-
1 oynamak
v. play, move, dance, act, perform, play with, place one's bet, toy, budge, frisk, hop, interpret, jig, juggle, monkey, play around, play at, play on, play upon, playact, represent, work--------oynamak (rol)v. perform, portray, enact* * *play -
2 oynamak
"to play; to dance; to frolic, to romp; to move, to budge; to fiddle with, to toy with, to tamper with; to tinker; (film, oyun) to be on; to perform, to act, to play, to enact, to portray; to dally with sb/sth; to risk; to back" -
3 oynamak
"1. to play, amuse oneself, fool around. 2. to dance; to gambol, cavort, frisk about; to dance (a dance). 3. to move, stir, budge. 4. to become loose; to have play in it. 5. to play (a game). 6. /ı/ to perform (a play). 7. /ı/ to play (a card). 8. /la/ to risk, play around with, trifle with. 9. to fluctuate, move back and forth. 10. to flicker. 11. /la/ to monkey with, tinker with, tamper with, fool with. 12. (for a film or play) to be on, be playing. oynaya oynaya joyfully, with great joy." -
4 büyük oynamak
v. play high, play for high stakes--------büyük oynamak (kumar)v. plunge -
5 iyi oynamak
iyi oynamak (rol)v. sustain -
6 karşılıklı oynamak
karşılıklı oynamak (poker)v. whipsaw -
7 abartılı oynamak
v. overact, overplay, ham -
8 ateşle oynamak
play with edged tools, play with edge tools -
9 aynı kâğıttan oynamak
v. return -
10 aynı renkten oynamak
v. follow suit -
11 açık oynamak
show one's hand -
12 bahis oynamak
v. put up -
13 başka renk kâğıt oynamak
v. renounce -
14 başrolde oynamak
v. star -
15 başrolü oynamak
v. heroize -
16 benimle oynamak ister misiniz
Do you want to play with me -
17 birdirbir oynamak
v. leapfrog -
18 birinci derecede rol oynamak
play first fiddle -
19 bovling oynamak
v. bowl -
20 boş kâğıt oynamak
v. discard
См. также в других словарях:
oynamak — oynamak. I, 225. 226, 240; I I, 114, 226; II I, 131, 377 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
oynamak — nsz 1) Vakit geçirme, eğlenme, oyalanma vb. amaçlarla bir şeyle uğraşmak Çimenler üzerinde çocuklar oynuyor, kuzular otluyor. H. R. Gürpınar 2) Herhangi bir tutku, ilgi vb. sebeple bir şeye kendini vermek Babalar çocuklarının yanında rakı içer,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kumar oynamak — 1) ortaya para koyarak talih oyunu oynamak Kazanacağından emin olmadıkça kumar oynamak deliliktir. A. İlhan 2) mec. olumlu sonuçlanması şüpheli olan bir işe bile bile girişmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
aşık atmak (veya aşık oynamak) — aşık kemiğiyle oyun oynamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
şıkır şıkır oynamak — 1) canlı bir biçimde oynamak 2) mec. çok sevinmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tandem oynamak — sp. kalecinin önünde savunmak amacıyla duran iki oyuncu paslaşarak oynamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
uzatmaları oynamak — 1) bir görevde son zamanlarını yaşamak 2) sp. oyunda uzatma dakikalarını oynamak 3) mec. ölmek üzere olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
cirit oynamak — 1) cirit oyununu oynamak Bu dallardan kendimize atlar yapar, cirit oynar, yarışa çıkardık. Ö. Seyfettin 2) istediği biçimde, keyfince davranmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kâğıt oynamak — iskambil kâğıtlarını kullanarak çeşitli oyunlar oynamak Birkaç soba etrafında çay içiyorlar, tavla ve kâğıt oynuyorlar. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kozunu oynamak — elindeki en üstün ve son imkânı kullanmak Artık iki taraf da son kozlarını oynamak, sonlarının üzerine yürümek zorunda idiler. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
büyük oynamak — 1) çok para koyarak kumar oynamak 2) mec. büyük risk ve beklentilerle bir işe girişmek … Çağatay Osmanlı Sözlük