-
21 Regentin
Regent m <Regenten; Regenten>, Regentin f <Regentin; Regentinnen> yönetim başındaki prens veya vekili -
22 Schmierfink
Schmierfink m fam kirli veya yazısı kötü çocuk -
23 so
so1. adv öyle, böyle, şöyle; (auf diese Weise) bu/o şekilde, bu/o tarzda; (damit, dadurch) böylece, böylelikle, bu sayede; (solch) bu gibi;so genannt … adı verilen;so groß wie … kadar/gibi büyük;so ein(e) böyle bir;so ist es! tam öyle!;so oder so öyle veya böyle;so sehr o kadar çok;so viel wie möglich olabildiğince çok;doppelt so so viel ( wie -nin) iki katı;so viel steht fest bu kadarı kesin;so weit (bis jetzt) bu ana kadar; (bis hier) buraya kadar;so weit sein hazır olmak;es ist so weit vakit tamam;so wenig wie möglich mümkün olduğu kadar ( oder olabildiğince) az;und so weiter ve saire;oder so etwas ya da öyle bir şey;oder so ya da buna benzer bir şey2. konj (deshalb, daher) bu yüzden, bunun için;so leid es mir tut maalesef amaach so! ha!, demek öyle!;(na) so was! -
24 sternförmig
sternförmig adj (zackig) yıldız biçiminde; varoşlardan merkeze doğru veya tersi -
25 Streitgespräch
Streitgespräch n (sözlü) tartışma; tartışma biçimli öğretici nesir veya şiir -
26 Verkehrsteilnehmer
Verkehrsteilnehmer m, Verkehrsteilnehmerin f trafiğe katılan yaya, şoför veya yolcu -
27 Verkehrsteilnehmerin
Verkehrsteilnehmer m, Verkehrsteilnehmerin f trafiğe katılan yaya, şoför veya yolcu -
28 Volksversammlung
Volksversammlung f ülkenin veya bir yerin seçmenlerinin tamamı; miting -
29 abends
( bis gegen 20 oder 21 Uhr) akşamları, akşamleyin; ( ab etwa 20 oder 21 Uhr) akşamları saat 20 veya 21'den itibaren;um acht Uhr \abends akşamları saat sekizde;spät \abends akşamleyin geç saatlerde;dienstags \abends salı akşamları -
30 abhandenkommen
abhanden|kommenRR [ap'handən-]gestohlene, verlorengegangene oder sonst abhandengekommene Sachen çalınan, kaybolan veya diğer bir şekilde elden çıkan şeyler -
31 Ablage
Ablage <-n> f2) (Kleider\Ablage) gardırop, vestiyer3) (Akten\Ablage) dosyalara geçirilen veya geçirilecek olan evrak -
32 Ahnung
1) ( Vorgefühl) sezi, ön sezi, his;ich habe so eine \Ahnung, als ob es heute passiert sanki bugün olacakmış gibi içimde bir his varkeine \Ahnung von etw haben bir şeyi bilmemek, bir şeyden haberi olmamak;keine \Ahnung! bilmem!, haberim yok! -
33 alias
namıdiğer;der Beschuldigte Müller \alias Meier \alias Möller diğer [o başka bir] adı Meier veya Möller olan sanık Müller -
34 Allee
hıyaban, iki yanı ağaçlı yol veya bulvar -
35 aller
alle(r, s) pronhepsi, cümlesi, bütün;\allers in \allerm ( insgesamt) hepsi hepsi, tam tamına; ( im Großen und Ganzen) topu topu; ( im Allgemeinen) genel olarak; ( kurzum) kısacası, hülasa;\aller auf einmal hep birden, herkes birden;\aller beide/drei her ikisi/üçü;\aller, die dort sind orada bulunan herkes;\aller zehn Minuten (her) on dakikada bir;\aller zwei Tage (her) iki günde bir;auf \aller Fälle kesinlikle, mutlaka; ( so oder so) öyle veya böyle;ein für \allermal ilk ve son defa olmak üzere;dies \allers bütün bunlar, bunların hepsi;\allers auf einmal hepsini birden;\allers, was du willst her istediğini, ne istersen;\allers, was Sie wollen her istediğinizi, ne isterseniz;\aller zu seiner Zeit! her şeyin zamanı var!;vor \allerm her şeyden önce;für \aller Zeiten ebediyen;wer war \allers da? kimler oradaydı?;es waren \aller da herkes oradaydı;ist das \allers? hepsi bu kadar mı?;was soll das \allers? bütün bunlar ne demek oluyor?;in \allerr Frühe erkenden;die schönste \allerr Mädchen/Tage kızların/günlerin en güzeli;es ist noch nicht \allerr Tage Abend gün doğmadan neler doğar;wir \aller hepimiz -
36 Ansage
-
37 Auskunftverweigerungsrecht
jur kendi veya hısımları aleyhine tanıklıktan çekinme hakkıWörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > Auskunftverweigerungsrecht
-
38 betreffend
ilişkin, ilgili, söz konusu;der \betreffende Brief söz konusu mektup;der oder die B\betreffende möge sich bitte melden ilgili bay veya bayanın kendini bildirmesi rica olunur;unser letztes Schreiben \betreffend...... ile ilgili son yazımız [o mektubumuz] -
39 Beugehaft
-
40 Download
Download <-(s), -s> ['daʊnlɔʊt] ntinform indirme, internetten yükleme veya çekme
См. также в других словарях:
veya — bağ., Ar. ve + Far. yā 1) Ayrı olmakla birlikte aynı değerde tutulan iki şeyi anlatan kelimelerden ikincisinin önüne getirilen söz, yahut Ben Atatürk le üç veya iki defa karşılaştım. B. Felek 2) Olacağı sanılan, seçime bırakılan şeyler ikiden çok … Çağatay Osmanlı Sözlük
veya — वेय … Indonesian dictionary
veyá — significado: vaca recién parida . etimología: lat. vitulum (ternero), *vitulatam (con ternero) … Etimologías léxico asturiano
veya-cchalā — वेयच्छला … Indonesian dictionary
veya-gāna — वेयगान … Indonesian dictionary
Pierre Veya — au Salon du livre de Genève en 2011. Pierre Veya, né le 14 mai 1961[réf. nécessaire], est un journaliste suisse, rédacteur en chef du quotidien Le Temps. Biographie Pierre Veya fait … Wikipédia en Français
bilmem hangi (veya kaç veya kim veya nasıl veya ne) — önemli veya anlatılması gerekli görülmeyen şeyler için kullanılan bir söz Bilmem hangi dairede kâtipmiş … Çağatay Osmanlı Sözlük
donuna etmek (veya kaçırmak veya doldurmak veya yapmak) — 1) küçük veya büyük abdestini donuna etmek 2) mec. çok korkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bıraktığım (veya bağladığım) yerde (veya çayırda) otluyorsun (veya otluyor) — hlk. uzun süredir hiçbir ilerleme ve değişiklik göstermiyor (veya göstermiyorsun) anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
merak sarmak (veya duymak veya salmak) — (bir şeye) bir şeyi edinme, yapma veya onunla uğraşma isteğine kapılmak, bir şeye eğilim duymak Miralay beyimiz, emekli olduktan sonra komisyonculuğa kalkan veya cins tavuk yetiştirmeye merak salan soydan değildir. H. Taner Bu adama, her gördüğüm … Çağatay Osmanlı Sözlük
dünyanın kaç bucak (veya köşe) olduğunu göstermek (veya anlamak) — dünyada ne gibi güçlükler olduğunu bildirmek (veya anlamak), insanın başına neler gelebileceğini öğretmek veya öğrenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük