-
1 abschütteln
ab|schüttelnvt2) ( Person) baştan savmak, başından savmak, atlatmak3) ( sich von etw frei machen) silkinmek (-den), silkinip sıyrılmak (-den);die Müdigkeit \abschütteln yorgunluktan silkinmek [o silkinip sıyrılmak] -
2 abwehren
ab|wehrenI vi savunma yapmakII vt1) ( Angriff) savmak, defetmek, tart eylemek;einen Angriff \abwehren bir saldırıyı defetmek2) sport önlemek; (Elfmeter \abwehren) çelmek3) ( erfolgreich abwenden) önlemek; ( vereiteln) savuşturmak, geçiştirmek, atlatmak; ( zurückweisen) savmak, geri çevirmek;eine Gefahr \abwehren bir tehlikeyi önlemek -
3 abschieben
abschieben v/t <unreg, -ge-, h> Schuld usw ( auf A -e) yüklemek; (loswerden) başından savmak, başkasına yüklemek; Ausländer (cebren) sınırdışı etmek -
4 abwimmeln
abwimmeln v/t <-ge-, h> fam başından savmak -
5 Hals
aus vollem Hals(e) lachen kahkahalarla gülmek;jemandem um den Hals fallen b-nin boynuna sarılmak/atılmak;sich (D) vom Hals schaffen başından savmak;es hängt mir zum Hals(e) (he)raus bundan bıktım usandım artık;Hals über Kopf alelacele -
6 wegschicken
wegschicken v/t <-ge-, h> göndermek; baştan savmak -
7 Abfuhr
2) ( Zurückweisung) reddedilme;jdm eine \Abfuhr erteilen birini savmak, birinin isteğini reddetmek;sich eine \Abfuhr holen savılmak, reddedilmek -
8 abweisen
-
9 abwimmeln
-
10 loswerden
los|werdenjdn \loswerden birini başından savmak;einen Gedanken nicht \loswerden, dass...... olduğu aklından çıkmamak -
11 abtun
başından savmakbırakmakçıkartmakönemsiz göstermek -
12 loswerden
başından savmakkurtulmak
См. также в других словарях:
savmak — i, den, ar 1) İstenmeyen birini yanından uzaklaştırmak Böylece Arif Ağayı başımızdan savar ve sizinle bir mehtap gezintisi yaparız. R. N. Güntekin 2) i Sıkıcı bir durumu geçirmek, atlatmak, savuşturmak, defetmek Kendini unutturmak ve bu ziyareti… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sırasını savmak — sıra savmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
başından savmak — bir istekte bulunanı sözde bir sebeple uzaklaştırmak Yoksa başımdan savmak için akla karayı mı seçeceğim? R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
satıp savmak — gereken parayı sağlamak için elindeki malı ucuza satıp tüketmek, yok pahasına elden çıkarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıra savmak — sırayla yapılan bir işte sıra kendine geldiğinde gereğini yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yasak savmak — 1) bir nesne, bir gereksinimi geçici olarak karşılamak, şimdilik işe yaramak Bu boyun bağı eskimiş ama bugünlük yasak savar. 2) bir işi hatır için, gönülsüz olarak üstünkörü yapmak Bunu da yasak savar gibi değil, yararlı olmak kaygısı ile yani… … Çağatay Osmanlı Sözlük
aglatmak — savmak, uzaklaştırmak, ıraklaştırmak, boşaltmak, I, 265; II I, 365 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
atlatmak — i 1) Atlama işini yaptırmak 2) Basında başka ilgililerden önce bir haberin yayımlanmasını sağlamak 3) mec. Kötü bir durumu geçiştirmek, savmak Bana sorarsanız işin en güç tarafını atlattık. T. Buğra 4) mec. Başından savmak Bu Kurul u atlatıncaya… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıra — is. 1) Yan yana, art arda olan şey veya kimselerin tümü, dizi Şehir esnafı şekercisinden tutun da berberine kadar iki sıra durup kendisini alkışladılar. S. F. Abasıyanık 2) Bu biçimdeki topluluğun durumu Sırayı bozmayın. 3) Belirli bir düzene ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
отсумивать — отвращать любовь , ирк. (Даль). Считается новообразованием от алт. süm любовь , тур. sävmäk, тат. sujmäk любить ; см. Корш, AfslPh 9, 668; Мi. ТЕl. 2, 156 … Этимологический словарь русского языка Макса Фасмера
ayak teri — is., tıp 1) Ayak parmakları arasından çıkan pis kokulu salgı 2) Hizmet için bir yere gönderilen kimseye verilen ücret, ayak kirası Hastayı iyi bulmak, aşağıda bekleyen hekimi, ayak teri verip savmak, çılgın bir arzu hâlinde birdenbire içine… … Çağatay Osmanlı Sözlük