-
1 sökmek
1. v/t herausnehmen; abnehmen, ernten, pflücken; abreißen; durchkommen (durch z.B. die Menge); Baum ausreißen; Motor auseinander nehmen; demontieren; Naht auftrennen; Nagel herausreißen; Pferde abspannen; Schraube herausdrehen, herausschrauben; Schrift entziffern; Steigung bewältigen; Zahn ziehen; Zelt abbrechen;söküp atmak ausmerzen, loswerden2. v/i eintreffen;bana sökmez! fig fam das zieht bei mir nicht! -
2 sökmek
I vt1) demontieren, abmontieren, abbauen; ( parçalarına ayırmak) auseinandernehmen2) ( karışık bir yazıyı okumak) entzifferndört ayda okumayı söktü in vier Monaten hat er das Lesen geschafftII vişafak söküyor der Morgen dämmert2) ( çıkagelmek) eintreffen3) ( fam) ziehenbu bana sökmez das zieht bei mir nichtbu oyun her zaman söker dieser Trick zieht immer -
3 kök
kök <- kü> ANAT, BOT, GR, MATH, figWurzel f; Herkunft f, Geschlecht n einer Familie; CHEM Radikal n;kök salmak Wurzeln schlagen;kök sökmek fam schuften;kök tedavisi Zahn Wurzelbehandlung f;-in kökünü kazımak (mit der Wurzel) ausrotten A;(küp) kök almak MATH die (Kubik)Wurzel ziehen -
4 söktürmek
-
5 şafak
şafak sökmek v/unp dämmern; -
6 vida
'vida Schraube f;vida anahtarı Schraubenschlüssel m;vida dişi Schraubengang m;vidayı sıkıştırmak festschrauben;vidayı sökmek losschrauben; -
7 yazı
yazı1 Schreiben n; Schrift f; Alphabet n; Handschrift f; Artikel m; Abhandlung f; Schreib- (Material);yazı dili Schriftsprache f;yazı işleri Redaktion(sbüro n) f (einer Zeitung);yazı kadrosu Mitarbeiterstab m (einer Zeitung);yazı hatası Schreibfehler m;yazı kağıdı Schreibpapier n;yazı makinası Schreibmaschine f;yazı masası Schreibtisch m;yazı tura atmak eine Münze werfen;-i yazıya dökmek schriftlich festlegen;yazıya geçirmek nach dem Diktiergerät schreiben; verschriftlichen;yazıya gelmemek nicht schriftlich festgelegt werden können;yazıyla yazmak Zahlen ausschreibenyazı2 dial Ebene f;yazı yaban Tiefebene f, flache(s) Land -
8 ciğer
ciğer s1) (ak\ciğer) Lunge f\ciğerlerine çekmek inhalieren, einen Lungenzug machen2) (kara\ciğer) Leber fkediye \ciğer ısmarlamak ( fam) den Bock zum Gärtner machenonun \ciğeri beş para etmez er ist ein Taugenichts\ciğerimin köşesi ( çok sevdiğim) mein Liebes; ( çok sevgili evladım) mein liebes Kindbirinin \ciğerini delmek jdn ins Herz treffenbirinin \ciğerini okumak jds Gedanken lesenbirinin \ciğerini sökmek jdm das Herz aus dem Leibe reißenbirinin \ciğerine işlemek jdm sehr nahegehen -
9 sök
-
10 söker
-
11 sökme
-
12 söktürmek
-
13 sökülmek
См. также в других словарях:
sökmek — i, er 1) Bir şeyi bulunduğu yerden kuvvet kullanarak veya gevşeterek çıkarmak, çekip ayırmak Bu çoban öyle güçlü görünüyor ki şu yandaki ağacı kavrasa dibinden söker götürür. Y. Kemal 2) Kurulmuş bir şeyi parçalarına ayırmak Makineyi sökmek. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sökmek — sövmek I, 27bkz: sögmek sökmek, yarmak, yırtmak; diz çökmek, I, 444; I I, 21, 22 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
tan ağarmak (veya atmak veya sökmek) — gün doğmaya başlamak, şafak sökmek Artık tan sökünceye kadar gelsin gazeller, şarkılar, feryatlar. S. Birsel … Çağatay Osmanlı Sözlük
okumayı sökmek — okula yeni başlayan öğrenci, verilen eğitim sonrası okumaya başlamak, okuma becerisini kazanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
şafak sökmek — sabahleyin ortalık aydınlanmaya başlamak Şafak sökerken evden çıkıyor, akşam karanlığında dönüyordu. R. Enis … Çağatay Osmanlı Sözlük
çatır çatır sökmek — bir şeyi zorlayarak yerinden söküp çıkarmak Ben, altın dişini çatır çatır söktüklerini gözlerimle gördüm. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
kök sökmek — çok çetin iş görmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yazıyı çıkarmak (veya sökmek) — okuyabilmek Benim yerinden dahi kımıldatmaya gücümün yetmediği Afrika seyahatnamesini yere indirtir, kendim de yere uzanır, gözlerim ağrıyıncaya kadar yazıları sökmeye çalışırdım. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
tırnaklarını sökmek — (birinin) elindeki güçten yoksun bırakmak, etkisini yok etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ciğerini sökmek — (birinin) bir kimseyi çok büyük zararlara uğratmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dişini sökmek — (birinin) kötülük edemeyecek duruma getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük