-
61 художественно
sanatça, artistik bir tarzdaхудо́жественно испо́лнить роль — rolünü sanatça oynamak
-
62 центральный
merkezi,orta; ana* * *1) врз merkezi, merkez °; ortaцентра́льный райо́н страны́ — ülkenin merkez / orta bölgesi
центра́льная Азия — Orta Asya
центра́льный банк — merkez bankası
Центра́льный Комите́т КПСС — SBKP Merkez Komitesi
центра́льная печа́ть — önde gelen gazeteler
центра́льное отопле́ние — merkezi ısıtım
в до́ме центра́льное отопле́ние — ev kaloriferlidir
2) merkezi; anaцентра́льная иде́я / мысль статьи́ — yazının ana fikri
центра́льная фигу́ра (о человеке) — kilit adam
игра́ть центра́льную роль (в чем-л.) — bir şeyde merkezi rolü oynamak
••центра́льная не́рвная систе́ма — merkezi sinir sistemi
-
63 чёрный
siyah,kara; arka* * *1) врз kara, siyahчёрная кра́ска — kara boya
кра́сить в чёрный цвет — karaya / siyaha boyamak
чёрные дни перен. — kara günler
чёрные си́лы — перен. kara kuvvetler
чёрное не́бо — siyah gökyüzü
чёрная рабо́та — kara / kaba iş
чёрный ферзь — шахм. siyah vezir
ру́ки, чёрные от гря́зи — kirden siyahlaşmış eller
лицо́ у него́ ста́ло чёрным от го́ря — kahrından yüzü simsiyah kesilmişti
2) arkaчёрная ле́стница — hizmet merdiveni, arka merdiven
3) (чёрное) → сущ., с siyah (renk)он был в чёрном — siyahlar giymişti; karalar giymişti ( в знак траура)
4) (чёрные) → сущ., мн. siyahlarигра́ть чёрными — siyahlarla oynamak
коро́ль чёрных — siyah şahı
••чёрный хлеб — siyah / kara ekmek
чёрный ко́фе — alaturka kahve
чёрная икра́ — siyah havyar
чёрная дыра́ — астр. siyah / kara oyuk
стра́ны Чёрной А́фрики — siyah Afrika ülkeleri
попа́сть в чёрные спи́ски — kara listeye geçmek
занести́ кого-что-л. в чёрные спи́ски — kara listeye geçirmek / almak
называ́ть чёрное бе́лым — akı kara, karayı ak göstermek
чёрные мета́ллы — demir ve çelik (- ler)
чёрная металлу́рги́я — demirçelik metalürjisi
чёрная би́ржа — karaborsa
чёрный ры́нок — karaborsa
-
64 шаржировать
-
65 шашка
-
66 шутить
şaka yapmak,şakalaşmak; alay etmek* * *несов.; сов. - пошути́ть1) şaka etmek / yapmak; şakalaşmak ( обмениваться шутками)2) тк. несов. (смеяться над кем-л.) eğlenmek, alay etmekхва́тит шути́ть (надо мно́й)! — şaka yeter!
3) ( говорить не всерьёз) şaka etmekвы шу́тите! — şaka / latife ediyorsunuz!
не обижа́йся, я пошути́л — şaka ettim, darılma
я не шучу́ — şakasız / ciddi söylüyorum
4) тк. несов. (относиться несерьёзно, пренебрегать) şakası olmakс э́той боле́знью не шу́тят! — bu hastalığın şakası yok!
ра́зве мо́жно с э́тим шути́ть? — bununla şaka olur mu hiç?
••шути́ть с огнём — ateşle oynamak
См. также в других словарях:
oynamak — oynamak. I, 225. 226, 240; I I, 114, 226; II I, 131, 377 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
oynamak — nsz 1) Vakit geçirme, eğlenme, oyalanma vb. amaçlarla bir şeyle uğraşmak Çimenler üzerinde çocuklar oynuyor, kuzular otluyor. H. R. Gürpınar 2) Herhangi bir tutku, ilgi vb. sebeple bir şeye kendini vermek Babalar çocuklarının yanında rakı içer,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kumar oynamak — 1) ortaya para koyarak talih oyunu oynamak Kazanacağından emin olmadıkça kumar oynamak deliliktir. A. İlhan 2) mec. olumlu sonuçlanması şüpheli olan bir işe bile bile girişmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
aşık atmak (veya aşık oynamak) — aşık kemiğiyle oyun oynamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
şıkır şıkır oynamak — 1) canlı bir biçimde oynamak 2) mec. çok sevinmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tandem oynamak — sp. kalecinin önünde savunmak amacıyla duran iki oyuncu paslaşarak oynamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
uzatmaları oynamak — 1) bir görevde son zamanlarını yaşamak 2) sp. oyunda uzatma dakikalarını oynamak 3) mec. ölmek üzere olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
cirit oynamak — 1) cirit oyununu oynamak Bu dallardan kendimize atlar yapar, cirit oynar, yarışa çıkardık. Ö. Seyfettin 2) istediği biçimde, keyfince davranmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kâğıt oynamak — iskambil kâğıtlarını kullanarak çeşitli oyunlar oynamak Birkaç soba etrafında çay içiyorlar, tavla ve kâğıt oynuyorlar. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kozunu oynamak — elindeki en üstün ve son imkânı kullanmak Artık iki taraf da son kozlarını oynamak, sonlarının üzerine yürümek zorunda idiler. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
büyük oynamak — 1) çok para koyarak kumar oynamak 2) mec. büyük risk ve beklentilerle bir işe girişmek … Çağatay Osmanlı Sözlük