi kesmek colloq. to do it all on one´s own, do it without getting help from anybody. -ni göstermek to prove one´s worth. - gözündeki merteği görmez, elin gözündeki çöpü görür. colloq. He doesn´t see the beam in his own eye, but he sees the mote in the eye of another person. -ne güvenme self-confidence, self-reliance. - halinde 1. quiet and innoffensive, innocuous (person). 2. simple-minded. - haline bırakmak /ı/ to leave (someone) to his own devices; to let (a thing) take care of itself. - havasına gitmek/- havasında olmak to do what strikes one´s fancy. -ni hissettirmek to make one´s/its presence felt. -ni iyice vermek /a/ to concentrate (on). -ni kapıp koyuvermek 1. to cease to take an interest in oneself, let oneself go. 2. /a/ to lose oneself in (a project). -ni kaptırmak /a/ 1. to let oneself get carried away (by). 2. to become wholly absorbed in. -ni kaybetmek 1. to lose consciousness. 2. to go into a towering rage. - kendine 1. on one´s own responsibility; of one´s own accord. 2. alone, by oneself, without help. 3. to oneself. 4. theat. as an aside. - kendine gelin güvey olmak to count one´s chickens before they´re hatched, build castles in Spain. - kendini yemek to eat one´s heart out, worry oneself to death. - kendine yeterli self-reliant and self-sufficient. -ne kıymak to commit suicide. - kuyusunu kendi kazmak to dig one´s own grave, be the cause of one´s own downfall. -si muhtac-ı himmet bir dede. (Nerde kaldı geriye himmet ede.) colloq. You can´t expect any help from him since he´s in need of help himself. -ni naza çekmek to make a great show of reluctance. -nde olmamak not to kno

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > kendi

  • 2 kendiŋo

    I
    (n) man, fatty one. Kendiŋo lee? Where is the man?
    II
    (adj) fatty. Subu kendiŋo naati. Bring fatty meat.

    Mandinka-English dictionary > kendiŋo

  • 3 kendi

    [T kendi, from OT *käntü]: self

    A Concise Gagauz Dictionary with etymologies and Turkish, Azerbaijani and Turkmen cognates > kendi

  • 4 kendi

    (v) to cause, fatten. Munne ye ñiŋ kendi? What caused this?

    Mandinka-English dictionary > kendi

  • 5 kendiŋ

    (adj) burning, fatty, glowing. Furnee be kendiŋ ne. The charcoal pot is glowing.

    Mandinka-English dictionary > kendiŋ

  • 6 kendi

    adj. respective
    --------
    adv. of one's own
    --------
    n. self
    --------
    pref. auto
    --------
    pron. own, self, herself, him, himself, its, itself, oneself
    * * *
    1. self 2. own (adj.)

    Turkish-English dictionary > kendi

  • 7 kendi

    pitcher, jar, jug
    * * *
    jar
    * * *
    kind of earthenware flask with a neck and spout (usually for drinking water)

    Indonesia-Inggris kamus > kendi

  • 8 kendi

    English Definition: (noun) candy

    Tagalog-English dictionary > kendi

  • 9 kendi

    candy

    Tagalog-English dictionary > kendi

  • 10 kendi

    k.o. earthware flask with a neck and spout 9us for drinking water).

    Malay-English dictionary > kendi

  • 11 kendi

    (1) cylindrical glass or earthenware jar (2) curlew

    Malay-English cyber dictionary > kendi

  • 12 kendi

    "self; own; in person"

    İngilizce Sözlük Türkçe > kendi

  • 13 kendi kendine döllenme

    kendi kendine döllenme (açmayan çiçekte)
    adj. cleistogamic

    Turkish-English dictionary > kendi kendine döllenme

  • 14 kendi kendine patlağını kapatan

    kendi kendine patlağını kapatan (lâstik)
    adj. self-sealing

    Turkish-English dictionary > kendi kendine patlağını kapatan

  • 15 kendi göbeğini kendi kesmek

    pull oneself up by one's own bootstraps

    Turkish-English dictionary > kendi göbeğini kendi kesmek

  • 16 kendi ihtiyacını kendi üreten

    n. self supplier

    Turkish-English dictionary > kendi ihtiyacını kendi üreten

  • 17 kendi işini kendi gören kimse

    n. do it yourselfer

    Turkish-English dictionary > kendi işini kendi gören kimse

  • 18 kendi işini kendi görmek

    pull oneself up by one's own bootstraps

    Turkish-English dictionary > kendi işini kendi görmek

  • 19 kendi işini kendi görmek

    to paddle one's own canoe

    İngilizce Sözlük Türkçe > kendi işini kendi görmek

  • 20 kendi kazdığı kuyuya kendi düşmek

    to be hoist with one's own petard

    İngilizce Sözlük Türkçe > kendi kazdığı kuyuya kendi düşmek

См. также в других словарях:

  • kendi- — *kendi , *kendiz germ.?, stark. Femininum (i): nhd. Geschlecht; ne. descent; Rekontruktionsbasis: an.; Etymologie: s. ing. *g̑en (1), *g̑enə , *g̑nē , *g̑nō …   Germanisches Wörterbuch

  • kendi — zm. 1) İyelik ekleri alarak kişilerin öz varlığını anlatmaya yarayan dönüşlülük zamiri, zat Kendi ülkemizde kendimizi yok edeceklerdi. R. E. Ünaydın 2) Kişiler üzerinde direnilerek durulduğunu anlatan bir söz Kendisi gelsin. Kendimiz görmeliyiz.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Kendi Villas and Spa — (Kalibaru,Индонезия) Категория отеля: 2 звездочный отель Адрес: Jl Putri Gunung …   Каталог отелей

  • kendi leyline — kendi haline, kendi isteği gibi, dalgınca …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • Kendi Oiwa — (jap. 大岩 ケンヂ, Ōiwa Kenji; * 1978 in der Präfektur Gunma, Japan) ist ein japanischer Manga Zeichner. Sein Redakteur fand ihn durchnässt in der Nähe von Ochanomizu auf der Straße und kaufte ihm einen Kaffee. Daraufhin arbeitete er für den Kadokawa… …   Deutsch Wikipedia

  • kendi derdine düşmek — kendi sorunu sebebiyle başka şeyle ilgilenememek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kendi düşen ağlamaz — kendi zararına kendisi neden olanın yakınmaya hakkı olmaz anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kendi kendine — zf. 1) Kimseye danışmaksızın, kimseyle ilgisi, ilişkisi olmadan 2) Yalnız başına Kendi kendine, dağ başında bir can yaşayabiliyor musun? H. R. Gürpınar 3) Kendisine Ona âşık olduğunu kendi kendine itiraf edemedi. P. Safa 4) Başkasının yardımı ve… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kendi adına — zf. Yalnız kendi için, kendi hesabına …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kendi hesabına — zf. 1) Kendine göre, kendince Bana göre, dedim. Filozof, sen kendi hesabına hayvaniyeti kabul ediyorsan tebrik ederiz. Ö. Seyfettin 2) Kendi adına …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kendi payına — zf. Kendi adına, kendine göre Kendi payıma aşkı bilmeyen, tanımayan insandan korkarım. N. Cumalı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»