-
1 bacaklarını ayırarak
prep. astride -
2 bacaklarını ayırarak ata binmek
v. ride astrideTurkish-English dictionary > bacaklarını ayırarak ata binmek
-
3 bacaklarını ayırarak binmek
v. bestride -
4 bacaklarını ayırarak yürümek
v. straddle -
5 bacaklarını açarak durma
n. straddle -
6 bacaklarını açarak durmak
v. straddle -
7 bacaklarını açmak
v. stretch one's legs -
8 bacaklarını dümdüz açarak eğilme hareketi
n. splitsTurkish-English dictionary > bacaklarını dümdüz açarak eğilme hareketi
-
9 bacaklarını dümdüz açarak eğilmek
v. do the splitsTurkish-English dictionary > bacaklarını dümdüz açarak eğilmek
-
10 bacaklarını çalıştırmak
strech one's legs -
11 kol va bacaklarını sararak tırmanmak
v. swarm, swarm upTurkish-English dictionary > kol va bacaklarını sararak tırmanmak
-
12 germek
-
13 sarkıtmak
vt2) bacaklarını \sarkıtmak die Beine baumeln lassen -
14 uzatmak
vt2) ( temdit etmek) verlängern3) ( görüşmeleri) in die Länge ziehen, hinauszögernuzatmayalım, ... kurzum...4) ( bacaklarını) ausstreckenayağını yorganına göre \uzatmak ( fig) sich nach der Decke streckendemir sacı çekiçleyerek/haddeleyerek \uzatmak Eisenblech durch Hämmern/Walzen strecken5) saç/sakal \uzatmak sich die Haare/einen Bart wachsen lassen6) ( germek) spannen7) ( vermek)birine bir şeyi \uzatmak jdm etw überreichenbirine elini \uzatmak jdm die Hand reichen [o entgegenstrecken]
См. также в других словарях:
bacaklarını uzatmak — hiçbir şey yapmadan, hiçbir şeyle ilgilenmeden oturmak, tembel tembel zaman öldürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
apışak — bacaklarını açarak yürümek … Beypazari ağzindan sözcükler
apışak — sf., ğı, hlk. Bacaklarını açarak yürüyen, ayrık bacaklı … Çağatay Osmanlı Sözlük
apışmak — nsz 1) Hayvan yorgunluktan bacaklarını birbirinden ayırarak çöküvermek 2) mec. Ne yapacağını kestirememek, şaşırmak 3) hlk. Oturmak, bacakları ayırarak çömelmek Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller apışıp kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
apul apul — zf. Tombul çocuklar bacaklarını açarak (salına salına yürümek) Apul apul gidiyor … Çağatay Osmanlı Sözlük
bacak — is., ğı, anat. 1) Vücudun kasıktan tabana kadar olan bölümü Yorgun vücudunu zahmetle taşıyan ince bacakları üstünde doğruldu. P. Safa 2) anat. Hayvanlarda yürümeye veya atlamaya yarayan organ 3) Bazı şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çeyreklemek — i Süt çocuklarının kollarını ve bacaklarını çaprazlayarak vücutlarına idman yaptırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dalma — is. 1) Dalmak işi 2) sp. Güreşçinin ayaktayken birden eğilerek rakibinin bacaklarını kapması Birleşik Sözler çift dalma … Çağatay Osmanlı Sözlük
Hint güreşi — is., sp. Karşıt yönde yan yana ve sırtüstü yatan bir çiftin, iç yandaki bacaklarını kenetleyerek birbirlerini çevirme çabası … Çağatay Osmanlı Sözlük
kötürüm — sf. 1) Yaşlılık veya sakatlık sebebiyle yürüyemeyen, ayağa kalkamayan (kimse), oturak Duvar diplerinde kötürüm gibi yatıyorlar, uyukluyorlardı. Ö. Seyfettin 2) Yürüyemeyecek derecede sakat (bacak) O vakit, iki yanmış odundan hiç fark edilmeyen… … Çağatay Osmanlı Sözlük
küstah — sf., Far. gustāḫ Saygısız, kaba, terbiyesiz (kimse) Babasının koltuğuna küstah bir tarzda oturmuş, bacaklarını, yatar gibi uzatmış ve laubali şeyler söylüyor. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük