-
1 sırsıklam
'sırsıklam völlig ( oder bis auf die Haut) durchnässt; total, völlig betrunken; bis über die Ohren verliebt -
2 sırsıklam
наскво́зь промо́кшийsırsıklam olmak — промо́кнуть до ни́тки
-
3 sırsıklam
adj. soaking wet, dripping wet, watery -
4 sırsıklam
مبتلمبلول -
5 sırsıklam
-
6 sırsıklam
soaked, soaked to the skin, soaking, soaking wet -
7 sırsıklam
sopping wet, soaking wet. - âşık madly in love. - nezle full of cold. -
8 sırsıklam âşık
озвонч. -ğıбезу́мно / без па́мяти влюблённый -
9 sırsıklam olmak
to be soaked to the skin, to get wet through -
10 sırsıklam âşık
head over heels in love -
11 dripping wet
sırsıklam -
12 dripping wet
sırsıklam -
13 doorweken
sırsıklam ıslatmak [-ır] v -
14 like a drowned rat
sirsiklam, sirilsiklam -
15 нитка
ж1) iplik2) (бус, жемчуга) dizi••промо́кнуть до ни́тки — ipliğine kadar ıslanmak; sırsıklam olmak
обобра́ть кого-л. до ни́тки — soyup soğana çevirmek
-
16 промокать
I несов.; сов. - промо́кнуть1) ıslanmak, su içinde kalmakпромо́кнуть под дождём — yağmurdan üstü ıslamak
промо́кнуть до косте́й — см. кость
пальто́ промо́кло наскво́зь — palto sırsıklam olmuş
мне хо́лодно, промо́кли но́ги — üşüyorum, ayaklarım su içinde
2) тк. несов. su geçirmek; su almakу меня́ ту́фли промока́ют — iskarpinlerim su alıyor
II несов.; сов. - промо́кнутьэ́та ткань не промока́ет — bu kumaş su geçirmez / empermeabilizedir
kurutmaçla / kurutma kağıdıyla kurutmak -
17 стекать
несов.; сов. - стечьakmak; sızmak; akıp birikmek (во что-л.)дать воде́ стечь — suyunu akıtmak
с промо́кших наскво́зь ребя́т стека́ла вода́ — sırsıklam olmuş çocukların üstlerinden sular sızıyordu
-
18 хоть
ise de,-sa bile,dahi; hiç olmazsa,bari; bile,dahi; örneğin* * *1) союз ise de,...se bile / dahiхоть мы и не знако́мы... — her ne kadar tanışmıyorsak da...
2) союз...se deхоть плачь, хоть умоля́й - не согласи́тся — ağlasan da yalvarsan da razı olmaz
хоть ло́пни — çatlasan da
хоть выжима́й — sırsıklam
темно́, хоть глаз вы́коли — zifiri karanlık
хоть согла́сен, хоть нет, он всё кива́л голово́й — razı olsa olmasa hep baş sallar dururdu
3) частица hiç olmazsa / değilse, bariда ты хоть ви́дел его́? — onu gördün mü bari?
тот, кто хоть немно́го зна́ет исто́рию,... — tarihi biraz olsun bilen
жди хоть це́лый день — tam bir gün beklesen bile
будь ты хоть коро́ль — kral bile / dahi olsan
взять хоть твоего́ прия́теля — söz gelimi senin ahbabını alsak
••ты хоть бы позвони́л (тогда́) — hiç olmazsa telefon edeydin
хоть бы скоре́е коне́ц — bir sonu gelse
хоть бы была́ причи́на кака́я! — bir sebebi olsa ne ise!
со́рок гра́дусов моро́за - а ему́ хоть бы что — soğuk kırık derece, o ise bana mısın demiyor
конь хоть куда́! — kıyak bir at!
-
19 soaking wet
adj. iliklerine kadar ıslanmış, sırılsıklam, sırsıklam, su gibi* * *(soaking; very wet: I've washed my hair and it's still soaking wet.) çok ıslak -
20 watery
adj. su ile ilgili, su dolu, sulu, sulak, sırsıklam, ıslak, yaşlı, yağmur yağacak gibi, su gibi, tatsız, yavan, soluk, sudan, sıkıcı* * *sulu* * *1) (like water; diluted: a watery fluid.) sulu2) ((of eyes) full of fluid eg because of illness, cold winds etc.) sulanmış3) ((of a colour) pale: eyes of a watery blue.) soluk
- 1
- 2
См. также в других словарях:
sırsıklam — sf. Büsbütün ıslak, çok ıslak, sırılsıklam Yağmur altında sırsıklam gelip yine pazar yoluna çömelmiş. Y. K. Karaosmanoğlu Birleşik Sözler sırsıklam âşık Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller sırsıklam olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sırsıklam âşık — is., ğı Sırılsıklam âşık … Çağatay Osmanlı Sözlük
sırsıklam olmak — çok ıslanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
âşık — sf., kı, ğı, Ar. ˁāşiḳ 1) Bir kimseye veya bir şeye karşı aşırı sevgi ve bağlılık duyan, vurgun, tutkun (kimse) 2) is. Sevişen bir çiftten kadına oranla genellikle erkeğe verilen ad 3) is. Halk ozanı Dinleyin âşıklar benim sözümü / Felek yaktı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sırılsıklam — sf. Büsbütün ıslak, çok ıslak, sırsıklam Birleşik Sözler sırılsıklam âşık Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller sırılsıklam olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sırılsıklam âşık — is., ğı Delicesine sevdalı, tutkun kimse, sırsıklam âşık … Çağatay Osmanlı Sözlük
ter — is. Derinin gözeneklerinden sızan, kendine özgü bir kokusu olan, yapışkan, renksiz, tuzlu sıvı O kadar sırsıklam ter içinde idi ki cesaret edemedi. Y. K. Karaosmanoğlu Birleşik Sözler alın teri ayak teri ecel teri Atasözü, Deyim ve Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük