Перевод: со всех языков на турецкий

с турецкого на все языки

gösterme

  • 1 nominatie

    gösterme s

    Nederlands-Turks mini woordenboek > nominatie

  • 2 indicating device

    gösterme tertibatı

    English-Turkish dictionary > indicating device

  • 3 προβολή

    gösterme, sergileme

    Ελληνικό – Τουρκικό Λεξικό > προβολή

  • 4 demonstrativ

    gösterme...
    işaret...

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > demonstrativ

  • 5 Demonstrativpronomen

    gösterme adılı
    işaret zamiri

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > Demonstrativpronomen

  • 6 indicating device

    gösterme tertibati

    English to Turkish dictionary > indicating device

  • 7 showing

    gösterme, gösterim, sergileme

    English to Turkish dictionary > showing

  • 8 indicating device

    gösterme tertibatı

    English-Turkish new dictionary > indicating device

  • 9 забота

    kaygı,
    tasa,
    düşünce; özen gösterme
    * * *
    ж
    1) ( тревога) kaygı; tasa; düşünce

    без забо́т и без хлопо́т — kaygısız tasasız

    у него́ одна́ забо́та... — onun tek kaygısı...

    ему и забо́ты ма́ло! — vazifesi mi?; umurunda bile değil!

    забо́та о своём бу́дущем — geleceğini düşünme

    забо́та о больно́м — hastaya özenle bakma

    забо́та о ро́сте благосостоя́ния наро́да — halkın refahının artmasına özen gösterme

    ••

    то́лько у меня́ и забо́ты! — umurumun teki!

    что, у тебя́ други́х забо́т нет? — ирон. başka derdin mi kalmadı?

    э́то не твоя́ забо́та — orasını sen düşünme

    э́то уж твоя́ забо́та — bunu artık sen düşüneceksin

    Русско-турецкий словарь > забота

  • 10 understatement

    n. az gösterme, olduğundan küçük gösterme
    * * *
    noun It's an understatement to say he's foolish - he's quite mad.) olduğundan daha hafif gösterme

    English-Turkish dictionary > understatement

  • 11 оказание

    с

    оказа́ние по́мощи — yardım gösterme, yardımda bulunma

    оказа́ние сопротивле́ния поли́ции — polise karşı gelme

    с це́лью оказа́ния давле́ния на кого-л.birine baskı yapmak amacıyla

    Русско-турецкий словарь > оказание

  • 12 показывать

    несов.; сов. - показа́ть
    1) врз göstermek

    показа́ть ребёнка врачу́ — çocuğu doktora muayene ettirmek

    пока́зывать кому-л. го́род — birine şehri göstermek / gezdirmek

    пока́зывать фильм — filim göstermek

    пока́зывать кому-л. доро́гу — birine yolu göstermek

    пока́зывать глаза́ми что-л. — gözleriyle bir şeyi göstermek / işaret etmek

    2) ( изображать) göstermek, sergilemek, gözler önüne sermek

    а́втор пока́зывает жизнь дере́вни — yazar köyün hayatını sergiliyor / gözler önüne seriyor

    3) ( проявить) göstermek, ortaya koymak

    пока́зывать хра́брость — yiğitlik göstermek

    показа́ть своё полити́ческое лицо́ — kendi siyasi kişiliğini ortaya koymak

    4) (обнаружить, раскрыть) göstermek, sergilemek; ortaya koymak

    пока́зывать оши́бочность чего-л. — bir şeyin yanlışlığını sergilemek / gösterme

    не пока́зывать свои́х чувств — duygularını belli etmemek / dışa vurmamak

    вре́мя пока́жет — zaman gösterecek (bunu)

    перегово́ры показа́ли, что... — görüşmeler... gösterdi / ortaya koydu

    кома́нда показа́ла хоро́ший футбо́л — takım iyi bir futbol çıkardı / ortaya koydu

    часы́ пока́зывали три — saat üçü gösteriyordu

    показа́ть результа́т 18 ме́тров — спорт. 18 metrelik derece yapmak

    что́бы показа́ть хоро́ший результа́т в кома́ндном зачёте... — takım tasnifinde iyi bir dereceye gitmek için...

    пока́занная им сре́дняя ско́рость — kaydettiği vasati sürat

    на стометро́вке он показа́л (результа́т) 11 секу́нд — yüz metrede 11 saniyelik derece yaptı

    я тебе́ покажу́! — разг. gösteririm / öğretirim sana!

    вре́мя пока́жет — zaman gösterecek (bunu)

    7) ( давать показания) ifade vermek; tanıklık etmek

    как показа́л свиде́тель,... — tanığın verdiği ifadeye göre

    он показа́л на тебя́ — senin aleyhine tanıklık / şahadet etti

    ••

    показа́ть себя́ — kendini göstermek

    показа́ть язы́к — dil çıkarmak

    проти́вник показа́л спи́ну — düşman yüz geri etti

    Русско-турецкий словарь > показывать

  • 13 проявление

    с
    1) gösteri, tezahür, (kendini) gösterme

    проявле́ние хра́брости — yiğitlik gösterme

    проявле́ния до́брой во́ли — iyi niyet gösterileri

    борьба́ с проявле́ниями бюрократи́зма — bürokrasi belirtilerine karşı savaşım

    2) фото developman, develope etme

    Русско-турецкий словарь > проявление

  • 14 guidance

    n. rehberlik, kılavuzluk, yol gösterme, sevketme, yönlendirme, idare etme
    * * *
    yol gösterme
    * * *
    noun (advice towards doing something: a project prepared under the guidance of the professor.) kılavuzluk, rehberlik

    English-Turkish dictionary > guidance

  • 15 nomination

    n. atama, aday gösterme, adaylık, tayin
    * * *
    aday gösterme
    * * *
    1) (the act of nominating: the nomination of a president.) adaylık, aday göster(il)me
    2) (a suggestion of a particular person for a post etc: We've had four nominations for the job.) adaylık (teklifi)

    English-Turkish dictionary > nomination

  • 16 presentation

    n. tanıtım, sergileme, tanıtma, sahneye koyma, takdim, sunma, sunuş, arz, sahneleme, gösterim, gösterme, ibraz, aday gösterme, tavsiye etme, armağan, hediye, kavrama gücü
    * * *
    1. prezantasyon 2. sunu 3. sunum
    * * *
    [pre-]
    1) (the act of presenting: the presentation of the prizes; the presentation of a new play; ( also adjective) a presentation ceremony; a presentation gold watch.) sunma
    2) (the manner in which written work etc is presented or set out: Try to improve the presentation of your work.) sunuluş
    3) (a performance, or set of repeated performances, of a play, opera etc: This is the best presentation of `Macbeth' that I've ever seen.) oyun, temsil

    English-Turkish dictionary > presentation

  • 17 Auftreten

    Auftreten <-s> nt
    1) ( Erscheinung) kendini gösterme, baş gösterme, ortaya çıkma; ( Schauspieler) sahneye çıkma;
    bei \Auftreten von Schwierigkeiten ortaya güçlük [o zorluk] çıktığında
    2) ( Benehmen) tavır;
    ein sicheres \Auftreten haben kendinden emin bir tavrı olmak

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > Auftreten

  • 18 Leistungsdruck

    kein pl başarı gösterme baskısı, performans stresi;
    hohem \Leistungsdruck ausgesetzt sein başarı gösterme baskısına maruz kalmak

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > Leistungsdruck

  • 19 Rechtfertigung

    1) haklı çıkarma
    2) ( eines Verhaltens) haklı sebep gösterme ( für için), mazeret gösterme ( für için)

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > Rechtfertigung

  • 20 زهو

    I
    زَهْو
    1. kasıntı
    Anlamı: büyüklenme, gurur
    2. kıtır
    Anlamı: uydurma söz, yalan
    3. gösteriş
    4. gurur
    Anlamı: kendini beğenme, büyüklenme, kibir
    5. martaval
    Anlamı: yalan, uydurma söz, palavra
    6. görkem
    7. atıcılık
    Anlamı: yalancılık, uydurmacılık
    8. sahtelik
    9. atmasyon
    Anlamı: palavra, uydurma
    10. çalım
    Anlamı: gösteriş
    11. yalan
    12. ığrıp
    Anlamı: yalan, düzen
    13. kibir
    Anlamı: kendini büyük görme, başkalarından üstün tutma
    14. debdebe
    Anlamı: görkem, gösteriş, şatafat, ihtişam
    II
    زُهُو
    1. kasıntı
    Anlamı: büyüklenme, gurur
    2. gösteriş
    3. gurur
    Anlamı: kendini beğenme, büyüklenme, kibir
    4. kibir
    Anlamı: kendini büyük görme, başkalarından üstün tutma
    5. caka
    Anlamı: gösteriş, çalım, kabadayılık

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > زهو

См. также в других словарях:

  • gösterme — is. 1) Göstermek işi 2) Teşhir, sergileme Birleşik Sözler gösterme hakkı gösterme parmağı gösterme sıfatı gösterme zamiri …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gösterme zarfı — is., dbl. Bir fiilin, bir adın veya bir zarfın anlamını gösterme yoluyla sınırlayan zarf: Ta uzaklara gitti gibi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gösterme hakkı — is., huk. Sinema, tiyatro, konser vb. görsel sanatlarda telif hakkı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gösterme parmağı — is. Elde başparmaktan sonraki parmak, işaret parmağı, şehadet parmağı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gösterme sıfatı — is., dbl. İşaret sıfatı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gösterme zamiri — is., dbl. İşaret zamiri …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gösterme hakkı — Sinema, tiyatro, konser vb. görsel sanatlarda telif hakkı …   Hukuk Sözlüğü

  • yön gösterme eki — is., dbl. Yön bildiren, yer ve zaman adları yapan ek, yön eki: son ra, taş ra, dış arı, iç eri vb …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • daha, dahacık diha — gösterme, işaret etme, başka yokmu? …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • ibraz — gösterme; meydana çıkarma; sunma …   Hukuk Sözlüğü

  • göstermecilik — is., ği, ruh b. 1) Cinsel organlarını gösterme biçiminde görülen ruhsal sapıklık, ut açıcılık, teşhircilik, eksibisyonizm 2) Kendini üstün gösterme çabası Her ayrıcalık hevesinin kökeninde bir kompleks, bir göstermecilik duygusu yattığı görülür.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»