-
1 Körperpflegen
vücut bakımı -
2 Akt
Akt <-(e) s, -e> [akt] mdas ist doch kein \Akt ( fam) bu, (o kadar zor) bir iş değil ki2) theat perde;die dritte Szene des ersten \Akt(e) s birinci perdenin üçüncü sahnesi3) ( Darbietung) gösteri;ein akrobatischer \Akt akrobatik bir gösterieinen \Akt zeichnen çıplak (vücut resmi) çizmek6) (Geschlechts\Akt) ilişki7) ( Zeremonie) tören, merasim -
3 Körper
bedenpl.m.cisimpl.m.gövdegövdepl.m.vücutvücut -
4 Leib
m.bedenbedenm.gövdegövdem.vücutvücut -
5 Abwehrkräfte
Abwehrkräfte pl MED vücut direnci sg -
6 Bau
Bau1 m <-s; -ten> Vorgang inşaat/ yapım; (Gebäude) bina/yapı; (Hausbau) ev/konut inşaatı; (Körperbau) vücut yapısı;im Bau inşa halindeBau2 m <-s; -e> (Tierhöhle) in -
7 Bodybuilding
-
8 Körper
Körper m <Körpers; Körper> beden; vücut; PHYS cisim;Körper und Geist beden ve zihin/akıl;am ganzen Körper (-in) bütün vücudunda/vücuduyla -
9 Körperbau
Körperbau m <Körperbaus; o pl> vücut yapısı, bünye, fizik -
10 Körpergeruch
Körpergeruch m vücut kokusu -
11 Körpergewicht
Körpergewicht n ağırlık, vücut ağırlığı -
12 Körperpflege
Körperpflege f vücut bakımı -
13 Leib
Leib m <Leibs; Leiber> beden, vücut;etwas am eigenen Leib erfahren bş b-nin kendi başından geçmek;bei lebendigem Leib(e) diri diri;mit Leib und Seele bütün varlığı ile -
14 Mimik
Mimik f <Mimik; o pl> mimik, yüz/vücut ifadesi -
15 Statur
Statur f <Statur; Staturen> (vücut) yapı(sı); boy; fam boy pos -
16 wund
sich wund liegen yata yata yara olmak;wund reiben (sürterek) yara etmek;wunde Stelle yara (olan yer);wunder Punkt hassas nokta -
17 Bodybuilding
Bodybuilding <-s> ['bɔdibıldıŋ] ntkein pl vücut yapma -
18 Konstitution
1) bünye, yapı; ( Körperbau) bünye, vücut yapısı, fizik yapısı -
19 Körper
Körper <-s, -> ['kœrpɐ] m1) ( Leib) vücut, beden;er zitterte am ganzen \Körper ( vor Angst) bütün vücudu (tir tir) titredi; ( vor Kälte) bütün vücudu (zangır zangır) titredi [o titriyordu]2) ( Rumpf) gövde, cüsse3) phys cisim;ein fester/flüssiger/gasförmiger \Körper katı/sıvı/gaz hâlindeki cisim -
20 Körperbau
- 1
- 2
См. также в других словарях:
vücut — is., du, Ar. vucūd 1) İnsan veya hayvan gövdesi, beden Koltukta vücudunu bir yandan bir yana çevirirken âdeta inliyor. R. N. Güntekin 2) esk. Var olma, varlık Birleşik Sözler vücut ısısı vahdetivücut yekvücut Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller… … Çağatay Osmanlı Sözlük
vücut yapmak — kas geliştirici hareket ve sporlarda bedeni güçlü duruma getirmek Erkek sporları tarihe karışıyor, halter kaldıran, vücut yapan kadın atletler gündelik manzaralar arasında... A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
vücut ısısı — is. Vücutta olması gereken 36 derecelik normal ısı … Çağatay Osmanlı Sözlük
vücut bulmak — oluşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
vücut vermek — vücuda getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
vücut bulmak — doğmak ; yapılmış olma … Hukuk Sözlüğü
tek vücut — is., du 1) Birlik 2) zf. Hep birlikte Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller tek vücut olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tek vücut olmak — bütünleşmek Birbirimize sımsıkı sarılmış, tek vücut olmuş, sallanıp duruyoruz. A. Kulin … Çağatay Osmanlı Sözlük
bünye — vücut yapısı; yapı, beden; vücut; yapılış; kuruluş … Hukuk Sözlüğü
manken gibi — vücut ölçüleri düzgün ve ince olan … Çağatay Osmanlı Sözlük
çerlenmek — vücut ağırlaşmak, agrımak, hastalanmak I, 322; 11. 244, 245 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini