-
61 boks
-
62 borç
-meyi borç bilmek sich verpflichtet fühlen (zu …);borç istemek/almak anpumpen fam (–den A);borç kaydetmek ausbuchen;borç yapmak Schulden machen;borç harç mit zusammengepumptem Geld;borç vermek Geld verleihen, ein Darlehen geben;borca girmek in Schulden geraten -
63 burun
burun <- nu> Nase f; Schnabel m; LUFTF, MAR Bug m; Spitze f (Schuh); GEOGR Kap n, Landzunge f;burun boşluğu Nasenhöhle f;-e burun burmak die Nase rümpfen (über A);-le burun buruna gelmek ganz nahe kommen (D);burun deliği Nasenloch n; Nüster f;burun kanadı Nasenflügel m;burun perdesi Nasenscheidewand f;-e burun yapmak hochnäsig sein gegenüber;-in burnu büyümek (oder kabarmak) überheblich werden;(-in) burnu havada aufgeblasen;-in burnu bile kanamamak mit heiler Haut davonkommen;-in burnuna çıkmak nicht ertragen können;-in burnuna girmek jemandem unter die Augen kommen; sich in jemandes Vertrauen schleichen;-in burnunda tütmek jemandes Sehnsucht erwecken;-in burnundan (fitil fitil) gelmek jemanden teuer zu stehen kommen (etwas Angenehmes);burnunu çekmek schnäuzen, schnüffeln; fig das Nachsehen haben;b-nin burnunu sürtmek jemanden kleinkriegen;burnunun dibinde in nächster Nähe, fam fig vor der Nase (sein, liegen);burnunun dikine gitmek nach seinem eigenen Kopf handeln;burnunun direği sızlamak traurig sein -
64 büyü
büyü Zauber m; Hexerei f;-e büyü yapmak behexen A, verzaubern A -
65 büyük
büyük devletler (die) Großmächte;büyük dilbalığı ZOOL Heilbutt m;Büyük İskender Alexander der Große;Büyük Sahra (die) Sahara;büyük sanayi Großindustrie f;-e büyük gelmek Kleidung jemandem zu groß sein -
66 caka
'caka fam Angeberei f; Effekthascherei f;caka satmak (oder yapmak) sich wichtig machen, prunken, paradieren -
67 cambazlık
cambazlık yapmak mogeln -
68 cilve
cilve Reiz m, Anmut f; Koketterie f; fig Laune f; Erscheinung(sbild n) f, Aspekt m;kaderin cilvesi Ironie f des Schicksals; -
69 curcuna
cur'cuna sehr lebhafte(s) Tempo (türkische Musik); Krach m, Höllenlärm m;curcuna yapmak einen Höllenlärm machen -
70 cümbüş
cümbüş yapmak, sich vergnügen; fam schwofen -
71 cürmümeşhut
cürmümeşhut in flagranti;-e cürmümeşhut yapmak in flagranti ertappen A -
72 çay
çay1 Flüsschen nçay2 Tee m; Teegesellschaft f;çay bahçesi Gartencafé n;çay kaşığı Teelöffel m;çay süzgeci Teesieb n;çay yapmak Tee machen; eine Teeparty veranstalten;çaya davet etmek zum (Nachmittags)Tee einladen;açık (koyu) çay leichter (starker) Tee -
73 çene
çene yapmak (miteinander) schwatzen;alt çene Unterkiefer m;üst çene Oberkiefer m;çenesi düşük fig schwatzhaft;çenesini kapatmak den Mund halten, schweigen;çeneye kuvvet durch die Kraft des Wortes -
74 çıkış
çıkış Ausgang m; Abfahrt f; fig Ausweg m (-e aus D); Auftreten n einer Kultur; Aufstieg m; Besteigung f (-e G); Ausgangsstellung f, Start m; MIL Ausfall m; Einsatz m (der Luftwaffe); Kündigung m, Entlassung f; Kundgebung f; EDV Ausdruck m; EDV Port m;çıkış almak gekündigt werden (Arbeiter);çıkış belgesi Abgangszeugnis n; Ausfuhrgenehmigung f;çıkış tonu GR steigende(r) Ton;-e çıkış vermek kündigen (einem Arbeiter);bir çıkış yapmak die Stimme erheben -
75 çiş
çiş Kindersprache Pipi n;çiş yapmak Pipi machen;-in çişi geldi, çişi var er/sie muss mal Pipi machen -
76 çömezlik
-
77 değerlendirme
değerlendirme Beurteilung f, Würdigung f, Wertung f; Aufwertung f;değerlendirmeye girmek in die Rangliste kommen;-in değerlendirmesini yapmak fig eine Bilanz (G) ziehen -
78 değişiklik
değişiklik <- ği> Änderung f; Veränderung f; Veränderlichkeit f; Reform f;-de değişiklik yapmak ändern A; novellieren A;adres değişikliği Anschriftänderung f;durumda usw bir değişiklik var mı gibt es etwas Neues?, irgendwelche Fortschritte? -
79 devalüasyon
devalüasyon ÖKON Abwertung f;devalüasyon yapmak abwerten -
80 deve
deve Kamel n;deve adımı ile ganz gemächlich;deve gibi plump;-i deve yapmak einheimsen, beiseite schaffen;devede kulak herzlich wenig ( oder unbedeutend);
См. также в других словарях:
yapmak — i, ar 1) Ortaya koymak, gerçekleştirmek, oluşturmak, meydana getirmek Her görevi ayrım gözetmeden aynı titizlikle yapmak başarının sırrıdır. Ç. Altan 2) nsz Olmasına yol açmak Durgun sular sıtma yapar. 3) nsz Yol almak 4) Onarmak, tamir etmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yapmak — kapamak, sed etmek; yapılmak, kapanmak, mâmul yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yapmak — örtmek, kapamak; kurmak, yapmak, I, 348, 374; III, 33, 57 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
afi kesmek (veya satmak veya yapmak) — birine karşı gösteriş yapmak, kabadayılık etmek Yanındaki kıza afi yapmak için onun önüne, dilenciye sadaka verir gibi bahşiş fırlatan bir züppeyi, bıraksalar öldürecekti. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
atak yapmak — akın yapmak, atılım yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
egzersiz yapmak — is. 1) alıştırma yapmak O akşam yalnız olduğum için kemanda bazı egzersizler yapmaya başladım. P. Safa 2) sağlıklı yaşam için spor yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
idman yapmak — beden hareketleri yapmak Evinden yalnız idman yapmak için çıktığına eminim. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
indirim yapmak — fiyatta değer düşürümü yapmak, iskonto yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kulis yapmak — 1) herhangi bir toplulukta oturumlar dışında gizli çalışmalar yapmak 2) bir amaca ulaşabilmek için ilgili kişiler arasında özel çalışma yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
nefis muhasebesi yapmak — insan isteklerini, hırslarını ve yaptıklarını gözden geçirmek, doğru veya yanlışlarını vicdanının süzgecinden geçirip bir değerlendirme yapmak Normal yaşamının çekişmeleri içinde tekerlenip giden insan, bayramlarda bir nefis muhasebesi yapmak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sözleşme yapmak — huk. bir sözleşmeyi yazılı olarak belirlemek, mukavele yapmak, kontrat yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük