-
1 oynamak
I vt1) spielenfutbol/tenis \oynamak Fußball/Tennis spielen2) ( iskambilde) ausspielenyediliyi \oynamak die Sieben ausspielenson kozunu \oynamak ( fig) seinen letzten Trumpf ausspielen3) güçlü adamı \oynamak ( fig) den starken Mann markierenII vi1) spielenateşle \oynamak (a. fig) mit dem Feuer spielenbüyük \oynamak um hohe Summen spielenparasına \oynamak um Geld spielen2) herumspielen (-le mit)3) tanzen -
2 oynamak
1. v/i spielen (-le mit D); tanzen; tänzeln; sich bewegen (-den von D); beweglich sein; scherzen, spaßen (-le mit jemandem); ANAT zucken; FILM, THEA gespielt werden, gegeben werden; Gebäude erschüttert werden, schwanken; TECH Spiel haben; Herz (er)zittern; Preis schwanken (… arasında zwischen D);oynamamak Bein, Hand usw steif sein;oynaya oynaya mit größtem Vergnügen;oynama! fam trödel nicht (he)rum!, tu was!2. v/t Fußball usw spielen;THEA … rolü(nü) oynamak die Rolle (des, der …) spielen -
3 koz
koz oynamak, son kozlarını oynamak seinen letzten Trumpf ausspielen -
4 akıl
akıl < aklı> Verstand m (Intelligenz, Geist); Vernunft f (Einsicht); Gedächtnis n, Erinnerung f; Gedanke m; Klugheit f, Weisheit f; Ratschlag m;akıl almaz unbegreiflich, unvorstellbar;akıl danışmak um Rat fragen;akıl defteri Notizbuch n;-e akıl erdirememek nicht begreifen können;-i akıl etmek kommen auf (einen Gedanken);akıl hastalığı Geisteskrankheit f;akıl hastanesi psychiatrische Klinik;akıl hocası scherzh ein schöner Ratgeber;akıl istemek um Rat fragen;akıl kârı iş vernünftig, machbar;akıl kutusu scherzh Alleswisser m, -in f;akıldan çıkarmak sich (D) aus dem Kopf schlagen;akla gelmez unvorstellbar, unwahrscheinlich;akla sığmaz unvorstellbar, immens;akla yakın einleuchtend, plausibel;-i aklı almamak etwas nicht begreifen können;aklı başında vernünftig;aklı başında olmamak nicht logisch denken können;aklı (başından) gitmek aus der Fassung geraten;aklı bokuna karışmak vulg vor Angst den Kopf verlieren;aklı durmak baff sein;-e aklı ermek begreifen (fassen) können (A); verständig werden;b-nin aklı fikri -de jd denkt nur an (A);-i aklı kesmek einsehen;aklı oynamak den Verstand verlieren;-in aklı sıra wie er glaubt;-e aklı yatmak vertrauen (auf A);-in aklına esmek jemandem einfach in den Sinn kommen;aklına gelmek jemandem einfallen, in den Sinn kommen;bş-i aklına koymak sich (D) etwas in den Kopf setzen;bu benim aklıma sığmıyor das will mir nicht in den Kopf;aklına yazmak sich (D) einprägen;-i aklında tutmak sich (D) merken (A); (im Kopf) behalten;-i aklından geçirmek sich (D) etwas durch den Kopf gehen lassen;b-nin aklından geçmek jemandem durch den Kopf gehen;aklını başına almak oder toplamak Vernunft annehmen, zur Einsicht kommen;-in aklını beğenmemek sich mit jemandes Idee nicht anfreunden können;-le aklını bozmak versessen sein (auf A);-in aklını çekmek jemandem abraten, jemandem einen Plan ausreden;b-nin aklını bş-e çelmek jemanden verführen ( oder überreden) zu etwas;aklını oynatmak den Verstand verlieren -
5 ateş
ateş açmak das Feuer eröffnen;ateş almak Feuer fangen; sich aufregen; beschossen werden;yüzümü ateş bastı mir schoss das Blut in den Kopf;-e (bir el)ateş etmek einen Schuss abfeuern auf A;ateş gecesi Johannisnacht f (24. Juni);ateş gibi glühend heiß; voller Elan;ateş pahasına sündhaft teuer;kendini ateşe atmak sich ins Unglück stürzen; sein Leben riskieren;ateşe dayanıklı feuerfest;-i ateşe tutmak anwärmen (A); unter Beschuss nehmen;ateşi kesmek MIL das Feuer einstellen;ateşle oynamak fig mit dem Feuer spielen;ateşten indirmek vom Feuer oder Herd nehmen -
6 barut
barut gibi Person aufbrausend;barut kesilmek (oder olmak) in Wut geraten;barutla oynamak fig mit dem Feuer spielen -
7 birkaç
birkaç günlüğüne auf ein paar Tage;birkaç kere (oder defa/sefer) einige Male;birkaçımız einige von uns;birkaç ata birden oynamak fam mehrere Eisen im Feuer haben -
8 evcilik
-
9 gülmek
gülmekten bayılmak sich halb totlachen;gülmekten kırılmak (oder katılmak) sich kranklachen; laut auflachen;kıskıs gülmek kichern;-in yüzüne gülmek jemandem ins Gesicht lachen; jemanden auslachen;gülerim!, güleyim bari dass ich nicht lache!;gülersin ya! du hast gut lachen!;gülüp oynamak lachen und scherzen -
10 kâğıt
kâğıt [kĭaːt] <- dı> Papier n; Schreiben n; Bericht m, Papier n; Formular n; (Spiel)Karte f; Schule schriftliche Arbeit; Tüte f;kâğıt açmak die Karten aufdecken;kâğıt gibi olmak leichenblass sein;kâğıt oynamak Karten spielen;kâğıt oyunu Kartenspiel n;kâğıt para Papiergeld n;kâğıt üzerinde kalmak fig nur auf dem Papier stehen;-i kağıda dökmek zu Papier bringen A;kağıda kaleme sarılmak sofort aufschreiben A;ambalaj kağıdı Einwickelpapier n;sigara kağıdı Zigarettenpapier n;tuvalet kağıdı Toilettenpapier n;yazı kağıdı Schreibpapier n -
11 kart
kart kız alte Jungferkart2 <- tı> Karte f; Ausweiskarte f; Visitenkarte f; Postkarte f; Spielkarte f;açık kartlarla oynamak mit offenen Karten spielen -
12 kartopu
kartopu oynamak eine Schneeballschlacht veranstalten -
13 koşmaca
koşmaca: koşmaca oynamak Haschen spielen -
14 kovalamaca
kovalamaca: kovalamaca oynamak Haschen spielen -
15 oynanmak
bu akşam Hamlet oynanacak heute Abend wird Hamlet gespielt;burada futbol oynanmaz hier ist Fußballspielen verboten -
16 oynar
-
17 rol
-de rol almak eine Rolle übernehmen (in einem Film);rol bölümü THEA Rollenverteilung f;rol kesmek sich verstellen;-de rol oynamak eine Rolle spielen (in, bei D);rol yapmak so tun als ob;-in (bunda) rolü olmak fig (dabei) eine Rolle spielen;-de rolüne çıkmak in der Rolle G auftreten (in D) -
18 saklambaç
saklambaç: saklambaç oynamak Versteck spielen -
19 sinir
sinir Nerv m; Sehne f;sinir gerginliği Nervenanspannung f;sinir harbi Nervenkrieg m;-e sinir olmak gereizt werden (durch A);sinir krizi Nervenzusammenbruch m;sinir sistemi Nervensystem n;siniri oynamak (oder tutmak) die Nerven verlieren, sich aufregen;sinirine dokunmak jemanden nervös machen, jemandem auf die Nerven gehen;sinirleri kuvvetli (er hat) starke Nerven;sinirlerine hakim olmak sich beherrschen können -
20 son
son letzt-; äußerst- (z.B. Geschwindigkeit); abschließend (Wort); Ende n, Schluss m; End-, Schluss-; ANAT Plazenta f, Mutterkuchen m;son bulmak zu Ende gehen;son derece(de) höchst, äußerst;son durak Endhaltestelle f, Endstation f;son iddia JUR Plädoyer m (des Staatsanwalts);son kozunu oynamak den letzten Trumpf ausspielen;-e son vermek ein Ende setzen D;sona erdirmek beenden;sona ermek zu Ende gehen;en sonu(nda) fam letzten Endes
См. также в других словарях:
oynamak — oynamak. I, 225. 226, 240; I I, 114, 226; II I, 131, 377 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
oynamak — nsz 1) Vakit geçirme, eğlenme, oyalanma vb. amaçlarla bir şeyle uğraşmak Çimenler üzerinde çocuklar oynuyor, kuzular otluyor. H. R. Gürpınar 2) Herhangi bir tutku, ilgi vb. sebeple bir şeye kendini vermek Babalar çocuklarının yanında rakı içer,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kumar oynamak — 1) ortaya para koyarak talih oyunu oynamak Kazanacağından emin olmadıkça kumar oynamak deliliktir. A. İlhan 2) mec. olumlu sonuçlanması şüpheli olan bir işe bile bile girişmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
aşık atmak (veya aşık oynamak) — aşık kemiğiyle oyun oynamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
şıkır şıkır oynamak — 1) canlı bir biçimde oynamak 2) mec. çok sevinmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tandem oynamak — sp. kalecinin önünde savunmak amacıyla duran iki oyuncu paslaşarak oynamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
uzatmaları oynamak — 1) bir görevde son zamanlarını yaşamak 2) sp. oyunda uzatma dakikalarını oynamak 3) mec. ölmek üzere olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
cirit oynamak — 1) cirit oyununu oynamak Bu dallardan kendimize atlar yapar, cirit oynar, yarışa çıkardık. Ö. Seyfettin 2) istediği biçimde, keyfince davranmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kâğıt oynamak — iskambil kâğıtlarını kullanarak çeşitli oyunlar oynamak Birkaç soba etrafında çay içiyorlar, tavla ve kâğıt oynuyorlar. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kozunu oynamak — elindeki en üstün ve son imkânı kullanmak Artık iki taraf da son kozlarını oynamak, sonlarının üzerine yürümek zorunda idiler. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
büyük oynamak — 1) çok para koyarak kumar oynamak 2) mec. büyük risk ve beklentilerle bir işe girişmek … Çağatay Osmanlı Sözlük