-
1 oynamak
احتالتحركخدعلعب -
2 oynamak
1. احتال [اِحْتالَ]Anlamı: rastgele yön vermek, aldatmak2. تحرك [تَحَرَّكَ]Anlamı: kımıldamak, hareket etmek3. خدع [خَدَعَ]Anlamı: rastgele yön vermek, aldatmak4. لعب [لَعِبَ]Anlamı: vaktı geçirme, eğlenme gibi için bir şeyle uğraşmak -
3 sallanmak
1. ارتج [اِرْتَجَّ]2. اهتز [اِهْتَزَّ]3. تأرجح [تَأَرْجَحَ]4. ترجرج [تَرَجْرَجَ]5. خضخض [خَضْخَضَ]6. ذبذب [ذَبْذَبَ]7. رج [رَجَّ]8. رجرج [رَجْرَجَ]9. لقلق [لَقْلَقَ] -
4 bıngıldamak
1. اختلج [اِخْتَلَجَ]Anlamı: yumuşaklık veya şişmanlık sebebiyle oynamak, titremek2. ارتجف [اِرْتَجَفَ]Anlamı: yumuşaklık veya şişmanlık sebebiyle oynamak, titremek3. ارتعش [اِرْتَعَشَ]Anlamı: yumuşaklık veya şişmanlık sebebiyle oynamak, titremek4. انتفض [اِنْتَفَضَ]Anlamı: yumuşaklık veya şişmanlık sebebiyle oynamak, titremek5. رجف [رَجَفَ]Anlamı: yumuşaklık veya şişmanlık sebebiyle oynamak, titremek6. رعش [رَعَشَ]Anlamı: yumuşaklık veya şişmanlık sebebiyle oynamak, titremek -
5 dingildemek
1. ارتج [اِرْتَجَّ]Anlamı: sallanmak, oynamak2. تأرجح [تَأَرْجَحَ]Anlamı: sallanmak, oynamak3. تهزهز [تَهَزْهَزَ]Anlamı: sallanmak, oynamak -
6 oynaşmak
См. также в других словарях:
oynamak — oynamak. I, 225. 226, 240; I I, 114, 226; II I, 131, 377 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
oynamak — nsz 1) Vakit geçirme, eğlenme, oyalanma vb. amaçlarla bir şeyle uğraşmak Çimenler üzerinde çocuklar oynuyor, kuzular otluyor. H. R. Gürpınar 2) Herhangi bir tutku, ilgi vb. sebeple bir şeye kendini vermek Babalar çocuklarının yanında rakı içer,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kumar oynamak — 1) ortaya para koyarak talih oyunu oynamak Kazanacağından emin olmadıkça kumar oynamak deliliktir. A. İlhan 2) mec. olumlu sonuçlanması şüpheli olan bir işe bile bile girişmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
aşık atmak (veya aşık oynamak) — aşık kemiğiyle oyun oynamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
şıkır şıkır oynamak — 1) canlı bir biçimde oynamak 2) mec. çok sevinmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tandem oynamak — sp. kalecinin önünde savunmak amacıyla duran iki oyuncu paslaşarak oynamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
uzatmaları oynamak — 1) bir görevde son zamanlarını yaşamak 2) sp. oyunda uzatma dakikalarını oynamak 3) mec. ölmek üzere olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
cirit oynamak — 1) cirit oyununu oynamak Bu dallardan kendimize atlar yapar, cirit oynar, yarışa çıkardık. Ö. Seyfettin 2) istediği biçimde, keyfince davranmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kâğıt oynamak — iskambil kâğıtlarını kullanarak çeşitli oyunlar oynamak Birkaç soba etrafında çay içiyorlar, tavla ve kâğıt oynuyorlar. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kozunu oynamak — elindeki en üstün ve son imkânı kullanmak Artık iki taraf da son kozlarını oynamak, sonlarının üzerine yürümek zorunda idiler. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
büyük oynamak — 1) çok para koyarak kumar oynamak 2) mec. büyük risk ve beklentilerle bir işe girişmek … Çağatay Osmanlı Sözlük