-
1 oynamak
I vt1) spielenfutbol/tenis \oynamak Fußball/Tennis spielen2) ( iskambilde) ausspielenyediliyi \oynamak die Sieben ausspielenson kozunu \oynamak ( fig) seinen letzten Trumpf ausspielen3) güçlü adamı \oynamak ( fig) den starken Mann markierenII vi1) spielenateşle \oynamak (a. fig) mit dem Feuer spielenbüyük \oynamak um hohe Summen spielenparasına \oynamak um Geld spielen2) herumspielen (-le mit)3) tanzen -
2 oynamak
1. v/i spielen (-le mit D); tanzen; tänzeln; sich bewegen (-den von D); beweglich sein; scherzen, spaßen (-le mit jemandem); ANAT zucken; FILM, THEA gespielt werden, gegeben werden; Gebäude erschüttert werden, schwanken; TECH Spiel haben; Herz (er)zittern; Preis schwanken (… arasında zwischen D);oynamamak Bein, Hand usw steif sein;oynaya oynaya mit größtem Vergnügen;oynama! fam trödel nicht (he)rum!, tu was!2. v/t Fußball usw spielen;THEA … rolü(nü) oynamak die Rolle (des, der …) spielen -
3 oynamak
1) (bir şey oynamak) ешIэн/ещIэн; ДЖЭГУН, (лъэрджэгу/топ oynamak ешIэ/ йощIэ; oynamak МЭДЖЭГУ; top oynuyor) -
4 oynamak
1) игра́ть, резви́ться; шали́ть, ба́ловаться2) игра́ть во чтоip oynamak — пры́гать че́рез скака́лку
3) игра́ть [на сце́не], выступа́ть с представле́ниемrol(ünü) oynamak — игра́ть (исполня́ть) роль кого-чего
4) танцева́ть, пляса́тьsakın saatle oynama — смотри́, не балу́й с часа́ми
7) колеба́ться, быть неусто́йчивым8) дви́гаться, шевели́ться; де́лать лёгкие движе́ния (напр. пальцами)9) чуть сдви́нуться (с места)yerinden oynamak — сдви́нуться с ме́ста
10) перен. трепета́ть; дрожа́ть; содрога́ться; проявля́ть беспоко́йство◊
oynaya oynaya — с ра́достью, с больши́м удово́льствием -
5 oynamak
игра́ть разы́грывать сыгра́ть* * *1) врз. игра́ть2) игра́ть во чтоip oynamak — пры́гать че́рез скака́лку
tennis oynamak — игра́ть в те́ннис
3) дви́гаться, шевели́ться; сдви́нуться ( с места)Ali yerinden oynamadı — Али́ не шелохну́лся
bu taş yerinden oynamıyor — э́тот ка́мень с ме́ста не сдви́нешь
4) игра́ть, выступа́ть [на сце́не]5) дава́ть представле́ние / спекта́кль6) демонстри́роваться ( о фильме)7) танцева́ть, пляса́ть8) колеба́ться, быть неусто́йчивым, изменя́ться9) - le разг. забавля́ться, игра́ть чемsakin, saatle oynama — смотри́, с часа́ми не балу́й
10) шути́ть, игра́ть с кем-чем; несерьёзно относи́ться к кому-чемуgözünü seveyim, benimle oynama — умоля́ю, не шути́ со мной
sıhatinle oynama — не шути́ со [свои́м] здоро́вьем
••- yüreği oynadıoynamasını bilmeyen kız yerim dar demiş — посл. де́вушка, не уме́ющая танцева́ть, сказа́ла, что ей ма́ло ме́ста
-
6 oynamak
v. play, move, dance, act, perform, play with, place one's bet, toy, budge, frisk, hop, interpret, jig, juggle, monkey, play around, play at, play on, play upon, playact, represent, work--------oynamak (rol)v. perform, portray, enact* * *play -
7 oynamak
биев; уйнау -
8 oynamak
lîstin--------reqisîn--------yarîkirin -
9 oynamak
1. джэгун
2. (dansetmek) къешIэн, къэшъон, джэгун ешIэн, къэджгун -
10 oýnamak
spielen -
11 oynamak
احتالتحركخدعلعب -
12 oynamak
1. احتال [اِحْتالَ]Anlamı: rastgele yön vermek, aldatmak2. تحرك [تَحَرَّكَ]Anlamı: kımıldamak, hareket etmek3. خدع [خَدَعَ]Anlamı: rastgele yön vermek, aldatmak4. لعب [لَعِبَ]Anlamı: vaktı geçirme, eğlenme gibi için bir şeyle uğraşmak -
13 oynamak
"to play; to dance; to frolic, to romp; to move, to budge; to fiddle with, to toy with, to tamper with; to tinker; (film, oyun) to be on; to perform, to act, to play, to enact, to portray; to dally with sb/sth; to risk; to back" -
14 oynamak
"1. to play, amuse oneself, fool around. 2. to dance; to gambol, cavort, frisk about; to dance (a dance). 3. to move, stir, budge. 4. to become loose; to have play in it. 5. to play (a game). 6. /ı/ to perform (a play). 7. /ı/ to play (a card). 8. /la/ to risk, play around with, trifle with. 9. to fluctuate, move back and forth. 10. to flicker. 11. /la/ to monkey with, tinker with, tamper with, fool with. 12. (for a film or play) to be on, be playing. oynaya oynaya joyfully, with great joy." -
15 oynamak
qımıldamaq, oynamaq -
16 oýnamak
bawić; grać; igrać -
17 büyük oynamak
v. play high, play for high stakes--------büyük oynamak (kumar)v. plunge -
18 iyi oynamak
iyi oynamak (rol)v. sustain -
19 karşılıklı oynamak
karşılıklı oynamak (poker)v. whipsaw -
20 ateşle oynamak
игра́ть с огнём
См. также в других словарях:
oynamak — oynamak. I, 225. 226, 240; I I, 114, 226; II I, 131, 377 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
oynamak — nsz 1) Vakit geçirme, eğlenme, oyalanma vb. amaçlarla bir şeyle uğraşmak Çimenler üzerinde çocuklar oynuyor, kuzular otluyor. H. R. Gürpınar 2) Herhangi bir tutku, ilgi vb. sebeple bir şeye kendini vermek Babalar çocuklarının yanında rakı içer,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kumar oynamak — 1) ortaya para koyarak talih oyunu oynamak Kazanacağından emin olmadıkça kumar oynamak deliliktir. A. İlhan 2) mec. olumlu sonuçlanması şüpheli olan bir işe bile bile girişmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
aşık atmak (veya aşık oynamak) — aşık kemiğiyle oyun oynamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
şıkır şıkır oynamak — 1) canlı bir biçimde oynamak 2) mec. çok sevinmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tandem oynamak — sp. kalecinin önünde savunmak amacıyla duran iki oyuncu paslaşarak oynamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
uzatmaları oynamak — 1) bir görevde son zamanlarını yaşamak 2) sp. oyunda uzatma dakikalarını oynamak 3) mec. ölmek üzere olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
cirit oynamak — 1) cirit oyununu oynamak Bu dallardan kendimize atlar yapar, cirit oynar, yarışa çıkardık. Ö. Seyfettin 2) istediği biçimde, keyfince davranmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kâğıt oynamak — iskambil kâğıtlarını kullanarak çeşitli oyunlar oynamak Birkaç soba etrafında çay içiyorlar, tavla ve kâğıt oynuyorlar. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kozunu oynamak — elindeki en üstün ve son imkânı kullanmak Artık iki taraf da son kozlarını oynamak, sonlarının üzerine yürümek zorunda idiler. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
büyük oynamak — 1) çok para koyarak kumar oynamak 2) mec. büyük risk ve beklentilerle bir işe girişmek … Çağatay Osmanlı Sözlük