Перевод: со всех языков на немецкий

с немецкого на все языки

üstelik

  • 1 üstelik

    1. subst Zugabe f
    2. adv als Zugabe; obendrein, (noch) dazu;
    üstelik de … mehr noch …

    Türkçe-Almanca sözlük > üstelik

  • 2 üstelik

    I s <- ği> Zugabe f
    II adv obendrein; ( ayrıca) noch dazu; ( bundan başka) außerdem

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > üstelik

  • 3 bile

    2. 1) (de, da) auch, selbst
    gitse \bile selbst wenn er geht
    önemli olmasa \bile auch wenn es nicht wichtig ist
    yağmur yağacak olsa \bile auch wenn es regnen sollte
    2) ( dahi) sogar
    Türkçe roman \bile okuyor er liest sogar Romane auf Türkisch
    3) schon
    düşüncesi \bile beni hasta ediyor schon der Gedanke macht mich krank
    o gitti \bile er ist schon gegangen
    4) ( üstelik) obendrein
    birbirleriyle konuşmadılar \bile sie haben nicht einmal miteinander gesprochen
    5) (noch) nicht einmal, kaum
    en küçük bir pişmanlık eseri \bile nicht einmal das geringste Anzeichen von Reue
    en ufak bir hatayı \bile affetmemek nicht einmal den kleinsten Fehler verzeihen
    üç saat \bile sürmedi es hat noch nicht einmal drei Stunden gedauert

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > bile

  • 4 caba

    I s Geschenk nt
    II adv ( üstelik) noch dazu, obendrein

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > caba

  • 5 hani

    1. 1) wo ist denn...
    \hani kahve? wo ist denn der Kaffee?
    \hani ya kahve nerede kaldı? wo bleibt denn der Kaffee?
    2) weißt du noch,...
    3) doch
    \hani bana kitap getirecektin? du wolltest mir doch Bücher mitbringen
    4) \hani benim kim olduğumu bilmese wenn er nicht wüsste, wer ich bin
    5) ( kaldı ki, üstelik) obendrein noch
    6) \hanidir ( çoktan beri) seit langem; ( epey zamandır) schon lange
    2. s zool, Zackenbarsch m

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > hani

См. также в других словарях:

  • üstelik — zf., ği 1) Ayrıca, bir de, bundan başka Üstelik bu sene dimağımda büyük bir yorgunluk duyuyorum. A. Ş. Hisar 2) sf. Güçlü, kuvvetli, sağlam Benim sesim ondan daha üsteliktir! O. C. Kaygılı 3) is. Üste verilen şey, fark Saatimi bu kalemle… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hele de — üstelik …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • üstek — üstelik, ziyadelik. I, 120 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • açıktan — zf. 1) Bir yerin uzağından 2) Sıra ve aşama gözetilmeden, dışarıdan atayarak 3) mec. Emek ve para harcamadan Üstelik açıktan yol harçlığı falan da veriyor bana. M. İzgü Birleşik Sözler açıktan açığa açıktan atama açıktan tayin Atasözü, Deyim ve… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • adli tatil — is., huk. Kanunda belirlenen durumların dışında, hiçbir adli işlemin yapılmadığı süre Üstelik adli tatil olduğu için hak sahipleri bekleşirler. B. Felek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • aşmak — den, ar 1) Yüksek, uzak veya geçilmesi güç bir yerin öte yanına geçmek İki gündür sarp dağ yollarından aşıyoruz. F. R. Atay 2) i Süre geçmek, bitmek, sona ermek Üstelik çekingenliğin de kaybolmuş hatta sokulganlığı aşarak girişkenlik derecesini… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • başka — sf. 1) Bilinenden ayrı, değişik, farklı, özge Yıllar sonra olaya başka bir açıdan bakabildim. H. Taner 2) Nitelik yönünden alışılmışın dışında bir üstünlüğü olan Bütün bunlar beni herkesten başka bir insan yapmıyor. H. E. Adıvar 3) e. Ayrıca,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bile — bağ. 1) Da, de, dahi Bir damlası bile deniz hakkında bize ilmî bir fikir vermeye yetişir. R. H. Karay 2) zf., esk. Birlikte 3) zf. Üstelik Konuşmadılar bile …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bir çırpıda — zf. Çabucak Üstelik bunu bir çırpıda, beş kere değil, on kere değil, elli kere yapabileceğiz. T. Halman …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • caba — is. 1) Bir şey ödemeden, para vermeden alınan şey, bedava Bu mâni benden sana caba olsun. S. Birsel 2) zf. Fazla olarak, fazladan, üstelik Kilometre başına bilmem ne kadar litre benzin dağıtılmış, yağ da caba! S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»