-
41 benimle oynamak ister misiniz
Do you want to play with me -
42 birdirbir oynamak
v. leapfrog -
43 birinci derecede rol oynamak
play first fiddle -
44 bovling oynamak
v. bowl -
45 boş kâğıt oynamak
v. discard -
46 can sıkıntısından parmaklarıyla oynamak
twiddle one's thumbsTurkish-English dictionary > can sıkıntısından parmaklarıyla oynamak
-
47 daha büyük koz oynamak
v. overtrump -
48 daha iyi oynamak
v. outact, outplay, outperform -
49 dilsiz oyunu oynamak
v. mum -
50 dokuz kuka oynamak
v. play skittles, play at skittles -
51 doğaçlama oynamak
v. pong -
52 duyguları ile oynamak
play on smb.'s heartstrings -
53 dürüstçe oynamak
v. play fair -
54 elinden gelenin en iyisini oynamak
v. play upTurkish-English dictionary > elinden gelenin en iyisini oynamak
-
55 faullü oynamak
v. play foul -
56 final oynamak
v. play off -
57 golf oynamak
v. golf -
58 gülüp oynamak
n. rollick -
59 iki rolü birden oynamak
v. double -
60 ikili oynamak
v. two-time, double
См. также в других словарях:
oynamak — oynamak. I, 225. 226, 240; I I, 114, 226; II I, 131, 377 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
oynamak — nsz 1) Vakit geçirme, eğlenme, oyalanma vb. amaçlarla bir şeyle uğraşmak Çimenler üzerinde çocuklar oynuyor, kuzular otluyor. H. R. Gürpınar 2) Herhangi bir tutku, ilgi vb. sebeple bir şeye kendini vermek Babalar çocuklarının yanında rakı içer,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kumar oynamak — 1) ortaya para koyarak talih oyunu oynamak Kazanacağından emin olmadıkça kumar oynamak deliliktir. A. İlhan 2) mec. olumlu sonuçlanması şüpheli olan bir işe bile bile girişmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
aşık atmak (veya aşık oynamak) — aşık kemiğiyle oyun oynamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
şıkır şıkır oynamak — 1) canlı bir biçimde oynamak 2) mec. çok sevinmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tandem oynamak — sp. kalecinin önünde savunmak amacıyla duran iki oyuncu paslaşarak oynamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
uzatmaları oynamak — 1) bir görevde son zamanlarını yaşamak 2) sp. oyunda uzatma dakikalarını oynamak 3) mec. ölmek üzere olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
cirit oynamak — 1) cirit oyununu oynamak Bu dallardan kendimize atlar yapar, cirit oynar, yarışa çıkardık. Ö. Seyfettin 2) istediği biçimde, keyfince davranmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kâğıt oynamak — iskambil kâğıtlarını kullanarak çeşitli oyunlar oynamak Birkaç soba etrafında çay içiyorlar, tavla ve kâğıt oynuyorlar. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kozunu oynamak — elindeki en üstün ve son imkânı kullanmak Artık iki taraf da son kozlarını oynamak, sonlarının üzerine yürümek zorunda idiler. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
büyük oynamak — 1) çok para koyarak kumar oynamak 2) mec. büyük risk ve beklentilerle bir işe girişmek … Çağatay Osmanlı Sözlük