-
21 hervortreten
hervor|treten\hervortretende Augen patlak gözler -
22 herauskommen
dışarı çıkmakortaya çıkmak -
23 auftauchen
auftauchen v/i <-ge-, sn> (erscheinen) ortaya çıkmak -
24 bieten
bieten <bot, geboten, h>1. v/t Programm, Leistung sunmak;jemandem etwas bieten b-ne bş teklif etmek, arzetmek;(zeigen) jemandem Geld für etwas bieten b-ne bş için para teklif etmek;das lasse ich mir nicht bieten bunu kendime söyletmem/yaptırmam2. v/i ÖKON bei Versteigerungen wer bietet mehr? arttıran var mı? -
25 entpuppen
entpuppen v/r <o -ge-, h>: sich entpuppen als … olarak ortaya çıkmak -
26 entstehen
entstehen v/i <unreg, o -ge-, sn> ( aus -den) oluşmak; meydana gelmek; allmählich gelişmek, ortaya çıkmak -
27 eröffnen
eröffnen <o -ge-, h>:1. v/t açmak; feierlich -in açılışını yapmak;fig jemandem etwas eröffnen b-ne bş-i açmak2. v/r: sich eröffnen Aussichten, Möglichkeiten belirmek, ortaya çıkmak -
28 erscheinen
erscheinen <unreg, o -ge-, sn> görünmek, (ortaya) çıkmak, belirmek; Buch yayımlanmak;JUR vor Gericht erscheinen mahkemeye gelmek;es erscheint (mir) ratsam o bana makul görünüyor -
29 Erscheinung
Erscheinung f <Erscheinung; Erscheinungen> görüntü, görünüm; (Naturerscheinung) olay; MED (Symptom) belirti, semptom, araz;in Erscheinung treten belirmek, ortaya çıkmak -
30 erweisen
erweisen <unreg, o -ge-, h>1. v/t Dienst, Gefallen göstermek, yapmak2. v/r: sich als notwendig (wirksam) erweisen -in zorunlu (etkili) olduğu ortaya çıkmak -
31 gestalten
gestalten <gestaltet, h>1. v/t biçimlendirmek; Fest usw düzenlemek; (entwerfen) tasarlamak2. v/r: sich gestalten biçimlenmek; ortaya çıkmak -
32 hervorgehen
daraus geht hervor, dass bundan -diği anlaşılıyor;als Sieger hervorgehen -i galip olarak bitirmek;aus der Ehe gingen drei Kinder hervor evlilikten üç çocuk meydana gelmiştir -
33 öffentlich
1. adj kamusal;öffentliche Mittel kamu imkanları/bütçesi;öffentliche Verkehrsmittel pl kamu ulaşım araçları;öffentlicher Dienst kamu hizmeti2. adv: öffentlich auftreten alenen ortaya çıkmak -
34 profilieren
profilieren v/r <o ge-, h>: sich profilieren kendini göstermek, ortaya çıkmak -
35 Sicht
in (außer) Sicht görünürde (değil/yok);in Sicht kommen görünmek, görülmek; ortaya çıkmak;auf lange Sicht uzun vadeli;aus seiner Sicht onun açısından, ona göre;(fällig) bei Sicht görüldüğünde ödenecektirSichtverhältnisse pl Sicht görüş şartları -
36 zustande
zustande adv: zustande bringen gerçekleştirmek, yapmak;zustande kommen gerçekleşmek, ortaya çıkmak;es kam nicht zustande yapılamadı, olmadı -
37 auftun
-
38 ausbilden
aus|bildenI vt1) ( Lehrling) eğitmek3) ( ausgestalten) biçim vermekII vrsich \ausbilden ( entstehen) oluşmak, ortaya çıkmak -
39 Bildfläche
-
40 einstellen
ein|stellenI vt1) ( hineinstellen) koymak (in içine)2) ( anstellen) işe almak, hizmete almak3) ( beenden) bitirmek; ( Kämpfe) durdurmak, son vermek (-e); ( Zahlung) durdurmak ( Arbeit); bırakmak; jur ( Verfahren) vazgeçmek (-den);die Arbeit \einstellen bırakmak;das Feuer \einstellen kesmekII vrsich \einstellen
См. также в других словарях:
ortaya çıkmak — 1) yokken var olmak, meydana çıkmak, türemek ... yani tam muhalefetin istediği gibi bir kabine buhranı ortaya çıkmıştı. Y. K. Karaosmanoğlu 2) biri kendini göstermek Lanet filozofum diyerek ortaya çıkıp Allah a ve kullara karşı hezeyan eden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
foyası meydana (veya ortaya) çıkmak — bir olay dolayısıyla bir kimsenin kötü niteliği ortaya çıkmak Utanmazlık siyasetinin veya utanmaz siyasinin önünde sonunda foyası meydana çıkar. B. Felek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ortaya atmak — söylemek, ileri sürmek İşte bu söz üzerinedir ki Servet Bey, apartmana çıkmak emelini ciddi bir tasavvur hâlinde ortaya atmıştı. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
aksilik çıkmak — engel ortaya çıkmak Pazarlık bitecek gibiyken bir aksilik çıktı … Çağatay Osmanlı Sözlük
zıp diye çıkmak — beklenmeyen bir zamanda ortaya çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
aslı çıkmak — gerçek olduğu anlaşılmak, gerçek olduğu ortaya çıkmak Söylenenlerin aslı çıkarsa güç duruma düşecek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ipliği pazara çıkmak — kötü nitelik ve suçları ortaya çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sahneye çıkmak — 1) tiyatro, müzik vb. sanatçılar için sanatını izleyici önünde uygulamak, göstermek Türk kızı, orada sahneye çıktı ilk defa. Y. Z. Ortaç 2) mec. kullanılmak, görünmek, ortaya çıkmak Almanca yanında ara sıra Hırvatça da sahneye çıkıyor. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
acısı çıkmak — (bir şeyin) bir şeyin olumsuz, kötü sonucu bir süre sonra ortaya çıkmak Dünkü yorgunluğun acısı bugün çıktı … Çağatay Osmanlı Sözlük
meydana çıkmak — 1) ortaya çıkmak, görünmek Yüzündeki karlar eriyince beyaz, yuvarlak bir yüz meydana çıkmıştı. S. F. Abasıyanık 2) belli olmak Askerlikte hasta olduğu meydana çıktı. 3) yetişmek, büyümek Altınyaprak Şirketi bizim son ekmek kapımızdı, bundan sonra … Çağatay Osmanlı Sözlük
sâdır olmak — ortaya çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük