-
101 kılmak
1. أدى [أَدَّى]Anlamı: ''etmek'', ''yapmak'' anlamında yardımcı fiil olarak kullanılır2. قام [قامَ]Anlamı: ''etmek'', ''yapmak'' anlamında yardımcı fiil olarak kullanılır -
102 eylem
action, practice, deed " fiil, aksiyon; verb" fiil -
103 hərəkət
eylem, fiil, hareket, yürürlükdevinim, eylem, fiil, hareket, yürürlük -
104 Fьhrungsstab der Luftwaffe
Универсальный русско-немецкий словарь > Fьhrungsstab der Luftwaffe
-
105 kavil
выпад. -vli1) уст. сло́воkavlince — по его́ слова́м
kavil ve fiil — слова́ и дела́, слова́ и посту́пки
2) договорённость, угово́рkavlimiz böyle mi idi? — ра́зве мы так догова́ривались?
-
106 взаимный
karşılıklı* * *взаи́мные обвине́ния — karşılıklı suçlamalar
••глаго́л взаи́много зало́га — грам. işteş fiil
-
107 возвратный
dönüşlü,iadeli* * *в соч.возвра́тный глаго́л — грам. dönüşlü fiil
возвра́тный тиф — грам., мед. dönüşlü humma
-
108 вспомогательный
yardımcı* * *вспомога́тельный медици́нский персона́л — yardımcı sağlık personeli
вспомога́тельное су́дно — yardımcı gemi
••вспомога́тельный глаго́л — грам. yardımcı fiil
-
109 глагол
м, грам. -
110 дееспособность
ж, юр. -
111 дееспособный
-
112 действительный
gerçek; geçerli* * *1) gerçekдействи́тельный слу́чай — olmuş bir vaka
отлича́ть ка́жущееся от действи́тельного — görünen ile gerçekte olanı birbirinden ayırt etmek
2) geçerliбиле́т действи́телен? — bilet geçerli mi?
••глаго́л действи́тельного зало́га — грам. etken fiil
действи́тельная вое́нная слу́жба — muvazzaf hizmet
действи́тельный член Акаде́мии нау́к — Bilimler Akademisinin asli üyesi
-
113 деяние
-
114 залог
rehine koyma,ipotek etme; rehin; depozito; kefalet; güvence; dilb. çatı* * *I м1) ( вещей) rehine koyma; rehin / ipotek etme ( недвижимости)2) ( заложенная вещь) rehin (- hni)3) ( денежная гарантия) depozito; (nakdi) kefaletвнести́ зало́г — depozito yatırmak
он освобождён под зало́г — kefaletle tahliye edildi
4) перен. güvenceII м, грам.глаго́л действи́тельного зало́га — etken fiil
-
115 инфинитив
м, грам. -
116 недееспособность
ж, юр. -
117 недееспособный
-
118 неправильный
1) ( неверный) yanlış; doğru olmayanстать на непра́вильный путь — yanlış yol tutmak
непра́вильная фра́за — düşük cümle
2) ( ненормальный) anormal; kuralsız; namütenasip ( непропорциональный)3) ( несправедливый) haksız; adaletsiz••непра́вильный глаго́л — грам. kuralsız fiil
-
119 переходный
-
120 правильный
1) düzgün; kurallıпра́вильное произноше́ние — düzgün telaffuz
пра́вильный глаго́л — kurallı fiil
2) (верный, точный) doğruпра́вильный отве́т — doğru / sıhhatli bir cevap
пра́вильное реше́ние вопро́са — sorunun doğru çözülmesi
3) (регулярный, равномерный) düzenliпра́вильное бие́ние се́рдца — düzgün nabız
4) ( хороший - о человеке) doğru, dürüst5) мат. düzgünпра́вильный многоуго́льник — düzgün çokgen
См. также в других словарях:
fiil — is., Ar. fiˁl 1) İş, davranış 2) dbl. Olumlu veya olumsuz olarak çekimli durumda zaman kavramı taşıyan veya zaman kavramı ile birlikte kişi kavramı veren kelime, eylem Birleşik Sözler fiil cümlesi fiil çekimi fiil gövdesi fiil kökü fiil tabanı … Çağatay Osmanlı Sözlük
FİİL — (Fi l) Müessirin te siri. Amel, iş. *Gr: Hâdiseye veya zamana delâlet eden kelime. (Sarf bilgisinde geniş izahı vardır.) Türkçede; gelme, gitme, yazma, okuma, gezme gibi kelimelere de fiil denir. (Fi l diye de yazılır … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
fiil çekimi — is., dbl. Fiil, ad kök veya gövdelerine zaman kavramı ile birlikte kişi kavramı da veren eklerin getirilmesi, fiil tasrifi … Çağatay Osmanlı Sözlük
fiil gövdesi — is., dbl. Kökü bir başka yapım eki almış fiil … Çağatay Osmanlı Sözlük
fiil kökü — is., dbl. Fiil soyundan bir kelimenin bölünmeyen anlamlı kısmı … Çağatay Osmanlı Sözlük
fiil tabanı — is., dbl. Fiil kök ve gövdelerinin çekim eki almamış hâli … Çağatay Osmanlı Sözlük
fiil tasrifi — is., dbl., esk. Fiil çekimi … Çağatay Osmanlı Sözlük
FIIL — fiilio … Abbreviations in Latin Inscriptions
fiil — eylem; hareket; edim; iş … Hukuk Sözlüğü
fiil cümlesi — is., dbl. Bildirme veya isteme kiplerinden biriyle kurulan ve olumsuzu ma/ me eki ile yapılan cümle … Çağatay Osmanlı Sözlük
fiil ehliyeti — Bir kimsenin, kendi eylemleriyle haklar ve yükümlülükler yaratması yeteneği … Hukuk Sözlüğü