-
21 Abend
Abend <-s, -e> ['a:bən] m1) akşam;Heiliger \Abend Noel arifesi;am \Abend akşamleyin;am nächsten \Abend ertesi günün akşamı;am frühen \Abend akşamın erken saatlerinde;am selben \Abend aynı günün akşamı;am \Abend des 23. März 23 Mart akşamı;gegen \Abend akşama doğru, akşamüstü [o akşamüzeri];\Abend für \Abend akşamdan akşama;eines \Abends bir akşam;heute/gestern/morgen \Abend bu/dün/yarın akşam;es wird \Abend akşam oluyor;zu \Abend essen akşam yemeği yemek;guten \Abend! iyi akşamlar!;es ist noch nicht aller Tage \Abend gün doğmadan neler doğar;man soll den Tag nicht vor dem \Abend loben ( prov) suyu görmeden paçaları sıvamamalı2) ( Veranstaltung) gece;ein bunter \Abend renkli bir gece -
22 blanc
I1 sans couleur beyaz [be'jaz]2 clair beyaz [be'jaz]3 fig sayılmayan4 nuit blanche beyaz gece5 bulletin blanc boş oyIIn m1 couleur beyaz [be'jaz]◊La mariée est en blanc. — Gelin beyazlar içinde.
2 vide boşluk [boʃ'ɫuk]3 beyaz şarap4 blanc de poulet tavuk beyazı5 blanc d'œuf yumurta beyazı6 chèque en blanc açık çek -
23 хороший
iyi,güzel; yakışıklı* * *1) врз iyi; güzelхоро́ший челове́к — iyi adam / insan
хоро́ший отве́т — iyi bir cevap
хоро́шая мысль — iyi fikir
хоро́шая но́вость / весть — iyi haber
хоро́ший дом — iyi / adamakıllı bir ev
хоро́шие ви́на — iyi / kaliteli şaraplar
хоро́шая зарпла́та — dolgun ücret / maaş
он зарабо́тал хоро́шие де́ньги — iyi para kazandı
э́то - хоро́шее нача́ло — bu olumlu bir başlangıçtır
хоро́ший друг — yakın dost
он мой хоро́ший знако́мый — onu yakından tanırım
вы́пал хоро́ший дождь — iyi yağmur yağdı
э́то пальто́ мне хорошо́ — bu palto bana iyi geldi
они́ в хоро́ших отноше́ниях — araları iyidir
хоро́шая по́рция моро́женого — bol bir porsiyon dondurma
кака́я хоро́шая ночь! — ne güzel bir gece!
2) в соч., тк. кратк. ф., разг.хоро́ш друг! — bir de buna dost denirmiş! aşkolsun dostluğuna!
ты то́же хоро́ш! — sen de az değilsin ama!
он уже́ хоро́ш (о пьяном) — tam oldu artık
она́ хоро́ша́ собо́й — kız / kadın çok güzeldir
4) (хоро́шее) → сущ., с iyi, iyilikон сде́лал нам мно́го хоро́шего — bize çok iyiliği dokundu
отлича́ть хоро́шеё от дурно́го — iyiyi kötüden ayırmak
••всего́ хоро́шего! — iyi günler! devletle! selametle!
-
24 bin
bin tausend; Tausend f;bin bir gece Tausendundeine Nacht;bin dikkatle mit größter Vorsicht;binde bir ein Tausendstel, ein Promille; sehr selten;bini bir paraya im Überfluss; spottbillig;binlerce zu Tausenden -
25 blanche
1 sans couleur beyaz [be'jaz]2 clair beyaz [be'jaz]3 fig sayılmayan4 nuit blanche beyaz gece5 bulletin blanc boş oy -
26 soirée
n f1 akşam üzeri◊Il m'a appelé dans la soirée. — Beni akşam üzeri arayacak.
2 fête gece eğlencesi -
27 мрачный
karamsar* * *1) karanlıkмра́чная ночь — karanlık bir gece
2) iç karartıcı; kapanıkме́сто там мра́чное — orası kapanık bir yer
3) перен. kara; karanlık; karamsarмра́чные мы́сли — kara kara / karamsar düşünceler
в те мра́чные дни — o kara günlerde
он нарисова́л о́чень мра́чную карти́ну — çok karanlık bir tablo çizdi
страна́ пережива́ла са́мый мра́чный пери́од свое́й исто́рии — ülke, tarihinin en karanlık dönemini yaşıyordu
4) перен. asık; somurtkan (угрюмый, хмурый по характеру)мра́чное лицо́ — asık / somurtuk yüz
-
28 overnight stay
n. bir gece kalma, bir gecelik kalış -
29 overnight stay
n. bir gece kalma, bir gecelik kalış -
30 renkli
-
31 intime
-
32 promettre
-
33 recherché
-
34 recherchée
-
35 felâket
беда́ (ж) бе́дствие (с) катастро́фа (ж) несча́стье (с)* * *1.бе́дствие, катастро́фа, беда́, несча́стьеfelâketler [görüp] geçirmek — пережи́ть несча́стье / мно́го бе́дствий
2.felâkete uğramak — попа́сть в беду́
ужа́сный, кошма́рныйfelâket bir gece — кошма́рная ночь
felâket sıcak — стра́шная жара́
-
36 безлунный
безлу́нная ночь — aysız bir gece
-
37 душный
havasız; boğucuду́шная ночь — boğucu bir gece
ду́шная ко́мната — havasız oda
-
38 go on a spree
v. alem yapmak, eğlenmek, felekten bir gece yaşamak -
39 spend a wakeful night
v. uykusuz bir gece geçirmek -
40 go on a spree
v. alem yapmak, eğlenmek, felekten bir gece yaşamak
См. также в других словарях:
bir gecelik — sf., ği 1) Bir gece için, bir geceye ait 2) Bir gece içinde olup biten … Çağatay Osmanlı Sözlük
gece işi, körler işi — gece yapılan işin verimli olamayacağını anlatan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
gece — is. 1) Güneş battıktan gün ağarıncaya kadar geçen süre, tün, şeb, gündüz karşıtı Kel Hasan kumpanyası o gece bir komedi dram oynuyordu. O. C. Kaygılı 2) Bu süre içindeki karanlık 3) Eğlence, anma vb. amaçlarla geceleyin düzenlenen toplantı Bütün… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
geçe — 1. is., hlk. Karşılıklı iki yandan her biri, yaka Suyun öteki geçesi. 2. zf. Herhangi bir saat başını geçerek, geçerken Gece yarısını iki saat geçe, misafirler dağıldılar. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
gece kuşu — is., mec. 1) Geceleri gezmeyi seven kimse 2) Geceleri uyuyamayan kimse 3) Geceleri para karşılığı erkeklerle ilişki kuran kadın Bekâr arkadaşlardan birisi gece kuşlarından gözüne kestirdiği bir tazeyi otele davet etti. B. R. Eyuboğlu 4) hlk.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gece yatısı — is. Geceyi bir yerde konuk olarak geçirme Artık Ruhsar la gelir, gece yatısına kalırız. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
gece gündüz dememek — 1) vaktin uygun olup olmadığına bakmamak, vakit seçmemek 2) bir işi sürekli olarak, ara vermeksizin yapmak Bu müddet zarfında miralay bey gece demiyor, gündüz demiyor, ha babam ha çalışıyordu. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir karıyla bir koca, dırdır eder her gece — sıkıntı veya yalnızlık yüzünden iki dost bile birbiriyle dalaşır, anlamsız konuşur anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
gece körlüğü — is., tıp Beslenmede A vitamini yetersizliğinden ortaya çıkan bir hastalık belirtisi, tavukkarası … Çağatay Osmanlı Sözlük
gece yayı — is., gök b. Güneşin gök küresinde bir gün boyunca çizdiği çemberin ufuk altında kalan parçası … Çağatay Osmanlı Sözlük