-
1 oynatmak
I vt2) ( kımıldatmak) bewegen3) ( fig)birinin yüreğini \oynatmak jdn erschrecken6) aklını \oynatmak wahnsinnig werden, den Verstand verlieren -
2 oynatmak
oynatmak v/t jemanden spielen lassen; jemanden unterhalten, zerstreuen; THEA eine (Film-, Puppenspiel- usw) Vorstellung geben; (herum)fuchteln (-i mit D, z.B. der Hand); jemanden vom Platz rücken; das Herz erzittern lassen; jemanden hinhalten, an der Nase herumführen; fam Person durchdrehen, verrückt werden -
3 akıl
akıl < aklı> Verstand m (Intelligenz, Geist); Vernunft f (Einsicht); Gedächtnis n, Erinnerung f; Gedanke m; Klugheit f, Weisheit f; Ratschlag m;akıl almaz unbegreiflich, unvorstellbar;akıl danışmak um Rat fragen;akıl defteri Notizbuch n;-e akıl erdirememek nicht begreifen können;-i akıl etmek kommen auf (einen Gedanken);akıl hastalığı Geisteskrankheit f;akıl hastanesi psychiatrische Klinik;akıl hocası scherzh ein schöner Ratgeber;akıl istemek um Rat fragen;akıl kârı iş vernünftig, machbar;akıl kutusu scherzh Alleswisser m, -in f;akıldan çıkarmak sich (D) aus dem Kopf schlagen;akla gelmez unvorstellbar, unwahrscheinlich;akla sığmaz unvorstellbar, immens;akla yakın einleuchtend, plausibel;-i aklı almamak etwas nicht begreifen können;aklı başında vernünftig;aklı başında olmamak nicht logisch denken können;aklı (başından) gitmek aus der Fassung geraten;aklı bokuna karışmak vulg vor Angst den Kopf verlieren;aklı durmak baff sein;-e aklı ermek begreifen (fassen) können (A); verständig werden;b-nin aklı fikri -de jd denkt nur an (A);-i aklı kesmek einsehen;aklı oynamak den Verstand verlieren;-in aklı sıra wie er glaubt;-e aklı yatmak vertrauen (auf A);-in aklına esmek jemandem einfach in den Sinn kommen;aklına gelmek jemandem einfallen, in den Sinn kommen;bş-i aklına koymak sich (D) etwas in den Kopf setzen;bu benim aklıma sığmıyor das will mir nicht in den Kopf;aklına yazmak sich (D) einprägen;-i aklında tutmak sich (D) merken (A); (im Kopf) behalten;-i aklından geçirmek sich (D) etwas durch den Kopf gehen lassen;b-nin aklından geçmek jemandem durch den Kopf gehen;aklını başına almak oder toplamak Vernunft annehmen, zur Einsicht kommen;-in aklını beğenmemek sich mit jemandes Idee nicht anfreunden können;-le aklını bozmak versessen sein (auf A);-in aklını çekmek jemandem abraten, jemandem einen Plan ausreden;b-nin aklını bş-e çelmek jemanden verführen ( oder überreden) zu etwas;aklını oynatmak den Verstand verlieren -
4 at
at <- tı> Pferd n;at başı gitmek Kopf an Kopf rennen; fig auf gleichem Niveau stehen;at cambazı Zirkusreiter m; Pferdehändler m;at gibi scherzh Walküre f;at oğlanı Pferdeknecht m;at oynatmak zeigen, was man kann; nach Gutdünken verfahren;at uşağı Stallknecht m;ata binmek reiten;atı arabaya koşmak ein Pferd vor den Wagen spannen;atlar anası scherzh Walküre f, Hünin f -
5 dama
'dama Damespiel n; -
6 film
film Film m;film çekmek einen Film drehen; eine Röntgenaufnahme (Schirmbild) machen;film çevirmek einen Film drehen; fig sich amüsieren;film festivali Filmfestspiele n/pl;film hilesi Filmtrick m; Gag m;film kamerası Filmkamera f;film yıldızı Filmstar m;film yönetmeni Filmregisseur m, -in f;film oynatmak einen Film aufführen;-i filme almak verfilmen (A);filmin dublajını yapmak synchronisieren (A);-in filmini almak filmen (A);belgesel film Dokumentarfilm m;bilimsel film Kulturfilm m;canlandırma filmi Trickfilm m;dolu film abfotografierte(r) Film;kısa (metrajlı) film Kurzfilm m;uzun (metrajlı) film (Lang)Spielfilm m, abendfüllende(r) Film;renkli film Farbfilm m;sesli film Tonfilm m;sessiz film Stummfilm m;siyah-beyaz film Schwarzweißfilm m;ama ne film! fam was für ein Schauspiel!;o anda bende film koptu fam da hatte ich ein Blackout -
7 kalem
kalem (Schreib)Feder f; Stift m; Meißel m; Posten m einer Rechnung; Büro n; Kanzlei f;kalem açmak Bleistift anspitzen; fig aus dem Gedächtnis streichen;kalem efendisi HIST Kanzleibeamte(r);-e kalem oynatmak Text korrigieren; verfassen, schreiben A;-i kaleme almak verfassen; aufzeichnen A;-in kaleme aldığı eser das von … verfasste Werk;kaleme gelir erwähnenswert;-in kaleminden çıkmak aus der Feder G/von stammen;kırmızı kalem Rotstift m;tükenmez kalem Kugelschreiber m -
8 parmak
parmak <- ğı> Finger m; am Fuß Zeh m, Zehe f; Speiche f des Rades; Maß Zoll m; altes Längenmaß, etwa 3 cm; Fingerbreit (m); Fingerprobe f (z.B. Honig);-e parmak atmak die Sache aufbauschen;-in bir noktasına parmak basmak besondere Beachtung schenken D;parmak hesabı fig türk. Versmaß n;parmak ısırmak verblüfft sein;parmak ısırtmak jemanden verblüffen;parmak izi Fingerabdruck m;parmak kadar çocuk Knirps m, Däumling m;parmak kaldı fast (hätte, wäre …);parmak kaldırmak fig den Finger heben, sich melden;parmak tatlısı Art Gebäck;parmak ucu Fingerspitze f;parmak yalamak fig sein Schäfchen ins Trockene bringen;parmağı ağzında kalmak fig Mund und Nase aufsperren;bir işte parmağı olmak seine Hand im Spiele haben;-i parmağına dolamak fig in die Länge ziehen, verschleppen;-i parmağında oynatmak jemanden nach seiner Pfeife tanzen lassen;parmağını bile kıpırdatmamak fig fam nicht mehr jappen können;-i parmağının ucunda çevirmek fam schon hinkriegen, schon deichseln A;parmakla gösterilmek nicht seinesgleichen haben;parmaklarını yemek fig sich D die Finger (danach) lecken -
9 akıl
1) aklı almamak ( anlayamamak) nicht verstehen [o begreifen] können; ( olabileceğine inanmamak) nicht fassenaklı başında olmamak keinen klaren Gedanken fassen könnenaklı durmak ( fam) abschnallenaklın durur! ( fam) da schnallste ab!aklına gelmek draufkommenaklına estiği gibi konuşmak ( fam) frisch von der Leber weg redenaklından çıkmak entfallenbunu aklından çıkar! ( fig) das kannst du dir abschminken!bir şeyi aklından çıkarmak ( fig) sich etw abschminken2) Verstand m, Geist m; (us) Vernunft faklını başına almak [o toplamak] ( fig) Vernunft annehmenaklını kaçırmak/yitirmek ( fig) den Verstand verlierenbirinin aklını başına getirmek ( fig) jdn zur Vernunft bringenbirinin aklını başından almak ( fig) jdm den Kopf verdrehenaklını oynatmak wahnsinnig werdenbir şeyi \akıl etmek an etw denkenaklıma gelmiyor es fällt mir nicht ein, ich komme nicht draufbir şey aklına gelmek sich an etw erinnern, draufkommenbırak düşüneyim, aklıma gelecek lass mich nachdenken, dann komme ich drauf, lass mich nachdenken, dann fällt es mir (wieder) ein4) Rat mbirine \akıl vermek jdm einen Rat geben -
10 oynatma
-
11 parmak
parmağı \parmakte olmak den Finger am Abzug habenbir işte parmağı olmak die Hand im Spiel habenonun her yerde parmağı var er hat überall die Finger drinbirini parmağında oynatmak ( fam) jdn um den Finger wickelnparmağını bile kıpırdatmamak [o oynatmamak] ( fam), keinen Finger rühren [o krumm machen] -
12 yer
yer s\yer açmak Platz schaffen\yer almak ( bulunmak) sich befinden; ( bir projede) teilnehmen\yer etmek ( iz bırakmak) Spuren hinterlassen; ( iyice yerleşmek) sich eingraben\yerimiz yok wir haben keinen Platz; ( otelde) wir sind ausgebucht\yerine koymak auf seinen Platz stellen; ( gibi görmek) sehen als; ( saymak) halten für; ( elden çıkan bir şeyin benzerini sağlamak) ersetzen\yerini almak seinen [o ihren] Platz einnehmenfazla \yer kaplamak zu viel Raum [o Platz] einnehmen2) Lage fkendini birisinin \yerine koymak sich in jdn hineinversetzenkendini benim \yerime bir koysana! versetz dich doch mal in meine Lage hinein!3) Stelle fbir şeyi \yerinden oynatmak etw von der Stelle bewegenbirinin \yerine geçmek an jds Stelle treten\yer yarılıp içine girmek wie vom Erdboden verschluckt sein\yere düşmek auf den Boden fallen, auf die Erde fallen, zu Boden fallen\yere tükürmek auf den Boden spucken\yeri boylamak hinfallen\yerin dibine geçmek in den Erdboden versinken, sich in Grund und Boden schämen\yerle bir etmek dem Erdboden gleichmachenmantar gibi \yerden bitmek wie Pilze aus dem Boden schießen5) wohinbastığın \yere dikkat et! gib Acht, wohin du trittst!yarın gideceğim \yer... dort, wohin ich morgen gehe,...
См. также в других словарях:
oynatmak — oynatmak, I, 271 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
oynatmak — i 1) Oynamasını sağlamak Bir curcuna havası söyledi ve salondakilerin hepsini oynattı. P. Safa 2) Kımıldamasına yol açmak Elindeki kamçıyı oynatarak güneş altında yanan ovalarda gözlerini gezdirdi. M. Ş. Esendal 3) nsz Herhangi bir canlıya… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dama taşı gibi oynatmak — birini sık sık bir yerden bir yere göndermek veya atamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
istediği gibi at koşturmak (düz oynatmak) — keyfince, istediği gibi davranmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
Karagöz oynatmak — komik bir durum yaratmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kukla gibi oynatmak — 1) (birini) birine her istediğini yaptırmak 2) (birini) birinin istediğini yapıyor görünerek onu oyalamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalem oynatmak — 1) yazı yazmak Namık Kemal in tek başına kalem oynattığı alanlarda başyazarlar, fıkra yazarları, sanat eleştiricileri yetişir. N. Cumalı 2) bir yazıyı düzeltmek 3) bir yazıda değişiklik yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
film oynatmak — bir filmi sinemada göstermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kılıç oynatmak — egemen olarak yaşamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
parmağında oynatmak — (birini) her istediğini yaptırmak, kukla gibi kullanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
at oynatmak — 1) atla hüner göstermek 2) mec. yarışmak Ben onunla at oynatamam. 3) mec. bildiği ve istediği gibi davranmak Bizde ilk kurulan parlamento da Avrupa daki benzerleri gibi, özel menfaatlerin gizlice at oynattığı bir alan olmakta gecikmemiş. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük