Перевод: с турецкого на все языки

со всех языков на турецкий

gitmeye

См. также в других словарях:

  • gel denilen yere gitmeye ar eyleme, gelme denilen yere gidip yerini dar eyleme — çağrıldığın yere gitmekten çekinme, gelme denilen yere de gitme, orada sana ilgi göstermezler anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ayaklanmak — nsz 1) Çocuk yürümeye başlamak 2) Hasta iyileşip yürüyebilir duruma gelmek 3) Ayağa kalkıp gitmeye davranmak 4) mec. Toplu biçimde zor ve şiddet kullanarak devlet güçlerine karşı gelmek, başkaldırmak, isyan etmek 5) mec. Uyanmak, uyanıp kalkmak… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • belalı — sf. 1) Yorucu, üzücü, can sıkıcı Bu belalı işin iyi gitmeye başlamasının daha ucundayız. H. R. Gürpınar 2) Kavgacı, şirret 3) is. Yolsuz kadının zorba dostu Belalıları başından taşkın kadınlarla uğraşacak yaşta değiliz. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • davranmak — nsz 1) Bir kimseye veya bir şeye karşı belli tavır takınmak Hiç gerekmezken dönüyor ve onu yeni görmüş gibi davranıyor. T. Buğra 2) e Bir şeye el atmak, girişmek Polisi görünce kaçmaya davrandılar. H. Taner 3) e Bir işi yapmaya hazır olmak,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • deneyüstücülük — is., ğü, fel. 1) İnsan bilgisinin niteliğini ve ilkelerini akıl yoluyla çözmek amacıyla deney alanının ötesine gitmeye çalışan anlayış, mütealiye, transandantalizm 2) Ahlakta belli bir gizemciliği savunan, Tanrı, doğa ve insanı kaynaştırmaya… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gelmek — den, e, nsz, ir 1) Bir yere gitmek, ulaşmak, varmak Gurbetten gelmişim yorgunum, hancı. B. S. Erdoğan 2) Geriye dönmek ... adamı Ödemiş ten aldım geldim, her masrafını çektim. N. Cumalı 3) Oturmaya, ziyarete gitmek Dün akşam amcamlar bize geldi.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hastalıklı — sf. Vücut direnci az olan, çabuk hastalanan, mariz Memleketine gitmeye can atan bu hastalıklı, cılız Memo nun meteliği yoktu. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • metronom — is., müz., Fr. métronome Bir müzik parçasının hangi hızla çalınması gerektiğini gösteren alet İki cam silici demir şimdi bir metronom temposuyla sağa sola gitmeye başladılar. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • müteveccih — sf., esk., Ar. muteveccih 1) Bir yere gitmeye, bir şeyi yapmaya karar veren 2) Yönelik …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • niyetlenmek — e 1) Niyet etmek, tasarlamak Birkaç kere gitmeye niyetlendi. Y. Z. Ortaç 2) Oruç tutmaya karar vermek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • oba — is. 1) Göçebelerin konak yeri Yarın daha gün ışımadan kovduracağım onları obadan. Y. Kemal 2) Bu yerde konaklayan göçebe halk veya aile Dayısı, amcası dâhil, obadan, oymaktan kimse dünür gitmeye gönüllü değildir. T. Buğra 3) Genellikle bölmeli… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»