-
81 mitnehmen
mit|nehmenirr vtzum M\mitnehmen, bitte! paket olsun, lütfen!;ich habe ihn im Auto mitgenommen onu arabayla getirdim [o götürdüm]2) ( stehlen) yürütmek, aparmak, çalmak -
82 munden
-
83 Neujahr
-
84 nicht
nicht [nıçt]I adv değil;mein Vater ist \nicht zu Hause babam evde değil [o yok];\nicht viel später az sonra;\nicht mehr als -den fazla değil;\nicht mehr artık;\nicht einmal bir kere olsun;bestimmt \nicht kesinlikle, hiç mi hiç;\nicht mehr und \nicht weniger als......den ne çok ne az;\nicht nur..., sondern auch... yalnız...,... de;gar \nicht hiç;\nicht doch! yapmayın!, demeyin!;ich glaube \nicht, dass er kommt geleceğine inanmıyorum;ob du willst oder \nicht istesen de istemesen de;bitte \nicht! lütfen yapma!;tu's \nicht yapma;hab ich's \nicht gesagt? demedim mi?;was Sie \nicht sagen! demeyin!;was es \nicht alles gibt! neler neler yok ki!;\nicht einer hat's geschafft biri bile beceremediII part mi;\nicht wahr? değil mi? -
85 nie
hiç;noch \nie şimdiye kadar hiç;\nie mehr bir daha hiç;\nie und nimmer hiç mi hiç;besser spät als \nie ( prov) geç olsun da güç olmasın -
86 Ostern
-
87 Preis
Preis <-es, -e> [praıs] m1) (Kauf\Preis) fiyat;zum halben \Preis yarı fiyatına;um keinen \Preis asla, hiçbir biçimde;um jeden \Preis ne pahasına olursa olsun;einen hohen \Preis zahlen müssen pahalıya mal olmak -
88 recht
recht [rɛçt]I adjder \rechte Augenblick uygun an2) ich habe keine \rechte Lust pek hevesim yok3) ( richtig) doğru;hier geht es nicht mit \rechten Dingen zu burada bir şeyler dönüyorII adv1) ( sehr) çok;\recht tief çok derin;\recht herzlichen Dank çok teşekkürler2) ( ziemlich) oldukça, epeyce;\recht viel/oft oldukça fazla/sıkganz \recht! çok doğru!;jetzt erst \recht nicht! işte [o hele] şimdi hiç olmaz!;wenn ich es \recht überlege... iyice bir düşündüğümde...;\recht daran tun, sich zu entschuldigen özür dilemekle iyi etmek;ist es dir \recht wenn ich jetzt gehe? şimdi gidersem senin için uygun mu?;das soll mir \recht sein bana göre hava hoş;das geschieht ihm \recht ( fam) ona oh olsun;ich seh' wohl nicht \recht! ( fam) gözlerime inanamıyorum!;wenn ich Sie \recht verstehe sizi doğru anlıyorsam;verstehe mich bitte \recht beni lütfen yanlış anlama;ich weiß nicht \recht pek bilmiyorum;du kommst gerade \recht tam zamanında geldin;man kann ihm nichts \recht machen hiçbir şeyi beğenmiyor -
89 Respekt
-
90 schmecken
schmecken ['ʃmɛkən]I vies schmeckt nach nichts hiç tadı yok2) (gut \schmecken) lezzetli olmak;schmeckt dir die Suppe? çorba lezzetli mi?, çorbanın tadı hoşuna gitti mi?;es hat gut geschmeckt çok lezzetliydi;lass es dir \schmecken! afiyet olsun!;diese Kritik schmeckt ihm gar nicht ( fam) bu eleştiri hiç hoşuna gitmedi -
91 Schwamm
-
92 sollen
sollen <soll, sollte, sollen> ['zɔlən]1. modal vb1) ( müssen)was soll ich ( jetzt) tun? (şimdi) ne yapayım?;das hättest du nicht tun \sollen bunu yapmamalıydın2) ( Befehl)du sollst leise sein! sessiz olmalısın3) ( Notwendigkeit) gerekmek;man sollte mehr sparen daha fazla tasarruf etmek gerekir4) ( Wunsch)soll ich auf dich warten? seni bekleyeyim mi?;sie \sollen wissen... bilesiniz...;was soll ich ( dir) sagen? (sana) ne diyebilirim ki?;das soll sie haben bu ondaymış;hoch soll er leben! çok yaşasın!;das sollst du mir büßen alacağın olsun5) ( Vermutung) -miş;es soll morgen schneien yarın kar yağacakmış;das soll ich sein? bu ben miymişim?;so etwas soll es geben (b) öyle bir şey varmış6) ( Ungewissheit)soll das alles sein? hepsi bu kadar mı?;wer soll das sein? bu kimmiş?;solltest du ihn sehen, sag ihm... onu görecek olursan,... söylersin;mir soll es gleich sein benim için fark etmez2. viwas soll's? ne olmuş ki yani?;was soll der Mist? bu pislik de ne oluyor? -
93 spät
spät [ʃpɛ:t]I adj geç;am \späten Vormittag/Nachmittag öğleye/ikindiye doğru, öğleüstü/ikindiüstü, öğleüzeri/ikindiüzeri;von früh bis \spät sabahtan akşama kadarII adv geç;\spät aufstehen geç kalmak;er kam eine Stunde zu \spät bir saat geç kaldı;warum kommst du so \spät? niçin böyle geç geliyorsun?;wie \spät ist es? saat kaç?;besser \spät als nie ( prov) geç olsun da güç olmasın -
94 Übermut
etw aus lauter \Übermut tun bir şeyi sırf yaramazlık olsun diye yapmak2) ( Überheblichkeit) kibir -
95 Umstand
Umstand <-(e) s, -stände> mdie näheren Umstände sind noch nicht bekannt ayrıntılar henüz bilinmiyor2) jur sebep;mildernde Umstände hafifletici sebeplerunter Umständen duruma göre, belki, gerektiğinde;unter keinen Umständen hiçbir durumda [o şekilde];unter diesen Umständen bu durumda, bu koşullar [o şartlar] altında;unter allen Umständen hangi şartta olursa olsun, ille;den Umständen entsprechend şöyle böyle;in anderen Umständen sein bebek beklemek, hamile olmakdas macht gar keine Umstände hiç zahmet değil;machen Sie sich keine Umstände! (hiç) zahmet etmeyin! -
96 verdammt
-
97 verflixt
( fam) kör olası;\verflixt noch mal! lanet olsun!, Allah kahretsin!;\verflixt und zugenäht! hay Allah kahretsin! -
98 verflucht
-
99 Vollständigkeit
kein pl tamlık, tam olma, eksiksizlik;der \Vollständigkeit halber tam olsun diye, eksik olmasın diye -
100 wann
1) ( interrogativ) ne zaman;seit \wann? ne zamandan beri?;bis \wann? ne zamana kadar?;von \wann bis \wann? ne zamandan ne zamana?;ab \wann? ne zamandan itibaren?dann und \wann zaman zaman, ara sıra, kimi zaman
См. также в других словарях:
olsun — òlsun uzv. DEFINICIJA reg. ekspr. neka bude! [Bajram (šerif) mubarek olsun! riječi kojima se čestita Bajram] ETIMOLOGIJA tur. olsun … Hrvatski jezični portal
... olsun ... olsun — sözü geçen her şey Er olsun subay olsun, harpte ölen her askerin müşterek sembolü meçhul askerdir. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
olsun — 1. Yaxşı, razıyam, etirazım yoxdur. – Olsun, – deyə direktor gülümsündü. 2. «Ki» bağlayıcısı ilə: olsun ki. . . – ola bilsin ki. . . , ola bilər ki. . . , mümkündür ki. . . , yəqin, ehtimal ki. . . , bəlkə də. . . Olsun ki, o bu təklifi qəbul… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
şart olsun — 1) nikâhım üzerine yemin ederim ki, öyle değilse veya bunu yapmazsa karım boş düşsün (olsun) anlamında yemin olarak kullanılan bir söz Artık hep, evli adamlar gibi biz de şart olsun yeminine başladık. Ö. Seyfettin 2) yemin etmek için kullanılan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
feda olsun! — varsın gitsin, uğrunda yok olsun! anlamında kullanılan bir söz Böyle harmancı çingeneler, sana düzinelerle feda olsun! O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
helal olsun — 1) bir hizmet veya özverinin istenilerek yapıldığını ve takdir edildiğini göstermek için kullanılan bir söz Yol güzel, tarlalar cömert / Helal olsun yol parası. B. R. Eyuboğlu 2) hakkımı helal ediyorum anlamında kullanılan bir söz 3) bir davranış … Çağatay Osmanlı Sözlük
eksik olsun — 1) gereği yok anlamında kullanılan bir söz Böyle yardım eksik olsun. 2) ölsün! anlamında kullanılan bir ilenme sözü … Çağatay Osmanlı Sözlük
toprağı bol olsun — Müslüman olmayanlar için ruhu sükûn içinde olsun anlamında söylenen bir söz On dakikaya kalmadan adamcağız sizlere ömür! Toprağı bol olsun diyeceksiniz. R. Erduran … Çağatay Osmanlı Sözlük
MURO: Nalet Olsun İçimdeki İnsan Sevgisine — In diesem Artikel oder Abschnitt fehlen folgende wichtige Informationen: Vollständige Inhaltsangabe und Angaben zur Rezeption fehlen Du kannst Wikipedia helfen, indem du sie recherchierst und einfügst … Deutsch Wikipedia
dağ ardında olsun da yer altında olmasın — yaşasın da uzakta olsun anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
ervahına yuf olsun! — yazıklar olsun, Allah kahretsin! anlamında sövme veya kınama sözü … Çağatay Osmanlı Sözlük