-
1 yolunu şaşırmak
go off at half cock -
2 yolunu şaşırmak
to go astray, to lose one's bearings -
3 şaşırmak
şaşırmak -i verwundert ( oder erstaunt) sein über A; sich irren in D; v/i erstaunt ( oder verblüfft) sein;hesabını şaşırmak sich verrechnen;yolunu şaşırmak sich verirren; sich verfahren -
4 şaşırmak
запу́таться удивля́ться* * *-i1) теря́ться, быть в расте́рянности / замеша́тельстве; оторопе́ть2) теря́ть (дорогу и т. п.)yolunu şaşırdı — он сби́лся с доро́ги
3) пу́татьhesabını şaşırmak — запу́таться в счета́х
-
5 şaşırmak
1) теря́ться, теря́ть го́лову; быть обескура́женным; недоумева́ть2) В теря́ть (дорогу и т. п.)yolunu şaşırdı — он сби́лся с пути́
3) В пу́тать, ошиба́тьсяhesabını şaşırmak — запу́таться в счета́х
-
6 εκτρέπομαι
yolunu şaşırmak -
7 заблудиться
yolunu kaybetmek* * *сов.yolunu kaybetmek / şaşırmak••заблуди́ться в трёх со́снах — погов. düz ovada yolunu şaşırmak
-
8 сбиваться
несов.; сов. - сби́ться1) kaymakга́лстук сби́лся на́бок — kravat yana kaymıştı
2) şaşırmakсби́ться со сле́да — izi şaşırmak
сби́ться с доро́ги — yolunu şaşırmak / kaybetmek
сби́ться со счёта — hesabı şaşırmak
3) şaşırmakон сби́лся и замолча́л — lafını şaşırdı, sustu
••сби́ться с пути́ — yoldan çıkmak, yolunu sapıtmak
-
9 yol
1. subst Weg m; Reise f; ANAT Gang m; TECH Leitung f; Streifen m (eines Stoffes); Art und Weise f; Mittel n, Mittel und Wege pl; fig Ausweg m; Vorgehen n, Methode f; System n; Ziel n, Zweck m; Mal n; TECH Geschwindigkeit f;-e yol açmak einen Weg bahnen, einen Weg anlegen; -e jemandem den Weg freimachen ( oder freigeben); Platz machen; fig jemandem Vorbild sein; fig führen zu;yol arkadaşı Reisegefährte m, -gefährtin f;yol ayrımı Weggabelung f;-i yol etmek oft besuchen A, Stammgast sein bei D;yol gitmek gehen, unterwegs sein;-e yol görünmek v/unp jemandem eine Reise bevorstehen;-e yol(u) göstermek jemandem den Weg zeigen; fam jemanden hinauswerfen; fig jemandem einen Fingerzeig geben;yolu tutmak den Weg sperren; fig einen Weg einschlagen;-e yol vermek jemandem den Weg freigeben; passieren lassen; fig jemanden rausschmeißen, feuern;yol yordam (Verhaltens)Regeln f/pl; Ordnung f;yola çıkmak aufbrechen; abreisen;(-in) yol(un)a düşmek sich auf den Weg machen in A, zu;yola düzülmek aufbrechen;yola gelmek zur Vernunft kommen;-i yola getirmek jemanden zur Vernunft bringen;yola koyulmak sich auf den Weg machen;yollara düşmek (in den Straßen) umherirren; sich auf die Suche begeben;yolda kalmak liegen bleiben, nicht weiter(fahren) können; sich verspäten;yolun açık olsun! glückliche Reise!; komm gut hin!;yoluna çıkmak jemandem entgegengehen;yoluna girmek in Ordnung kommen, geregelt werden;yoluna koymak regeln, ordnen;-in yolunu beklemek jemandes Kommen erwarten;yolunu kaybetmek den Weg verlieren, sich verirren;yolunu şaşırmak sich verirren;-in yolunu tutmak den Weg einschlagen nach;yolunu yapmak einen Weg bahnen; anlegen2. postp yoluna für A; um G willen; im Namen G; -
10 запутываться
dolaşmak; karışmak,çapraşmak; takılmak; yolunu şaşırmak* * *несов.; сов. - запу́таться1) (о нитках, волосах и т. п.) dolaşmak; karışmakклубо́к ещё бо́льше запу́тался — тж. перен. yumak daha da dolaştı
2) çapraşmak; çetrefilleşmekвопро́с запу́тался — mesele çapraştı
3) (застревать в чём-л.) takılmak, takılıp kalmakзапу́тываться в сетя́х — ağlara takılmak
4) разг. ( сбиваться с пути) yolunu şaşırmak••запу́таться в отве́тах — разг. verdiği cevaplar birbirini tutmamak
запу́таться в противоре́чиях — разг. çelişkiler içinde bocalayıp durmak
-
11 verlaufen
verlaufen*3) ( sich verlieren) yolunu yitirmek, yolunu kaybetmek;sich im Wald \verlaufen ormanda yolunu kaybetmek [o yitirmek];die Sache ist im Sand \verlaufen ( fam) iş çıkmaza girdiII vrsich \verlaufen1) ( sich verirren) yolunu şaşırmak -
12 se tromper
v pryanılmak, şaşırmak◊Elle s'est trompée dans la date. — Bayan tarihte yanıldı.
-
13 wander
n. sayıklama————————v. gezmek, dolaşmak, gezinmek, yolunu şaşırmak, kaybolmak, dalıp gitmek, sapmak, uzaklaşmak, sayıklamak, abuk sabuk konuşmak, kıvrıla kıvrıla gitmek* * *gez* * *['wondə] 1. verb1) (to go, move, walk etc (about, in or on) from place to place with no definite destination in mind: I'd like to spend a holiday wandering through France; The mother wandered the streets looking for her child.) dolaşmak, dolanıp durmak2) (to go astray or move away from the proper place or home: His mind wanders; My attention was wandering.) kaymak, dağılmak2. noun(an act of wandering: He's gone for a wander round the shops.) dolanma- wanderer- wanderlust -
14 go awry
ters gitmek, yolunu şaşırmak -
15 go off at half cock
tepesi atmak, sinirlenmek, çileden çıkmak, yolunu şaşırmak -
16 go awry
ters gitmek, yolunu şaşırmak -
17 go off at half cock
tepesi atmak, sinirlenmek, çileden çıkmak, yolunu şaşırmak -
18 entgleisen
entgleisen v/i <o -ge-, sn> Zug raydan çıkmak; fig yolunu şaşırmak, sapıtmak; münasebetsizlik etmek -
19 irren
1. v/i <h> yanılmak2. v/i <sn> yolunu şaşırmak; yanılgıya düşmekwenn ich mich nicht irre yanılmıyorsam -
20 verfliegen
verfliegen <unreg, o -ge->1. v/i <sn> uçup gitmek
- 1
- 2
См. также в других словарях:
yolunu şaşırmak — yanlış yola sapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yol — is. 1) Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik 2) Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer Bahçeleri bahçelere toprak yollar bağlardı. Ç. Altan 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sapıtmak — nsz 1) Ruhsal bir düzensizlik içine düşmek 2) i Şaşırmak Feride, senin kaşların lakırtılarına benziyor, güzel güzel, ince ince başlıyor fakat sonra yolunu sapıtıyor. R. N. Güntekin 3) mec. Saçmalamaya başlamak 4) tkz. Aklını bozmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
şaşmak — e, ar 1) Umulmayan, beklenmeyen veya olağanüstü bir olay, bir olgu karşısında şaşkın duruma gelmek, hayret etmek Aynı anda nasıl olur da başka bir iş tutabileceğine şaşar kalırdınız. B. R. Eyuboğlu 2) den Yolundan sapmamak, gidişini değiştirmemek … Çağatay Osmanlı Sözlük