-
1 münasebet
münasebet [ɑː] <- ti> Beziehung f (-le zu D); Zusammenhang m; Gelegenheit f, passende(r) Augenblick; Grund m;münasebet almak passen, geeignet sein;münasebet almaz es gehört sich nicht;-le münasebet kurmak Beziehungen anknüpfen (zu D);-le münasebete girmek in Beziehungen treten zu;bir münasebeti düşerse wenn sich eine Gelegenheit bietet …;münasebetiyle im Falle G; aufgrund G; anlässlich G;bu münasebetiyle bei dieser Gelegenheit; dabei, in diesem Zusammenhang;-le münasebette bulunmak Beziehungen unterhalten zu -
2 münasebet
-
3 ne
ne1 was?; welcher, welches, welche; was für (ein), was für eine; wozu?; warum?; wie!;ne alıp veremiyor! was ist mit ihm los?;ne de olsa wie dem auch sei; immerhin;nedir ki aber; trotzdem;ne diye wozu?;ne gezer i wo, keineswegs; was soll das hier?;ne gibi was für …;ne güne durmak (nun einmal) da sein;ne haddine wie kommt er nur dazu, …;ne idiği belirsiz … unbekannter Herkunft;ne ile wieso?; womit?;ne imiş was stellt er denn vor?;ne mi var? du fragst noch (was da los ist?);ne mümkün ausgeschlossen;ne münasebet! ein Ding der Unmöglichkeit!;ne olacak was soll das?;ne olur, ne olmaz auf alle Fälle;ne olur, ne olursun, ne olursunuz (= n’olur) ach bitte!;ne pahasına olursa olsun um jeden Preis; unter Beachtung aller Umstände;ne var ki doch; jedoch; dennoch; wobei …;ne var ne yok was gibt es Neues?, wie geht’s?;ne yapıp yapıp wie die Dinge auch liegen …;ne zaman? wann?;ne(yi)n var? was hast du?, was fehlt dir?;ne(yi)niz var? was fehlt Ihnen?;-in neyin nesi wer (ist es?), was für ein …?;neymiş angeblich;neler was (alles);bugün neler gördük was haben wir heute alles gesehen!;neme lazım (oder gerek) was geht mich das an?; korrelativ: ne … (i)se was (auch immer); alles, was … (das): ne bulduysa (= buldu ise), aldı was er fand, nahm er (mit);ne ekersen, onu biçersin was du säest, wirst du ernten;ne görse, ister was er sieht, will er haben;Beispiele ne karışıyorsun? was (= warum) mischst du dich ein?;ne sıcak, ne sıcak ist das heiß!, eine Hitze ohnegleichen!;otomobil onun nesine wozu braucht er ein Auto?ne2: ne … ne weder … noch; nicht … oder;ne sıcak ne soğuk weder warm noch kalt;ne uzak ne kısa weder lang noch kurz;ne tütüne, ne içkiye sakın alışmayın! sehen Sie zu, dass Sie sich nicht ans Rauchen oder Trinken gewöhnen!;çocuk ne eve ne (de) okula gidiyor das Kind geht weder nach Hause noch in die Schule -
4 ilişki
ilişki sinsanlarla \ilişki Kontakt zu Menschendış/diplomatik \ilişkiler auswärtige/diplomatische Beziehungenbiriyle \ilişkiyi kesmek den Kontakt zu jdm abbrechen; ( fam) mit jdm Schluss machenbiriyle \ilişkiye geçmek mit jdm Kontakt aufnehmen, mit jdm in Verbindung tretenbirinin bir şeyle \ilişkisi var jd hat mit etwas zu tunbununla \ilişkin var mı? hast du damit zu tun?arkadaşça/dostça bir \ilişki ein kameradschaftliches/freundschaftliches Verhältnis
См. также в других словарях:
münasebet — is., Ar. munāsebet 1) İlişik, ilişki, ilinti İzmir den ordunun başından ve temasa geldiğim siyasi münasebetlerden uzaklaşamazdım. Atatürk 2) İki şey arasındaki uygunluk Yüzle ahlak arasında herhâlde müthiş bir münasebet vardır. S. F. Abasıyanık… … Çağatay Osmanlı Sözlük
MÜNASEBET — İki şey arasındaki tenasüb, uygunluk, yakınlık, bağlılık, mensubiyet, yakışmak, vesile, alâka … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
münasebet almak — uygun düşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
münasebet düşmek — uygun bir durum ortaya çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
münasebet kurmak — iki şey arasında ilişki bulmak, yakınlık görmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ne münasebet! — öyle şey mi olur, ilgisi yok Ümit, ideal, şahsiyet dediğiniz zaman da hep aynı şeyleri mi anlıyorsunuz? Ne münasebet! P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
KAT'-I MÜNÂSEBET — Münasebeti ve ahbaplığı kesme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜNASEBAT — (Münasebet. C.) Münasebetler, ilgiler. İki kişi veya hey et arasındaki bağlar, ilişkiler. Alâkalar … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NİSBET — Münasebet, yakınlık, bağlılık, ölçü. * Rağmen. İnat olarak. İnat olsun diye … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İZAFİYYE — Münasebet. Bağlı oluş. Alâkalılık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
GÜRİZGÂH — (Girizgâh) f. Kaçacak yer. * Edb: Bir bahisten diğer bahse, mukaddimeden maksada intikal için bir münasebet te sis eden söz. Nedim in:Bu şehr i stanbul ki, bîmisl ü behadırBir sengine yekpâre Acem mülkü fedadırmatla lı kasidesindeki:İstanbul un… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük