-
1 pencereden giren hırsız
n. porch climber -
2 pencereden giren soyguncu
n. cat burglar -
3 atlamak
I vi1) springenaşağı(ya) \atlamak herunterspringen, hinunterspringen, nach unten springendışarı(ya) \atlamak herausspringen, hinausspringen, nach draußen springenpencereden \atlamak aus dem Fenster springenpencereden dışarı(ya) \atlamak aus dem Fenster herausspringenüçüncü kattan aşağı \atlamak vom dritten Stock hinunterspringen2) ( yüksekten) abspringenattan/paraşütle \atlamak vom Pferd/mit dem Fallschirm abspringenII vt1) auslassenhaber/satır \atlamak eine Nachricht/Zeile auslassen2) (sınıf \atlamak) überspringen -
4 atlamak
вска́кивать выпры́гивать пры́гать соска́кивать* * *1) пры́гатьyarışmada en iyi atlayan sporcu — спортсме́н, соверши́вший лу́чший прыжо́к во вре́мя соревнова́ний
uzun atlamak — пры́гать в длину́
2) - den пры́гнуть, вы́прыгнутьçukura atlamak — пры́гнуть в я́му
pencereden atlamak — вы́прыгнуть в окно́
3) -e вскочи́ть, вспры́гнутьata atlamak — вскочи́ть на коня́
4) - den перепры́гиватьduvardan atlamak — перепры́гнуть че́рез забо́р
hendekten atlamak — перемахну́ть че́рез ров
5) -i пропуска́ть, опуска́ть (при чтении, письме, счёте)6) упусти́ть, пропусти́ть (не использовав какую-л. новость в прессе)7) разг. [без осо́бого труда́] перейти́ в сле́дующий класс8) - de ошиба́ться, заблужда́ться (в ком-чём-л.)•• -
5 girmek
войти́ вступи́ть ступа́ть* * *- er1) -e входи́ть, въезжа́ть и т. п.girebilir miyim? — мо́жно войти́?
içeri[ye] girmek — а) входи́ть, проника́ть внутрь; б) -den, -e войти́ через что
pencereden içeriye girdi — он прони́к [внутрь] че́рез окно́
limana girmek — входи́ть в порт ( о судах)
oraya hırsızlar girdi — туда́ прони́кли во́ры
şehre girmek — вступи́ть в го́род ( о войсках)
yatağa girmek — лечь в посте́ль
2) -e вступа́ть, включа́ться; начина́ть (что-л. делать)greve girmek — нача́ть забасто́вку
kanun yürürlüğe girdi — зако́н вступи́л в си́лу
3) -e входи́ть, влеза́ть, помеща́ться; умеща́тьсяeli eldivene girmiyor — его́ рука́ не влеза́ет в перча́тку
4) -e поступа́ть (в школу, на службу и т. п.)askerliğe girmek — поступа́ть на вое́нную слу́жбу
hizmete girmek — поступи́ть на слу́жбу
okula girmek — поступи́ть в шко́лу
5) приходи́ть, наступа́ть (напр. о временах года)ilkbahar girdi — весна́ наступи́ла
6) -e достига́ть какого-л. во́зрастаyirmisine girdi — ему́ пошёл двадца́тый год
7) -e разг. заража́ть когоkoyunlara kelebek girdi — о́вцы зарази́лись вертя́чкой
•• -
6 atlamak
1. v/i springen;duvardan atlamak über die Mauer springen;pencereden atlamak aus dem Fenster springen;ata atlamak auf das Pferd springen;çukura atlamak in die Grube springen;2. v/t überspringen; versäumen (Nachricht) -
7 dışarı
dışarı außen; draußen; hinaus-; nach draußen; Ausland n; Provinz f, Dorf n, Land n (Gegensatz Stadt);-i dışarı çıkarmak etwas (z.B. den Kopf) hinausstrecken ( pencereden zum Fenster);dışarı çıkmak weggehen; fam austreten;dışarı çık fam zieh ab!;-den dışarı çıkmamak fig im Rahmen (G) bleiben;dışarıda draußen;dışarıdan von außen; von draußen;dışarısı soğuk draußen ist es kalt;dışarıya nach draußen, hinaus;dışarıya gitmek in die Provinz ( oder aufs Land) gehen; ins Ausland fahren -
8 alık alık
( pej) dämlich, blöd\alık alık bakmak dämlich [o blöd] gucken, ein dämliches [o blödes] Gesicht machen\alık alık pencereden/televizyona bakmak einfältig aus dem Fenster/in den Fernseher starren -
9 arada bir
ab und zu, hin und wieder\arada bir kalkıp pencereden bakmak hin und wieder aufstehen und aus dem Fenster schauen -
10 bakmak
vi1) beobachten (-e), betrachten (-e)bir şeye başka bir açıdan \bakmak etw aus einem anderen Blickwinkel betrachtenbirine göz ucuyla \bakmak jdn aus den Augenwinkeln beobachten2) ansehen (-e), anschauen (-e)birine anlamlı anlamlı \bakmak jdn bedeutsam anblickenbir şeye bitmiş gözüyle \bakmak etw als erledigt ansehenbirine ters/yan \bakmak ( fam) jdn schief/schräg ansehen3) sehen, schauen, blicken (-e auf) ( fam), guckenne bakıyorsun? ( fam) was guckst du?Boğaz'a/Haliç'e \bakmak auf den Bosporus/das Goldene Horn blickenpencereden dışarı \bakmak zum Fenster hinausschauen4) zusehen (-e dass)bir an önce eve gitmeye bakalım wir müssen zusehen, dass wir so schnell wie möglich nach Hause kommenerken gelmeye bak sieh zu, dass du früh kommst5) ( bilgi için) nachsehen (-e in), nachschauen (-e in)sözlüğe \bakmak im Wörterbuch nachschlagenbak bakalım, ... sieh mal nach, ob...her tarafa baktım ich habe überall nachgesehen6) Gesicht machenalık alık/aptal aptal \bakmak ein dämliches/dummes Gesicht machen7) ( beklemek) erwarten (-e)bir şeye dört gözle bakmak etw sehnsüchtig erwarten8) ( göz kulak olmak) aufpassen (-e auf)9) ( iaşe etmek) verpflegen (-e) -
11 dışarı
I s1) \dışarıda kar/yağmur yağıyor draußen schneit/regnet es\dışarıdan von draußen\dışarıda yemek yemek auswärts essen\dışarıdan gelmek von auswärts kommenII adv (\dışarıya) hinaus, nach draußen\dışarı atmak hinauswerfen (-e/-den zu/aus); ( yanmış gazı) ausstoßen\dışarı çıkmak hinausgehen\dışarı fırlamak herausspringen, hinausspringen\dışarı koşmak hinauslaufençık \dışarı! hinaus mit dir!ısıyı \dışarı iletmek die Wärme abstrahlenkapıdan \dışarı zur Tür hinauspencereden \dışarı bakmak zum Fenster hinausschauen -
12 dışarıya
\dışarıya atmak hinauswerfen (-e/-den zu/aus)\dışarıya bir göz atmak einen Blick hinauswerfenpencereden \dışarıya aus dem Fenster hinaus, zum Fenster hinaus -
13 girmek
vi1) gehen (-e in)ayrıntıya \girmek ins Detail gehenduşun altına \girmek unter die Dusche gehen2) (içeri \girmek) hineingehen (-e in), eintreten (-e in), betreten (-e) (zorla \girmek) eindringen (-e in)\girmek yasak( tır) ! Betreten verboten!aramıza soğukluk girdi zwischen uns ist eine Entfremdung eingetretenhırsız pencereden eve girdi der Dieb drang durch das Fenster in das Haus einodaya/suya \girmek ins Zimmer/Wasser gehen3) (içine \girmek, sığmak) hineingehen (-e in)4) ( katılmak) beitretencoğrafyadan sınava \girmek in Geographie die Prüfung ablegenderneğe/partiye \girmek einem Verein/einer Partei beitretenbahse \girmek eine Wette eingehen6) biriyle birbirine \girmek mit jdm aneinandergeraten7) kuyruğa \girmek sich anstellensıraya \girmek sich einreihen8) komaya \girmek ins Koma fallen -
14 pencere
-
15 sarkmak
vi herunterhängen, herabhängenpencereden dışarı \sarkmak sich aus dem Fenster hinauslehnentavandan \sarkmak von der Decke herabhängen [o herunterhängen]
См. также в других словарях:
cama çıkmak — pencereden görünmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözetlemek — i 1) Birine veya bir şeye gizlice bakmak ... yarı kanadı açık pencereden odanın içini gözetlediler. P. Safa 2) Birinin yaptıklarını belli etmeden izlemek Bitişik yalının taze gelini sabah işlerini görürken yan pencereden gözetlemek esaslı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
camcı — is. 1) Cam ticaretini veya cam takmayı meslek edinmiş kimse 2) Camevi 3) argo Evin içini pencereden gözetleyen kimse Birleşik Sözler camcı elması camcı macunu … Çağatay Osmanlı Sözlük
camcılık — is., ğı 1) Cam alıp satma veya takma işi 2) argo Evin içini pencereden gözetleme … Çağatay Osmanlı Sözlük
camsız — sf. Camı olmayan Çerçevesiz, camsız pencereden, ova ne durgun, ne mutlu görünüyor. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
canı sıkkın — sf. Keyfi kaçmış (kimse) Pencereden canı sıkkın ayrılırken polislerinden birini odasına çağırdı. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
cihet — is., Ar. cihet Yön, yan, taraf Pencereden gelen bu şehir seslerinin cihetini bile tayin edemiyordu. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
çeneleşmek — e Karşılıklı olarak konuşmak Bankacı pencereden baktı, kadın, hamallarla çeneleşiyordu. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
genç irisi — sf. Yaşına göre çok serpilip büyümüş Kırmızı saçlı, genç irisi kadın, pencereden sarkmış seyrediyordu. M. N. Sepetçioğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
gölge — is. 1) Saydam olmayan bir cisim tarafından ışığın engellenmesiyle ışıklı yerde oluşan karanlık Etrafına gölge salmayan, yemiş vermeyen hangi kütük baltadan kurtulur? H. E. Adıvar 2) Güneş ışınlarından korunacak yer Sakın kesme, gölgesinde yorgun… … Çağatay Osmanlı Sözlük
guguklu saat — is., ti Açılan küçük kapıdan veya pencereden bir guguk kuşunun çıkması ve ötmesiyle saat başlarını ve buçukları bildiren saat … Çağatay Osmanlı Sözlük