-
1 sökmek
bişkaftin--------helişandin--------helkişandin--------jêkirin--------rakirin--------rakişandin--------verişandin -
2 kazak (vs.) sökmek
verişandin -
3 örgü vs. sökmek
veçirandin
См. также в других словарях:
sökmek — i, er 1) Bir şeyi bulunduğu yerden kuvvet kullanarak veya gevşeterek çıkarmak, çekip ayırmak Bu çoban öyle güçlü görünüyor ki şu yandaki ağacı kavrasa dibinden söker götürür. Y. Kemal 2) Kurulmuş bir şeyi parçalarına ayırmak Makineyi sökmek. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sökmek — sövmek I, 27bkz: sögmek sökmek, yarmak, yırtmak; diz çökmek, I, 444; I I, 21, 22 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
tan ağarmak (veya atmak veya sökmek) — gün doğmaya başlamak, şafak sökmek Artık tan sökünceye kadar gelsin gazeller, şarkılar, feryatlar. S. Birsel … Çağatay Osmanlı Sözlük
okumayı sökmek — okula yeni başlayan öğrenci, verilen eğitim sonrası okumaya başlamak, okuma becerisini kazanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
şafak sökmek — sabahleyin ortalık aydınlanmaya başlamak Şafak sökerken evden çıkıyor, akşam karanlığında dönüyordu. R. Enis … Çağatay Osmanlı Sözlük
çatır çatır sökmek — bir şeyi zorlayarak yerinden söküp çıkarmak Ben, altın dişini çatır çatır söktüklerini gözlerimle gördüm. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
kök sökmek — çok çetin iş görmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yazıyı çıkarmak (veya sökmek) — okuyabilmek Benim yerinden dahi kımıldatmaya gücümün yetmediği Afrika seyahatnamesini yere indirtir, kendim de yere uzanır, gözlerim ağrıyıncaya kadar yazıları sökmeye çalışırdım. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
tırnaklarını sökmek — (birinin) elindeki güçten yoksun bırakmak, etkisini yok etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ciğerini sökmek — (birinin) bir kimseyi çok büyük zararlara uğratmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dişini sökmek — (birinin) kötülük edemeyecek duruma getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük