-
1 uykuya dalmak
v. fall asleep, drop asleep, go to sleep, drop off -
2 uykuya dalmak
xew de çûn -
3 uykuya dalmak
to fall asleep -
4 ağlayarak uykuya dalmak
v. weep oneself to sleep -
5 derin\ uykuya\ dalmak
кре́пко спать -
6 derin uykuya dalmak
to fall fast asleep -
7 derin uykuya dalmış
fast asleep -
8 uyku
1) сонuykusunu almak — вы́спаться
uykumu alamadım — я не вы́спался
- ı uyku bastı или -ı uyku bastırdı — [его́] кло́нит ко сну
uyku çekmek — хороше́нько вы́спаться; хорошо́ поспа́ть
deliksiz bir uyku çekti — он спал беспробу́дным сном
iyi bir uyku çektim — я хорошо́ вы́спался
uykuya dalmak — погрузи́ться в сон, засну́ть
uykuya doymak — вы́спаться
uyku ilâcı — снотво́рное [сре́дство]
uykusu kaçtı — он лиши́лся сна, он потеря́л сон
uyku kestirmek — вздремну́ть; забы́ться [сном]
uykusu kırıldı — ему́ переби́ли сон
uyku sersemliği — сонли́вость
uyku tulumu — а) со́ня, люби́тель поспа́ть; б) спа́льный мешо́к
uyku vermek — а) наводи́ть (навева́ть) сон; б) наводи́ть ску́ку
gözüme uyku girmiyor — я ника́к не могу́ засну́ть; мне не спи́тся
kuş uykusu — чу́ткий сон
2) прям., перен. спя́чка -
9 uyku
uyku sohne pl Schlaf m\uyku çekmek ausgiebig schlafen\uyku tutmamak nicht einschlafen können\uykusunu almak (sich) ausschlafen\uykuya dalmak einschlafen, in Schlaf fallen [o versinken]\uykuya yatmak sich zum Schlafen hinlegenbu düşünce benim \uykumu kaçırdı dieser Gedanke raubte mir den Schlafbütün gece gözüme \uyku girmedi ( fig) ich habe die ganze Nacht kein Auge zugetanderin bir \uykuya dalmak in tiefen Schlaf fallengözüne \uyku girmemek kein Auge zutun -
10 uyuklamak
1. أغفى [أَغْفَى]2. غفا [غَفَا]3. غفي [غَفِيَ] -
11 uyku
1) сонuykum açıldı / dağıldı — у меня́ пропа́л сон
uykusunu almak — вы́спаться
uyku basıyor / bastırıyor — сон одолева́ет, кло́нит ко сну (меня, его и т. п.)
uykusu başına sıçradı — он одуре́л от бессо́нницы
uykusu bölündü — сон его́ был пре́рван
uyku çekmek — хорошо́ вы́спаться
uykuya dalmak — погрузи́ться в [глубо́кий] сон
uyku durak yok — ни сна ни о́тдыха
uykum geliyor — мне хо́чется спать, меня́ кло́нит ко сну
uyku gözünden akıyor — у него́ глаза́ слипа́ются
uykusu kaçtı — он лиши́лся сна, он потеря́л сон
uyku kestirmek — вздремну́ть
uyku tutmuyor — не спи́тся, сон не берёт
uyku vermek — а) наве́ять сон; б) наводи́ть ску́ку
2) спя́чкаkış uykusu — зи́мняя спя́чка
kışın doğa uykudadır — зимо́й приро́да спит
onlar hâlâ uykudalar — они́ всё ещё в спя́чке
-
12 uyku
uyku Schlaf m;-i uyku basmak der Schlaf überkommt jemanden;uyku çekmek sich einen (schönen) Schlaf gönnen;deliksiz bir uyku çekti er hat fest durchgeschlafen;uyku durak yok man kann kein Auge zutun;uyku gözünden akıyor ihm fallen die Augen zu;uyku ilacı Schlafmittel n;uyku sersemliği Schläfrigkeit f;uyku tulumu Schlafsack m; fig Schlafmütze f;-i uyku tutmuyor er kann nicht einschlafen;uykuda olmak fig stagnieren, eine Flaute haben;uykum açıldı mir ist der Schlaf vergangen;uykum geldi ich bin müde;hiç uykum yok ich kann kein Auge zutun;uykuya dalmak einschlafen;uykuya yatmak schlafen gehen -
13 ebedî uyku
ве́чный сонebedî uykuya dalmak — усну́ть ве́чным сном, умере́ть
-
14 kâbuslu
кошма́рныйderin kâbuslu bir uykuya daldı — он погрузи́лся в глубо́кий, по́лный кошма́ров сон
-
15 varmak
добира́ться дожи́ть дойти́ прибы́ть* * *- ır -e1) прибыва́ть; доходи́ть, доезжа́тьtren Ankara'ya üçte vardır — по́езд при́был в Анкару́ в три [часа́]
2) доходи́ть до чего; достига́ть чегоyaşı elliye vardı — он дости́г пяти́десяти лет
iş buna kadar varmadı — де́ло до э́того не дошло́
4) чу́вствовать, ощуща́ть, понима́тьsırrına varmak — разгада́ть та́йну (чего-л.)
tadına varmak — почу́вствовать ( неладное); раскуси́ть кого
5) приходи́ть в какое-л. состоя́ниеuykuya varmak — засну́ть
6)(тж. kocaya varmak)
— выходи́ть за́муж7) посме́ть (сделать что-л.)eli varmadı — у него́ рука́ не подняла́сь (ударить и т. п.)
deli vardı — у него́ язы́к поверну́лся (сказать что-л. и т. п.)
••- varsın / varsınlar
- var bildiğini yap
- varsın gelmesin
- varsın söyleyin
- varmak saymak
- varıncaya kadar -
16 yabancılık
озвонч. -ğıyabancılık çekmek — испы́тывать на себе́ тя́готы пребыва́ния на чужби́не или на но́вой рабо́те
yabancılık duymak — чу́вствовать непривы́чность
kendisini uykuya veremiyor, her dakika yabancılık duyuyor — он не мо́жет засну́ть, всё вре́мя чу́вствует непривы́чность
-
17 dalmak
dalmak <- ar> (-e) tauchen (in A); stürzen (in A), hineinplatzen (in A); fam sich schleichen (in A); verschwinden (in A); geraten (in A); in Gedanken versinken; eindringen (in A); fig sich vertiefen (in A); sich Träumen (D) hingeben; MIL einbrechen (-e in A); Kranker das Bewusstsein verlieren; (Ringkampf) greifen nach …;(uykuya) dalmak einschlafen -
18 varmak
(varır)Д1) прибыва́ть; доходи́ть, доезжа́ть и т. п.2) доходи́ть до чего, достига́ть (возраста и т. п.)yaşı elliye vardı — он дости́г пяти́десяти лет
bu iş nereye varacak? — куда́ зайдёт э́то де́ло?
bunun sonu iyiye varmaz — э́то не приведёт к хоро́шему
4) узнава́ть (хорошо, досконально); чу́вствовать, понима́ть чтоsırrına varmak — разгада́ть та́йну
tadına varmak — раскуси́ть
5) (тж. kocaya varmak) выходи́ть за́муж6) приходи́ть в какое-л. состоя́ниеsecdeye varmak — па́сть ниц
uykuya varmak — засну́ть
üstüne varmak или üzerine varmak — выступа́ть про́тив кого; напада́ть, идти́ на кого; руга́ть кого; пристава́ть к кому
üstüme varma! — не лезь (не пристава́й) ко мне!
◊
var varsın — а) пусть, е́сли хо́чешь; б) подсчита́й, сравни́◊
var bildiğini yap — де́лай как зна́ешь◊
varsın, gelmesin — е́сли [он] не хо́чет, пусть не прихо́дит◊
varayım gideyim — пойду́-ка я◊
varıncaya kadar — вплоть до…◊
vara vara — а) постепе́нно, понемно́гу; б) са́мое бо́льшее, ма́ксимум◊
vardığın yer körse gözünü kapa — посл. с волка́ми жить, по-во́лчьи выть -
19 dalmak
-
20 yatmak
vi1) sich hinlegenuykuya \yatmak sich zum Schlafen hinlegen2) ( yatağa girmek) ins [o zu] Bett gehen3) liegenarkaüstü/yatakta \yatmak auf dem Rücken/im Bett liegenhangi hastahanede yatıyor? in welchem Krankenhaus liegt er?gemi limanda yatıyor das Schiff liegt im Hafenyatıp kalkmak ( gecelerini geçirmek) seine Nächte verbringenbiriyle yatıp kalkmak mit jdm verkehren, mit jdm Geschlechtsverkehr haben4) ( gecelemek) übernachten5) ( fam) platzen, scheitern6) ins Bett gehen (-le mit), schlafen (-le mit)7) yatıp kalkmak die Nächte verbringenbiriyle yatıp kalkmak mit jdm schlafen8) ( fam)kodeste \yatmak im Knast sitzen
- 1
- 2
См. также в других словарях:
uykuya varmak — 1) uyumak Yemek biter bitmez Ali sol elini yastık yaptı, hemen uykuya vardı. Y. Kemal 2) mec. sükûnet, sessizlik, hareketsizlik içine girmek Etrafı kapatan dik, sivri dağlar duman ve bulut sarılı kocaman başlarını birbirine dayayarak çoktan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
uykuya dalmak — uyumaya başlamak ... bir an evvel eve yetişmek ve esvaplarını çıkarmadan yüzükoyun yere atılıp rüyasız bir uykuya dalmak istiyordu. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
uykuya yatmak — uyumak için yatmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
derin uykuya dalmak — rahat, derin bir biçimde uyumak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ebedî uykuya dalmak — ölmek Bu mezarda iki harp ve aile kahramanı ebedî uykusuna dalmıştı. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
uyku — is. 1) Dış uyaranlara karşı bilincin, bütünüyle veya bir bölümünün yittiği, tepki gücünün zayıfladığı ve her türlü etkinliğin büyük ölçüde azaldığı dinlenme durumu Rahat bir uyku uyumuştum. S. F. Abasıyanık 2) mec. Çevrede olup bitenin farkında… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bayıltıcı — sf. 1) Bayıltan Bayıltıcı ilaç. 2) Bayıltacak gibi etkide bulunan Başı bir sıcak su dumanı gibi ılık, bayıltıcı bir rehavetle saran uykuya kendini vermek... P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
derin uyku — is. Uyanılması güç uyku, ağır uyku, taş uykusu Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller derin uykuya dalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ebedî uyku — is. Ölüm Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ebedî uykuya dalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ikircikli — sf. 1) İşkilli 2) Kararsız, mütereddit Canı sıkılan, görevi gereği de bir türlü tam uykuya geçemeyen sürücü yardımcısı, ikircikli bakıyor. A. Ağaoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
ismet — is., esk., Ar. ˁiṣmet 1) Ahlak kurallarına bağlı kalma durumu, sililik 2) Dürüstlük, temizlik Çocukluğunun ismet ve samimiliğine dayanan bu hatırayı eskisi gibi benliğinin bir köşesinde uykuya yatırmıştı. O. C. Kaygılı Birleşik Sözler harimiismet … Çağatay Osmanlı Sözlük