-
101 pochmurný
karanlık -
102 pošmourný
karanlık -
103 temný
karanlık -
104 тёмный
karanlık; koyu renk; kara; cahil* * *1) karanlıkтёмная ко́мната — тж. фото karanlık oda
ночь была́ тёмной — gece karanlıktı
э́то лека́рство на́до храни́ть в тёмном ме́сте — bu ilaç ışıksız yerde korunur
2) koyu renkтёмная соро́чка — koyu renk gömlek
у неё во́лосы тёмные — koyu renk saçlıdır
3) перен. ( неясный) karanlıkв те́ксте есть тёмные места́ — metinde karanlık yerler var
4) перен. ( мрачный) karaв те тёмные дни́ — o kara günlerde
5) перен. ( подозрительный) karanlıkтёмные дела́ — karanlık işler
6) перен. ( невежественный) cahil -
105 темень
-
106 dark
karanlik; esmer, koyu, siyaha yakin; gizli, karanlik,karanlik; (resim) gölge, koyu renk; cehalet -
107 засветло
-
108 мрак
-
109 темнота
karanlık; cehalet,bilgisizlik* * *ж1) karanlıkв темноте́ — karanlıkta
2) перен. ( невежество) bilgisizlik, cehalet, cahillik -
110 gloomy
karanlik; üzüntülü, mahzun, karanlik -
111 murky
karanlik, nahos; utanç verici, karanlik -
112 дотемна
-
113 темная комната
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > темная комната
-
114 dark ages
karanlık çağlar, ortaçağın ilk yarısı* * *orta çağ -
115 dark current
karanlık akım -
116 dark discharge
karanlık deşarj -
117 dark resistance
karanlık direnci -
118 dark room
karanlık oda -
119 dark segment
karanlık kesim -
120 dark spot
karanlık nokta
См. также в других словарях:
karanlık — sf., ğı 1) Işığı olmayan, bütünü veya bir parçası ışıktan yoksun olan 2) is. Işık olmama durumu Biz, karanlığın içinde ilerliyoruz. H. Taner 3) mec. Yasalara, töreye uygun olmayan Bu karanlık işlerin hesabını sorarlar. M. Ş. Esendal 4) mec.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
karanlık basmak (veya çökmek) — hava kararmak Akşamdı, ortalığa hafif bir karanlık çökmüştü. R. N. Güntekin Tekrar ana yola geldiğim zaman karanlık basmıştı. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
karanlık kesilmek — ortalık birdenbire kararmak Gece kandili birdenbire sönmüş, oda zifirî karanlık kesilmişti. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
karanlık oda — is. Fotoğraf camı banyosu, röntgen muayenesi vb. işlerin yapıldığı ışıksız oda … Çağatay Osmanlı Sözlük
karanlık etmek — bir şeyin önünde durarak görünmesine engel olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
zifirî karanlık — is., ğı Çok karanlık Sanki o saniye gözlerime perde inmiş de her taraf zifirî karanlık olmuş. S. M. Alus … Çağatay Osmanlı Sözlük
alaca karanlık — is., ğı Güneş doğmadan önceki veya battıktan hemen sonraki aydınlık, yarı karanlık … Çağatay Osmanlı Sözlük
yarı karanlık — is., ğı Aydınlık ile karanlık arası bir durum … Çağatay Osmanlı Sözlük
AMUS — Karanlık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
DAMİC — Karanlık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜDLEHİMM — Karanlık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük