-
1 sebep
-
2 sebep
… sebebiyle wegen G, infolge G, aufgrund G;-e sebep olmak verursachen A;bu sebeple infolgedessen, aus diesem Grund -
3 asıl
bu haberin aslı yok diese Nachricht ist nicht wahrbir işin aslını araştırmak etw auf den Grund gehenII adj1) eigentlich; ( gerçek) wahr\asıl adı sein eigentlicher Name\asıl sanat budur das ist wahre Kunst\asıl sebep der wahre Grundaslı çıkmak sich als wahr herausstellen2) ( ana) Haupt-, Grund-\asıl sebep der Hauptgrund3) (\asıl sayı) Kardinal- -
4 neden
-
5 mucip
-i mucip olmak nach sich ziehen, erfordern;mucip sebep JUR Argument n; Beweis m -
6 forsmajör
→ mücbir sebep höhere Gewalt -
7 göstermek
I vt1) zeigen2) ( işaretle belirtmek) zeigen (auf), deuten (auf), hinweisen (auf)3) demonstrieren; ( film) vorführenbu resmin neyi gösterdiğini anlamıyorum ich verstehe nicht, was dieses Bild darstellen soll4) ( dayanışma) bekunden, demonstrierenbirine kolaylık \göstermek jdm Erleichterungen gewähren7) ( öğretmek) beibringen, anleitenbirine bir şeyi \göstermek jdm etw beibringen, jdn zu etw anleiten8) ( etmek)gayret \göstermek sich anstrengen [o bemühen]ilaç etkisini gösterdi das Medikament hat angeschlagenbirine şaygı \göstermek jdn achten [o respektieren] -
8 hiçbir
1) \hiçbir sebep yokken ohne jeden Grund\hiçbir şey gar nichts, überhaupt nichts\hiçbir şey söylemeden ohne etwas zu sagen\hiçbir şeyden haberi yok er hat von nichts eine Ahnung\hiçbir şeye benzememek nach nichts aussehen2) \hiçbir bahane, \hiçbir kaçamak yolu bulamamak keine Ausrede, keine Ausflüchte finden können -
9 hikmet
hikmet s -
10 illet
-
11 mücbir
-
12 münasebet
-
13 yaratmak
См. также в других словарях:
sebep — is., bi, Ar. sebeb Bir şeyin olmasına veya belli bir hâlde bulunmasına yol açan şey Aynayı kırmamın hiçbir sebebi yoktur. S. F. Abasıyanık Birleşik Sözler sebep bilimi hafifletici sebep mucip sebep mücbir sebep sudan sebep … Çağatay Osmanlı Sözlük
sebep olmak — neden olmak, yol açmak Bir aralık, ne sebep oldu bilmem, daha sıkı uğramaya başladım. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
sebep bilimi — is. Neden bilimi … Çağatay Osmanlı Sözlük
sebep olan sebepsiz kalsın — herhangi bir kötü duruma yol açanlar için kullanılan bir ilenme … Çağatay Osmanlı Sözlük
hafifletici sebep — is., bi Suçun hafiflemesine sebep olan durum veya olay, hafifletici neden … Çağatay Osmanlı Sözlük
sudan sebep — is., bi Baştan savma, inandırıcı olmaktan uzak sebep … Çağatay Osmanlı Sözlük
mucip sebep — is., bi Gerekçe … Çağatay Osmanlı Sözlük
mücbir sebep — is., bi, huk. Herhangi bir kimse tarafından alınacak önlemlere karşı, önüne geçilmesi olanaksız, borcun yerine getirilmesine engel, borçlunun iradesi dışında beklenmedik olaylar … Çağatay Osmanlı Sözlük
mücbir sebep — Herhangi bir kimse tarafından alınacak önlemlere karşı, önüne geçilmesi olanaksız, borcun yerine getirilmesine engel, borçlunun iradesi dışında beklenmedik olaylar … Hukuk Sözlüğü
meydan açmak — sebep olmak Bu hareket, daha ileride kim bilir ne boğuşmalara meydan açacaktır? R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
vesile bulmak — sebep yaratmak, bahane göstermek Bir vesile bulup size takdim edilmek pek kolay bir iş oldu. H. C. Yalçın … Çağatay Osmanlı Sözlük